Fitne içinde fitne!
Recep T. Erdoğan, Büyük Birlik Partisi’nin kendisiyle birlikte hareket edeceğinden çok emindi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde BBP muhalefetin çatı adayını destekleyeceğini açıklayınca önce bir şaşkınlık geçirdi, sonra bey’atçıları BBP’ye hücum üzerine hücum tazelediler... Doğrudan yüklendiler, dolaydan yüklendiler, içeriden adam ayarttılar, adam kaçırttılar, hazımsızlıklarını her yolla ortaya koydular.
Rüşvetin hesabını veremeyen, bölücülerle “kanka” olan insanlar neden desteklensin ki...
Eğer BBP yönetimi, R. T. Erdoğan’ı destekleyen bir açıklama yapsaydı, bitişini de ilân eder, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun kemiklerini sızlatırdı.
AKP ile iş tutan bir-iki kişiyi “Bağımsız Ülkücü” diye çıkardılar, güya bir kısım MHP’lilerin yanlarında olduklarını demeye getirdiler.
BBP’nin il teşkilâtı olmayan bir ilde yanına birini sahneye çırkartıp “BBP bu ilde bizi destekliyor.” diyerek çığırtkanlık yaptılar.
Ellerindeki “Alo Fatihler”le öyle zihin bulandırma ameliyesine giriştiler ki, yanlarında Çinlilerin ünlü beyin yıkama metodundan bahsedilemez bile...
MHP bayraklarının açtırıldığı mitingleri bilirsiniz.
BBP’liler, halkın sesini dinlemişler ve Recep T. Erdoğan’a oy yok demişlerdir. Alperen Ocakları, tıpkı MHP ile bağlantılı Ülkü Ocakları gib, BBP ile iç içedir. MHP’de Ülkü Ocakları Başkanı MHP Genel Başkanı’nın izni olmadan değişemez ve izni olmadan adım atılamaz. Bu gerçeği bilelim. MHP’den neş’et etmiş BBP’yi farklı göremeyiz. Alperen Ocakları da BBP Genel Başkanı’ndan izinsiz karar veremez. AKP’liler Alperen Ocakları Başkanına bile farklı dil kullandırdılar . BBP yönetimi bu başkanı hemen geri çekti. Hakkı Öznur, BBP’ninin Yüksek İstişare Kurulu Başkanıdır. Dökümanter çalışmalar yaptığını cilt cilt kitaplarının boyuna geldiğini daha önce yazmıştım. Milliyetçi Hareket’in (MHP-BBP ayırmıyorum) hafızasıdır âdeta... Hakkı Öznur’la AKP’nin BBP’ya kurduğu kumpası konuştum. H. Öznur, “AKP iktidarı BBP’yi bitirmek için para musluklarını, ihale musluklarını, devlet imkânlarını sonuna kadar açmıştır.” diyerek R. T. Erdoğan hakkında ağır bir dil kullanıyor: “İlkesi olmayan, ihtiraslı, kibirli, nefsinin esiri olmuş bir başbakanla karşı karşıyayız. Takiyyede sınır tanımayan Erdoğan Köşk’e çıkmak için her yolu mubah görüyor; ülkeyi yönetmek için kendisine verilen yetkilerin tümünü kendi ikbâli için kullanıyor. 17 Temmuz günü Tekirdağ mitinginde BBP’yi hedef alan iftiralarıyla kirli ve karanlık operasyonu bizzat başlatmıştır. Başbakan kozmik odalarda hazırlanan prompterde, ’Neymiş bu hükümet Yazıcıoğlu’nun faillerini bulmamış. Bu ne zavallılıktır. Bizim karşımızda bu tür şeyleri konuşamıyorlar. Ziyaretlerine gittiğimizde bu tür şeyleri söyleyemiyorlar.’ diyerek yalan söylemiştir. 25 Haziran günü BBP’yi ziyaret ettiğinde iki saat süren görüşmenin bir saati Muhsin Başkan’ın dava dosyası ile ilgilidir. İmralı ve Kandil’le müzakereler yürüten AKP hükûmeti, bilinçli olarak Muhsin Yazıcıoğlu dosyasını kapattırmaya çalışıyor. Rüşvet ve yolsuzluklara karşı çıktığımız için; toplumu ayrıştıran, baskılayan ve soyan anlayışa hayır dediğimiz için, hedefe konduk.”
Bir gün sonra seçim... İnşallah halkımızın kalp gözü açılır!