Görev Baykal’a mı verilecek?

Biz iç siyasetle meşgulken, CIA Başkanı John Brennan’dan sonra ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey de İsrail’i ziyaret etti. Dempsey, İsrail’e, “İran ile nükleer anlaşmaya varılsın ya da varılmasın, potansiyel düşmanlara karşı askeri hat korunacaktır” güvencesini verdi.

Dempsey, basına yaptığı açıklamada da “İsrail, sadece niteliksel olarak yardım ettiğimizden emin olmak istiyor. ABD, Körfez ülkelerinin ordularının büyümesine ve gelişmesine yardımcı olurken bu orduların bölgede üstünlük kazanacak kadar büyümeyecekleri konusunda teminat istiyor” dedi!

* * *

Tayyip Erdoğan ise üç günlük aradan sonra konuşurken, “BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, dünyadaki adaletsizlikleri önlemek konusunda öncülük yapması gereken kurumların, önce kendilerini ıslah etmeleri gerekiyor. İşte buyurun, bakın sınırımızda Tel Abyad’da, Arapları ve Türkmenleri uçaklarla vuran Batı, ne yazık ki onların yerine terör örgütü PYD ve PKK’yı yerleştiriyor. Buna biz nasıl olumlu bakabiliriz? Bu Batı’ya biz nasıl samimi olarak bakabiliriz” dedi.

İlginç değil mi? ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanı olacaksınız ve bu proje gereği Libya ve Suriye’yi kana bulayacaksınız, sonra da “Araplar ve Türkmenleri katlediyorlar” diye kendi iç kamuoyunuzun desteğini almaya çalışacaksınız.

Sormazlar mı ki sürüye kurt çağıran siz değil misiniz? IŞİD’çilerin ve silahlarının Türkiye üzerinden Suriye’ye geçişini sağlayan siz değil misiniz?

PYD ve PKK’nın, lojistik destek verdiğiniz IŞİD ile savaşarak onların geçici olarak hâkim olduğu topraklara el koymasına sebep olan siz değil misiniz ki şimdi Batı’dan şikâyet ediyorsunuz?

Siz o Batı’nın politikalarını Libya ve Suriye’de uygulayan kişi değil misiniz?

* * *

Erdoğan, sadece dış politikada değil iç politikada da tutarlı değil. Herkes biliyor ki Deniz Baykal ile görüşmesi, kurulacak koalisyon hükümeti ile ilgilidir.

Erdoğan görüşme ile ilgili olarak, “Meclis’in en yaşlı üyesi olması hasebiyle Sayın Baykal’ı davet ettim, kendisiyle görüşme yaptım. Hem süreci değerlendirdim, bu işin süratle kesintisiz devamı için ben üzerime düşen neyse bunu yapacağımı kendisiyle de paylaştım. Çünkü devam eden yatırımlarımız var, bunların aksamaması lazım” dedi!

Nasıl yani, daha hükûmet kurulmadan, yatırımların sorumluluğunu Baykal mı üstlenecek? Yoksa hükûmeti kurma görevini, Ünal Tanık’ın yazdığı gibi Baykal’a mı vereceksiniz?

* * *

Buyrun bir çelişki daha! Erdoğan “Türkiye’yi hükümetsiz, Türkiye’yi başsız bırakan, egolarına mahkûm olanlar, ne tarihe ne de milletimize bunun hesabını veremezler. (Türkçe’de bu cümlenin “verebilirler” diye bitmesi gerekiyor) Onun için de anayasal yasal süreç içerisinde herkes egolarını bir kenara koyup, bir an önce ülkemizde hükümet kurulmalı ve kaldığımız yerden, devlette devamlılık esastır anlayışıyla bu süreç devam etmelidir. Asla, kimse, hangi siyasi olursa olsun, ben deme hakkına sahip değildir, biz demek zorundayız” diye konuşuyor!

Cumhurbaşkanı sıfatını taşıdığı halde “Başkanlık Sistemi” diye tutturup “Parlamenter sistemi bekleme odasına aldık” diyen; genel seçim süreci boyunca muhalefet liderleri kadar miting yaparak hepsini yerden yere vuran, kendi kurdurduğu havuz medyasında muhalefete hiç yer verdirmeyen, devletin televizyonlarını hoparlör olarak kullanan, istemediği gazetecileri kovdurup onların yerine genel yayın müdürü ve köşe yazarı atamaları yapan kim acaba?..

Ayrıca “ben” değil “biz” demek, AKP tek başına iktidar kaybettiğinde mi aklınıza geldi? Şimdi mi “biz” olduk? Yoksa siz de hiçbir muhalefet partisinin AKP kadar büyümemesi veya kimsenin size dokunmaması için teminat mı istiyorsunuz?

Yazarın Diğer Yazıları