FETÖ'nün siyasi ayağı nerededir?
Herkes FETÖ'nün siyasi ayağını soruyor ama bu yönde bir soruşturma yapılmadığı, hatta MİT'in tespit ettiği Bylock'çu listelerinin, vekillerin ismi çıkarılarak polise veya savcılara teslim edildiğine dair iddialar var. Bu yöndeki iddiayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gündeme getirmişti.
Bu arada 15 Temmuz darbe girişimi öncesini kapsayan FETÖ çatı davasına, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmasında konuyla ilgili bir gelişme oldu.
Duruşmada Mahkeme Başkanı Selfet Giray, eski AKP milletvekili İlhan İşbilen'in ifadesindeki çelişkileri gidermek üzere çeşitli sorular yöneltti. Giray, İşbilen'e ABD ziyaretlerinin sebebini sordu. İşbilen ise "AKP'nin eski Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem'le birlikte, 4 yıl süreyle o konferanslar yapılırken, devlet olarak milletvekilleri olarak gidilirdi. Davutoğlu'nun ailesi ile birlikte dört-dört buçuk saat Gülen'in evinde kaldığını biliyorum. 4 yıl içinde oradan herkes uğradı geçti" dedi.
Tabii bu vesileyle merhum Bülent Ecevit'in de Fethullah Gülen'i evinde ziyaret ettiğini hatırlatmamız gerekir!
Mahkeme başkanı, İşbilen'e tekrar ABD'ye hangi amaçla gittiğini sordu. İşbilen, "Ziyaret amaçlı" diye cevap vererek "AKP'nin kendisine çok ciddi teveccühü vardı, ondan gidiliyordu" dedi.
***
Mahkeme Başkanı'nın önceki duruşmada üzerinde durduğu konulardan biri ise dinler arası diyalog ve Fethullah Gülen'le birlikte gerçekleştirilen Vatikan ziyaretiydi. Mahkeme Başkanı Giray Vatikan'a neden gidildiğini sorması üzerine İşbilen "Dinler arası diyalog, sonradan Cumhurbaşkanı, Başbakan tarafından resmiyete döküldü. Bunun devlet eliyle yapılması için girişim oldu. Sayın Erdoğan sanırım 10 yıldır bunu destekliyor. Eline aldı bu işi" dedi!
İstifa ettiğinde "Gülen ile hükümet arasında arabuluculuk yaparım" dediği hatırlatılan İşbilen, "Bu açıklamayı bana yaptırdılar. Tüm sorulara cevap veririm ancak basına kapalı toplantılarda konuştuğumuz bazı şeyler var. Daha fazla konuşup partime zarar vermek istemiyorum" dedi!
***
FETÖ'nün siyasi ayağı konusunda ise Başkanlık Sistemi'nin dolayısıyla rejim değişikliğine doğru gidişin önünü açtığı gerekçesiyle eleştirdiğimiz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Kasım 2016 günü önemli tespitler yaptı.
Bahçeli, "15 Temmuz darbesinin siyasi kadroları ve FETÖ'nün siyasi bağlantıları, siyaset kurumu içindeki unsurları ve uzantıları olmak üzere birbiriyle bağlantılı iki hayati konu esrarını korumaktadır" dedi ve bu durumun "vahim, çok manidar ve izaha muhtaç koskoca bir garabet" olduğunu söyledi.
***
İlhan İşbilen'in ifadesi, FETÖ'nün siyasi ayağını biraz belli etti de darbe başarılı olsaydı kurulacak hükümetin listesi konusunda hiçbir bilgi yok!
Bahçeli soruyor: "Asılsız ihbar ve şikâyetlerle, aslı astarı olmayan isnatlarla, FETÖ'yle herhangi bir organik bağı olmayan öğretmen veya memurları mesleklerinden atmak hukuk devletinin ilke ve kurallarıyla ters düşer. Onbinlerce öğretmen kâh FETÖ'cü kâh PKK'lı oldukları gerekçesiyle idari ve adli müeyyidelere uğrarken, Yurtta Sulh Konseyi isimli çeteyi ağzına alan yoktur. Öğretmene güç yetiyor da, siyasetteki FETÖ'cülere niye dokunulmuyor? Niye bunların üzerine gidilmiyor? Odacı, çaycı, çorbacı biliniyor da, hatırlı ve yüksek mevkilerde bulunan veya bulunmuş FETÖ'cülere niye sıra gelmiyor, adalet ve devlet bunların semtine niye uğramıyor?"
***
Kısacası FETÖ'nün siyasi ayağını herkes biliyor ama telaffuz etmiyor. Çünkü FETÖ'nün siyasi ayağı büyük oranda AKP'nin içindedir! Bahçeli bunu telaffuz etse, gerisi çorap söküğü gibi gelecek ama Başkanlık Sistemi de yine hayâl olacak o zaman!