Gagavuz Türkleri Başkanı Formuzal’la!
Her şeyden önce, Hıristiyan Ortodoks dinine mensup Gagavuzların aslında Gök-Oğuz kelimesinin türettiği bir ismi taşıdığını hatırlatmamız gerekiyor.
Çok sayıda tarihçi, etnograf ve dil uzmanı, 13. Yüzyılda Dobruca topraklarında idari merkezi Korbuna şehri olan “Dobruca Prensliği” veya “Uzi Eyalet” adı altında kurularak iki yüzyıldan fazla yaşamış devlete sahip olan Gagavuzları Türk Dünyası’nın en orijinal halklarından biri olarak kabul ettiği biliniyor.
Gagavuzlar, Ortodoks Hıristiyan kökenli etnik Türkler kabul ediliyor.
Bizans yazılı kaynaklarında, Oğuzlar 11. Yüzyılda Tuna nehrini geçip Balkanlardaki Makedonya, Paristrione, Yunanistan ve Bulgaristan’da yerleşen göçebe boyları olarak kaydediliyor.
Gagavuzlar, Moldova SSCB’den ayrılıp bağımsızlığa kavuştuktan sonra, 1994’te geniş bir özerklik kazanmanın tadını bir türlü çıkaramıyor.
Gagavuzya’da Yönetim, Moldova Cumhuriyeti Anayasası, “Gagavuz Yeri Özel Hukuki Statüsü” Kanunu, Gagavuz Ana Kanunu ve Gagavuz Halk Topluluğunun çıkardığı yerel kanunlara göre yürütülüyor.
Zaten, ekonomik bakımdan da geride bırakılmış özerk devletlerin arasında yer alıyor.
Gagavuzya’nın alt yapısındaki en zayıf yeri, içme suyu temini ve sulama gösteriliyor.
Türkiye, 1994 yılında Gagavuz Bölgesi’nin içme suyu ve sulama projesinin gerçekleştirilmesi için 35 milyon dolarlık kredi açmışsa da, Moldova Parlamentosu’nun, ancak bunun sadece 15 milyon dolarlık kısmını onaylaması hafızalardan çıkmıyor.
Kredinin ikinci kısmının onaylanması ile ilgili çalışmaların devam ettiği iddia ediliyor.
Son zamanlarda, alt yapıya yapılan yatırımların devlete ait bölümünde azalma, özel sektöre ait kısımda ise artış kaydediliyor.
166 bin kişinin yaşadığı Gagavuz bölgesinde 100 kişiye 18 telefon düşüyor.
TİKA’nın teknik yardımı ile yenilenen Gagavuz radyo-televizyonu, şimdilik Komrat’ın tamamı ile Çadır-Lunga şehrinin bir kısmından izleniyor.
Gagavuzya verimli toprakları dolayısıyla oldukça yüksek bir tarım potansiyeline sahip.
Toprağın özel mülkiyetin elinde olması çiftliklerin gelişmesini teşvik ediyor.
Gagavuzya’nın, işletme sermayesi, kiralama usulü öncelikli olmak üzere tarım makinelerine, çağdaş teknolojilere ve tarım ürünleri ambalajlama teknolojilerine ihtiyaç duyuluyor.
Ne var ki, öz be öz Türk olan Gagavuzları, çoğu Türk hükümetleri nedense görmezlikten gelerek; büyük ve geniş politik, ekonomik hatta sosyal desteklerini esirgiyor.
Her ne kadar, Türkiye’nin yardımları kendisini ülkede gösteriyorsa da ihtiyaca cevap vermiyor.
Rusya, Kırım yarımadasını Ukrayna’dan koparıp ilhak etmesiyle sıranın Moldova’ya geleceği, benzer bir senaryonun tekrarlanacağı söyleniyor.
Gerçekten de, Moldova’nın tutumu nedeniyle Rusya’nın kendiliğinden oluşabilecek tehdidi, Gagavuzlar üzerinde adeta dolaşıyor.
Nitekim, Moldova yönetimi, AB ile ortaklık anlaşmasını imzalamaya kalkışırsa, buna şimdiden karşı olan Gagavuz Özerk Cumhuriyeti liderliğinin de bağımsızlığını ilan edeceği sanılıyor.
Gagavuz Özerk bölgesinde 7.5 yıldan beri Başkanlık yapan Mihail Formuzal, aynı zamanda merkezi hükümetin de üyesi bulunuyor.
Marmara Vakfı’nın Yıldız Parkı Malta Köşkü’nde Mihail Formuzal onuruna verdiği yemekte, kısa bir görüşme fırsatını bulduğumuz genç Başkanın bütün güçlüklere ve tehditlere rağmen moralinin yerinde olduğu görülüyor.
Sorunlarının başında, ülkesinin özerkliğini yitirme tehlikesinin bilinci içinde tedirginlik duyuyor.
Galiba, Türkiye’den de beklentilerin bir türlü gerçekleşmemesinin üzüntüsünü yaşıyor.
Fakat, tedirginliğini ne resmi ne de özel görüşmelerinde pek dile getirmiyor.
Mihail Formuzal, durumu sadece samimi bir şekilde özetliyor:
“Moldova’nın sınırları içinde kalmak istiyoruz. Ama merkezi hükümet ülkeyi bölecek bir yolda ilerliyor. Üstelik Moldova’nın NATO’ya, AB’ye girmesini istiyor. Biz buna karşıyız. Moldova, AB ile ortaklık anlaşmasını imzalayıp yürürlüğe sokarsa ekonomimiz kendiliğinden çöker. Bu nedenle şayet Moldova hükümeti AB ile anlaşırsa, biz de ayrılıp bağımsızlığımızı ilan ederiz...”
Nereden bakılırsa bakılsın, Gagavuz Türkleri üzerinde, dolaylı-dolaysız bir Rus tehdidi şimdiden endişe uyandırıyor.