Ha onlar, ha bunlar

Demokrasiden, parlamenter sistemden, özgürlüklerden, hak, hukuk ve adaletten, eşitlikten, kuvvetler ayrılığından, millî iradenin egemenliğinden, laik cumhuriyetten, Atatürk ilke ve inkılaplarından, çağdaşlıktan yana olan siyasetçi, bu değerlere ve ilkelere zerre kadar bağlıysa AKP'de olamaz...

Olanları seyretmek, haklarında hüküm vermeye yeter!

* * *

İktidar partisi, 15 yıldan beri Osmanlı hanedanının külleri üzerine "Yeni" diye betimledikleri karanlık bir Türkiye kurmaya çalışıyor. Din üzerinden siyaseti bu amaçla yapıyorlar; ülkenin dost sayısını bu amaçla eksiltmeye çalışıyorlar...

Emirlere, şeyhlere, sultanlara, krallara, ya da babadan tevarüs eden devlet başkanlığı koltuğuna tepeden inme oturanlara kucak açarak dine dayalı dostluklar kurmaya kalkıyorlar...

Eğitim ve öğretim hayatını ve müfredatı karanlık Türkiye için kurcalayıp duruyorlar; milliyetçiliğin duygu ve düşünce yapısını sırf yerle bir etmek için, Ulu Önder'e sataşıyor, aziz hatırasının üzerine yandaş çapulcularını bîperva salıyorlar...

Yargıyı mıncıklamaları ve atamalarla delik deşik etmeleri bundan; polisi yandaş kurum yapmanın, silahlı kuvvetleri de güçsüz kılmanın hesabını sırf karanlık Türkiye'ye hızlı biçimde gitmek amacıyla yapıyorlar...

Eş dost, hemşehri komşu, ahbap çavuş sınıfına girenlerin kimilerini devlet mekanizmalarının başına, kimilerini de kıçına atayarak akıllarınca ülkeyi kontrol altına olmuş oluyorlar...

Devletin her kurumunda imam hatip egemenliği var, cemaatten farkları kalmadı, partide imamlara ek olarak abiler de cirit atıyor. Yeniden ikinci bir paralel devlet süreci yaşanıyor...

* * *

İhanet çetesi cemaatten kurtulduk derken, düştüğümüz şu duruma bakınız; AKP çoktan cemaatin yerini aldı...

Kurtulacak mıyız derseniz, o çok yakın, çok!

Müftü nikâhıyla nereye...

Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu hukuku yorulmadan savunan günümüzün en değerli hukuk adamlarından biri. Uluslararası şöhrete sahip, kıymetini kadrini bilmeyen sadece iktidar; kuzu gibi hukukçular mücadeleden havlu atarak çoktan çekilmiş durumda. Elbet de Feyzioğlu hep öne çıkacak ve genç meslektaşları tarafından örnek alınacak...

Günün en önemli (!) gündem konusu ne değerli okurlar...

AKP'li belediye başkanlarının ve "Reis"in istemediği il ve ilçe başkanlarının istifası değil mi...

Feyzioğlu da konuya parmak basıyor ve diyor ki:

-Dünya durdu, meselemiz ve ana akım denilen medyanın işi gücü bu oldu. Belediye başkanlarından kahraman yaratma hülyasının tek adamcılık inşasına harç taşıdığını görmezden gelerek, ya da pek âlâ bilerek isteyerek...

Yerinde tespit; devam ediyor:

-Ancak bir yandan da müftülük nikâhı süreci yürüyor... Konunun dinle, imanla ilgisi yok. Bu projenin sahipleri istesin veya istemesin kadın erkek eşitliğini yok etmek için adım atıyor, bu adım müftülük nikâhına dönüşecek...

Başkan, bu konuda dikkatleri, pek az insanın aklına gelecek noktalara çekiyor. Müftülerin resmi nikâh kıymasını yorumlarken de şöyle diyor:

-Ancak bir sonraki adımda, madem ki din adamı resmi nikâh kıyıyor, evliliğe giderken herkesin kendi dini hükümleri uygulansın denilecek. Dünyanın Müslüman çoğunluklu coğrafyalarının tamamında böyle durum. Bu sebeple de kadınlar toplum hayatına erkekler gibi dahil olamıyor...

Feyzioğlu'na göre işletilen bir süreç var, onu da yarın naklederim...

AÇIKLAMA

Yeniçağ Gazetesi'nin 17.10.2017 tarihli nüshasının 3. sayfasında yayınlanan Ergun Kaftancı'ya ait "Yargı İktidara Bağımlı Olamaz" başlıklı köşe yazısının "Fiskeler" alt başlıklı kısmında yer alan yazı içeriğinde "FETÖ'ye ait Ankara'daki bir bina, ihale filan yapılmadan yanlı yayınlarıyla dikkat çeken atv'ye verilmiş" denilmekte ise de bu haber, tamamıyla gerçek dışıdır. Zaten haber içeriğinden de, iddia edilen bu gerçeğe aykırı durumun herhangi bir dayanağı olmadığı açıkça görülmektedir.

Gerçek dışı haberi yayınlayan gazetenizi kınıyor, Yeniçağ Gazetesi'nin asılsız haberine karşı cevabımızı kamoyuna saygıyla sunuyoruz.

Turkuvaz Aktif Televizyon Prodüksiyon A.Ş.

Vekili Av. Fatih SAVAŞ

Yazarın Diğer Yazıları