Evet ağır hasta muamelesi şart!
Fantom uçakları, ABD’den satın alındığında ben lise öğrencisiydim. Önce iki uçak gelmiş, araya Kıbrıs savaşı girince diğerleri ambargoya takılmıştı. Sonunda iki parti halinde 80 uçak alındı. Uçakların Türkiye’ye gelişinin üzerinden 40 yıl geçti! Yıpranan uçaklar İsrail’de modernize edildi! Şimdi patır patır düşüyorlar! Zararı bir tarafa bırakın, bu uçaklar, Türk pilotlarına mezar oluyor! Zaten, pilotların önemli bir kısmı, Ergenekon ve Balyoz suçlamalarına maruz kalmamak için istifa etti. Şimdi de ikişer, dörder F-4 uçaklarında öldürülüyorlar!
Tayyip Erdoğan veya Ahmet Davutoğlu ise şehit yakınlarını telefonla arayıp başsağlığı dilemekten başka bir şey yapmıyor! Erdoğan, Malatya’da aynı anda düşen iki uçakta şehit olan dört pilotun cenazesi yerine, oğlunun vakfının öğrenci yurdu açılışına gitmişti!
***
Bu ortamda Tayyip Erdoğan, “Sigara içenin ayıplandığı, uyuşturucu kullananın adeta ağır hasta muamelesi görüp, derhal tedaviye alındığı bir toplumsal ortamı hep birlikte tesis etmeliyiz” şeklinde önemli bir söz söyledi.
Evet, sigara ve uyuşturucu insanı öldürüyor. Dolayısıyla çoğunluk ayıplarsa kullanma oranı düşebilir... Fakat pilotları, yorgun uçaklara bindirerek, gençleri de gaz fişeği ile pompalı tüfek ile öldürmeyi kim ayıplayacak?
Yeni nesil, kadın öldürmede dünya rekoru kıracak! Bunun sosyolojik sebepleri olmalı? Toplumsal bir hastalık gittikçe yaygınlaşıyor! Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın talimat vermesi de gerekmez; üniversitelerde bu konuda ciddi çalışma yok! Üniversiteleri kim ayıplayacak?
***
Diğer taraftan, Türk Milleti’nin değer yargıları büyüklere saygı üzerine kurulmuştur. Hele hele millete hizmet etmiş insanlara saygı ebedidir! Peki, milletin istiklâlini ve istikbalini kurtarma mücadelesine önderlik eden Atatürk ve İnönü’ye “iki ayyaş” diyeni kim ayıplayacak? Cumhuriyeti reklam arası olarak gördüğünü söyleyen kişinin İnönü için de “Bizans dostu kahpe” demesini kim ayıplayacak? Fevzi Çakmak’ın adını silip isyancının adını yazdıran Sırrı Sakık’ı kim ayıplayacak?
NTV televizyonunda bir programda, “Efsaneden Gerçeğe Kuşçubaşı Eşref” kitabının yazarı Ahmet Efe’yi hedef alarak “Beton Kemalist” diye dalga geçen Derya Tulga’yı kim ayıplayacak? Yargıtay bile Efe’nin açtığı hakaret davasında verilen beraat kararını onadı! Yani, fikirlerinden dolayı insanı aşağılamaya, küçümsemeye onay verildi!
***
Oysa utanma duygusu, Türk Milleti’nin en önemli değeridir. Bakınız Ağrı’nın Diyadin ilçesinde 20 Şubat’ta intihar eden 12 yaşındaki Ebru Yalçın’ın ailesi, kızlarının, öğretmeninin “kitap hırsızlığı” suçlaması üzerine intihar ettiğini söylüyor!
Anadolu Ajansı’nın haberine göre Baba Hudeyda Yalçın olay günü kızının yaptıklarını anlatırken, “Kuzuları ve oğlakları kucağına alarak öptü. Ahırdaki işlere severek, gülerek yardım etti. Yarım saat kadar burada kaldık ve ben eve gittim o ahırda yalnız kaldı. Kardeşi gelmiş bakmış, kovanın üzerinde oturup düşünüyormuş. Kardeşine ’sen eve git ben geliyorum’ demiş. Sonra bekledik gelmeyince annesi merak etti. Ahırın kapısını açtığında Ebru’yu tavandan sarkan ipte asılı görmüş” dedi!
Küçük Ebru’yu çok utandırmışlar çok!
***
TESEV’in yaptırdığı bir ankete katılanların yüzde 68’i yolsuzluğu “kabul edilemez” bulurken yüzde 32’si rüşvetin “kabul edilebilir” olduğunu düşünüyormuş!
Bence oran daha fazladır!
Ayakkabı kutusunda, evde veya bürolarda bulunan kayıt dışı paraları, bavulla iade eden, çikolata kutusu veya takım elbise paketi içinde bakanlara gönderilen rüşvetleri görmezden gelen hâkimlerimiz, milletvekillerimiz var!
24 saat arabalarla sağa sola gönderdiği halde, evden para kaçırma işini bitiremeyenlerin düzenine oy verenlerimiz var!
Hırsızlık ve yolsuzluk da uyuşturucu gibi toplumu darmadağın ediyor!
Kim kimden utanmalı, kime ağır hasta muamelesi yapılmalı?