Fareli Stüdyodan 50.Yıl'a

Dünya Gazetesinde sabah toplantısındayız. Önemli olduğu için patron ve yazar Bediî Faik de katılanlar arasında. Zaten geniş iştirakli olma isteği ondan geldi. Çünkü TRT programlı televizyon programlarına başlıyordu. Bediî Bey lafa "Yandık beyler" diye girdi. Sonra uzunca bir analiz yaptı:

"Tüm dünyada televizyonlar yazılı medyanın en büyük rakibidir. Sonunda bu iş bize de geldi. Öncelikle gazete alma alışkanlığı azalacak. Reklam pastasının bölünmesi daha büyük tehlike. Buna göre tedbir almak zorundayız. Benim önerim cazip yenilikler bulmamızdır. Bir de televizyon köşesi hazırlamamız. Bunun için de mutlaka günlük eleştirilere de yer vereceğiz".

Hedef Kişi

Meslek hayatımda her zaman esinlendiğimi itiraf ettiğim Büyük Kalem Bediî Bey'in devamlı bana baktığını fark ettim. Gazetenin başyazarlığını yapan kardeşi Doç. Dr. İlhan Akın'ın da -İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı 'da yaptı- beni süzdüğünü anladım. İşte o zaman kurulan planı sezdim. Hoca hemen lafa girdi; "Biz Burhan'la beraber bu işi götürürüz".

Hiç unutmuyorum İlhan Hoca ilk yazıyı yazdı. Sonra topu tamamen bana attı. Köşe'nin adı "Ekran Eleştirisi" oldu. Dünya'da bu işi götürdüğüm sürece imzamı hiç kullanmadım. İtiraf etmeliyim ki, köşeyi doldururken hiç zorlanmadım. Tek bir kanal vardı. O da kısa süreliğine tamamlanıyordu.

Ankara'da Mithat Paşa Caddesi'ndeki avuç içi kadar stüdyodan yayın yapılırdı. En önemli malzemem merhum Jülide Gülizar'ın kazaklarıydı. Tamamı annesinin örgüsüydü. Bu nedenle Haroşa'dan Selanik'e kadar hepsini öğrendim. Bazen tarif bile verdim.

Davetsiz Misafirler

Ankara Temsilcimiz Selçuk Altan'dan -oda Hakk'a yürüdü- aldığım detayları ek yaptım. En güzel sürpriz de canlı yayında ortaya çıkan minik farelerdi. Bir de spikerlerin yüzüne konmaya meraklı sinekler...

Arızalar ise bitmek tükenmek bilmiyordu. Tarihi maşrapa ve vazolar ekranın en vazgeçilmez unsurlarıydı.

Cenk Koray Ağabeyimle tanışmama, eleştirilerim vesile oldu. Tele Kutu Yarışması ve kendi yakıştırmasıyla soğuk esprileri bizi iyi dost yaptı. Kadere bakın ki, zaman içinde aynı grupta buluşma imkanımız oldu. Aynı katta, yan yana odalarda çalıştık. Ondan kalan en büyük anım, ölümünün birinci yılında yine aynı gün torunumun dünyaya gelişidir. İttifakla adını Cenk Koray koyduk. Birine rahmet, adaşına uzun ömür diliyorum.

Çalıştığım her yerde televizyon eleştirmenliğinden kurtulamadım. Tercüman'dan Güneş'e, Akşam'a kadar mutlaka "Ekran Polisi"ni devam ettirdim. Bu adı koyan da halen Sözcü gazetesinin Genel Yayın Müdür'ü olan Metin Yılmaz'dır. Gördüğünüz gibi Yeniçağ'da da hangi konuyu işlersem işleyeyim, Ekran'dan kurtulamıyorum. Laf aramızda şikayetçi değilim. Elim ayağım tutup kafam çalıştıkça aynı rotaya devam edeceğim.

'Seninle 50 Yıl'

Bütün bu girişe sebep olan şeyi tahmin etmişsinizdir. TRT, amblemine televizyon kelimesini ekleyişinin 50. yılını kutladı. Doğrusu bir kaç arıza isim üzerinde -Yavuz Seçkin- durmak istemiyorum. Zafer Kiraz ve Pelin Çift'in sunumları başarılıydı. Ömer Hayri Uzun'un yönettiği koro iyiydi. Çocuklarınki de aynı şekilde.

Türkiye'de telefon sahibi olmanın güçlükle mümkün olduğu haber-parodiyi beğendim. Elime ilk telefonu almak için ne kadar uğraş verdiğimi bilirim. Basın Kartı'nın önceliğine rağmen 9 ay sürmüştü. Bugün her evde en az 2-3 tane var. Hâlâ yenilerini satmaya çalışıyorlar. İnternet de bir "bağımlılık haline geldi".

Program bir yerde anmalara dönüştü. Hüseyin Başaran, Kenan Onuk ve Atlanta Olimpiyatları'nda kaybettiğimiz Melih Uzun Yol ve diğerleri unutulmadı. Benzerlerini Migros'un seyyar satış yapan otobüslerinde gördüğümüz "naklen yayın araçları" bile hatırlandı.

Gecenin yıldızı

En büyük ilgiyi toplayan Orhan Ayhan'dı. Her zaman ki rahat tavrı ve "Genç Sesi" ile ortalığı yıktı geçti. Dizi de Abdülhamit'i canlandıran Bülent İnal'a mal ettiği esprisi -mutlaka kendine aitti- ile stüdyoyu kahkahalara boğdu; "Osmanlı İmparatorluğunun Son Spikeri" Halit Kıvanç'a göndermelerini eskilerin usta-çırak ilişkisine bağladım. Her ikisine de sağlıklı uzun ömür temenni ediyorum. Bu konu TRT Spor'un yaptığı yayında da ele alındı. Hem de Genel Müdür İbrahim Eren tarafından. Eren bir de müjde verdi; "Kış ve Yaz Olimpiyatlarını her zaman olduğu gibi yine TRT'den izleyeceksiniz". Genç Genel Müdür'ü gerçekten başarılı buluyorum. Tıpkı sporu devrettiği yardımcısı Erkan Durdu gibi.

Unutmadan gizli kahramanlardan da bahsetmesem haksızlık olur. TRT Spor Servisi'nin koordinatörü Mehmet Buğra Şahin'e taktığım ad Atom Karınca. Yardımcıları Hakan Altürk ile Pınar Şehri'yi de unutmayalım.

TRT televizyon yayıncılığının 50. yılında başarı dileklerimi yolluyorum. Özellikle spor ve Türk Müziği yayınlarını başarılı bulduğumu itiraf ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları