Hakan Fidan inandı ve saklandı
15 Temmuz darbe girişimi günü Türkiye'nin en önemli iki ismi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı (MİT) Hakan Fidan ne yaşadılar?
Pilot Binbaşı 14 Temmuz tarihinde yani bir gün önce MİT'e giderek darbe olacağını ihbar ediyor. İfadesi medyada geniş yer aldı.
Bu ihbar üzerine MİT Müsteşarı Hakan Fidan sanırım gerekli istihbarat çalışmalarını yaptırıyor ve ancak ertesi günü Genelkurmay Başkanlığı'na öğleden sonra giderek darbe girişimi iddiasını Başkan Akar'a aktarıyor.
Bu olayların perde arkasını Akar ve Fidan Türkiye Büyük Millet Meclisi 15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu'na gidip ifade vermedikleri için bilemiyoruz.
Ancak mahkemelerde verilen ifadeler ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarını birleştirince ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:
Darbe girişimi iddiasını ciddiye alan MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanlığı'ndan ayrıldıktan sonra cep telefonunu kapatarak bilinmeyen bir yerde saklanıyor.
Bu saklanmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Askeri hareketlilik iddiaları üzerine saatlerce MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a ulaşamadım. Darbe girişimini eniştemden öğrendim" sözlerinden anlıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, düşünebiliyor musunuz 15 Temmuz darbe girişimi gecesi MİT Müsteşarı'na hem de "sırdaşım" dediği Hakan Fidan'a saatlerce ulaşamıyor. Keza Başbakan Binali Yıldırım da kendisine ulaşamıyor.
Darbecilerin kuşku yok ki bir numaralı hedefi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki numaralı hedefi de Başbakan Binali Yıldırım'dır.
Hakan Fidan saklanarak ya da ortadan kaybolarak devletin istihbarat kurumunu başsız bırakmakla kalmamış, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık gibi devletin zirvesindeki en önemli iki kuruma da darbe girişimi konusundaki gelişmeleri aktaramamıştır.
15 Temmuz günü MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı kabul eden Başkan Akar anlaşılan o ki darbe girişimine ya da boyutuna ihtimal vermemiş.
Ne demek istediğimi biraz daha açık yazayım.
Eğer Akar, Genelkurmay'ın basılacağını aklının ucuna getirse hem kendisini hem de karargâhı baskından koruyacak tedbirleri alırdı.
Akar'ı da aslında anlıyorum çünkü yaverinin, her rütbeden generalin böyle bir kalkışma yapacaklarını tahmin etmek gerçekten mümkün olamayacak kadar zor, hatta daha ne söyleyeyim mümkün değildir.
Ben Genelkurmay Karargâhının 15 Temmuz darbe girişimi gecesi baskına uğramasını 11 Eylül günü Amerika'nın Pentagon'una uçakla saldırılmasına benzetiyorum.
Hangi Genelkurmay Başkanının aklına gelir ki emir komuta zinciri içerisinde olmayan bir darbe girişimi ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin beyni Genelkurmay Karargâhı'nın basılacağı?
Akar Paşa bir darbe kalkışması olsa dahi emir komuta zinciri içerisinde bastırılacağını düşünerek karargâhtaki odasında kalmaya karar vermiş demek ki.
AKP Milletvekili Şaban Dişli'nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli'nin makam odasına yaveri ile gelip, "Komutanım siz de bize katılın" diye darbecilerin başına geçmesini önereceklerini Akar Paşa rüyasında görse inanmazdı sanırım.
Askeri kaynaklardan aldığım bilgiye göre Dişli'nin bu teklifine çok sert küfür ve hakaretlerle karşı koyan Akar Paşa, daha fazlasını yapmasına imkân tanınmadan derdest edildi.
Son söz şudur; MİT Müsteşarı Hakan Fidan 15 Temmuz'da darbe girişimi olacağına inandı ve saklandı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ise buna ihtimal vermeyip karargâhını terketmeyince derdest edildi.