G.Saray TV'den F.Bahçe başkanına dua
Ahmet Cömert adına düzenlenen Uluslararası Boks Turnuvası dün başladı. Bu önemli ismin boksumuz başta, Türk sporu adına yaptığı hizmetleri sıralamayacağım. Ancak merhum için yapılan her türlü organizasyonu alkışlayanlardanım. Etkinlikle ilgili olarak G. Saray Televizyonu'nda da özel tanıtım yapıldı. Konuklar arasında bir boks duayeni Orhan Ayhan da vardı. Bu spora gerçek katkının ancak G.Saray-F.Bahçe rekabetiyle mümkün olabileceğini şu sözlerle aktardı; "Federasyon Başkanı Eyüp Gözgeç, Dursun Özbek'ten bunu gerçekleştirmesini istedi". Bu talebin sonucu zamanla alınacak. Dileriz kısa sürede gerçekleşir.
Bilindiği gibi Fenerbahçe'nin zaten boks şubesi mevcut. Olimpiyatlar dahil tüm önemli organizasyonlardaki madalyalarımızı Sarı Lacivertli boksörler kazanıyor. Televizyondaki konuşma sırasında Orhan Ayhan'ın ağzından "Allah razı olsun Aziz Yıldırım'dan" sözleri de çıktı. F. Bahçe Kulübü Başkanı gerçekten bunu hakketti. Ancak, bunun GS TV'de söylenmesi birilerinin ayranını kabarttı. Bereket bunlar bir duayenin ağzından çıkmıştı. Sıradan biri olsa kıyamet kopması kaçınılmazdı.
Bu arada bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bir kaç sene önce F. Bahçe Televizyonu'nda çalışan bir bayan spikerin, Cimbom taraftarı olduğu öğrenilince işine son verilmişti. Daha sonra bu kızcağız GS TV'de işe alındı. Anlayın rekabetin geldiği boyutu. Onun için Orhan Ayhan'ın mekan ayırmadan "Sezar'ın hakkını Sezar'a veren" sözlerini alkışlıyorum. Dilerim boksta da iki kulüp arasındaki rekabeti yeniden yaşarız. Unutmayın ki, bir zamanlar Sabri Mahir gibi dünya boksunun önemli ismi Galatasaray'dan yetişmişti.
***
İşlem tamamdır
"Yüz Yüze Futbol" iyi gidiyor. Ömer Üründül'ün tekrar TRT ekranlarına dönüşüne ilgi büyük. Bu önemli yorumcunun donanımına sahip olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Futbol bilgisi Süper Lig ve TFF ile sınırlı kalmıyor. Dünyayı da yakından takip etmekte. Altınordu'yla ilgili bir soru geldiğinde "Geçenlerde Elazığ'la maçlarını izledim" diyebiliyor. Erdoğan Arıkan'ın tanımlamasıyla "futbol profesörü" olmak kolay değil. Aslında bu titri pek çok spor dalı için kullanmak mümkün. Üründül'ün Fenerbahçe'nin Başakşehir maçı öncesi söylediklerinin bire bir gerçekleştiğine dikkatinizi çekerim. Bu spor adamının bence en önemli özelliği eleştirirken dahi saygı çerçevesinden çıkmaması. Kişisel yorumlarda bulunulunca hemen frene basıyor ve "Ben bunu bilemem" diyor. Bu tavrıyla da binlerce mesajın muhatabı oluyor.
***
Farklılık
Politik tartışmalarda NTV'yi izlemek kolay. Katılımcı sayısı az. Ayrılan süre öbürlerine göre daha kısa. İki saati bulmadan konu tamamlanıyor. Doğrudan Siyaset'te patron yine Simge Fıstıkoğlu idi. Tartışmacılardan Doç. Dr. Ahmet Kasım Han'ı beğeniyorum. Abuk sabuk konuşmuyor. Bir siyasi partinin borazanlığını yapmıyor. Türk-ABD ilişkilerini anlatırken durumun bu kadar kötü hale gelmesini "yıllar yılı lobi faaliyetlerinin FETÖ'ye bırakılmasına" bağladı. Reza Zarrab davasının genişletilmesinin iki ülke ilişkilerini bitirmeye sebep olabileceğini ima etti.
Aynı programda yer alan Hasan Basri Yalçın bilindik SETA mensupları gibi değil. Yalçın'ın dış politikadaki değerlendirmelerinin hepsine iştirak ediyorum. Üçüncü isim Levent Yılmaz'ın hayli fazla gecikerek masaya oturmasını ise "trafiğe bağladım".
Şikâyetçiyim
Türkiye'nin Gündemi genelde can sıkıyor. "Bir kısım anlaşmalı tipler"in aynı şeyleri tekrarlamasından fenalık geldi. Mesela Av. Helin Görgül hangi konu açılsa "Ben bilgi sahibi değilim" diyor. O zaman sana "Burada ne işin var. Dersini çalış da gel" demezler mi? Amacı krem renkli tesettür kıyafetini sergilemekse durum farklı.
Katılımcılar arasında Prof. Dr. Mithat Baydur ile Prof. Dr. Bahadır Erdem en dolulardandı. "Sazı elde tutma süreleri" bunun işareti. Bir süredir gözlemlediğim gerçeği de itiraf etmeliyim. Dr. Mehmet Sarı kendini yeniledi. Hırçın tavrı yok oldu. Tebrik etmeyi görev sayıyorum.
...
ÖZEL NOT: Ahmet Hakan Coşkun yeni sezonda da kıyafet fakiri. Zevksizlik abidesi. Ne giyse yakışmıyor. Vaz geçemediği "türbe yeşili" kravatından fenalık geldi.
Kanal D'den bir başka tespitim ise Murat Güloğlu ile ilgili. Yine çok şıktı. Ayrıca taktığı kravat süperdi.
***
HER ŞEY BU MASADA, yeni sezon açanlardan. Doğa Rutkay'ın Özdemir Erdoğan'la söyleşisi zevkliydi. Bu sanatçıyı tanıyışım epey eskilere dayanmakta. İlk kez bir Hollanda seyahatimde dinlemiştim. Sonesta Hilton'da çalışıyordu. Türk grubunu fark edince coştu. Sabaha kadar söyledi. Erdoğan'ı Yeniköy İskelesi'ndeki mütevazı restoranda da sıkça izledim. Yer fark etmiyor. Dinleyiciye saygısı büyük. İkinci Bahar adlı şarkıyı yeniden düzenlemesi de unutulmazlarından.