Etnisite öncelikli seçim!
Bazı partiler, ne kadar "bölücü" olurlarsa o kadar çok oy alacaklarını hesap ediyorlar ve yanlış hesap ediyorlar. Bölücü oyların tek adresi vardır: HDP/PKK. HDP/PKK'dan rol çalmak isteyenler en çok kaybedenler olacaktır.
Halkımız, farklılıklarla anılmak istemiyor. Hangi odayı tercih edersek edelim tek çatı altında toplanmalıyız. O çatı altında çokluğa uyma ve daha ötesi benzeşerek odaları tanzim etme vazifemiz var. Farklılaştırırsak bir bakmışsınız odaları yükselen alevler çatıyı da yutmuş.
Mikro milliyetçiliği öne çıkarmak, ülkeye ihanettir. Elbette aidiyetlerimiz bir iftihar vesilesidir. Ancak biz bir bütünüz: Artvin'den Muğla'ya, Van'dan Edirne'ye hepimizin. Bir bölgeye hapsedilemeyiz. Ayrıştırmak küçültmektir. Küçülmek yutulmaktır!
(Size Meclis-i Mebusan'da 1909'da Cemiyetler Kanunu görüşmelerini, özellikle azınlıkları öne çıkaran derneklerin kuruluşuyla ilgili 4. madde üzerindeki şiddetli tartışmaları hatırlatmak isterim. Sonunda "kavmiyet" ve "cinsiyet" ayırımına dayanan cemiyetlerin faaliyetlerine izin verilmemiştir. Ardından şartlar değişmiştir.)
Etnisite üzerinden oy devşirmek isteyenler, yakın tarihi okumuyorlar, ders almıyorlar. Osmanlı yıkılırken, hemen bütün etnisitelerin "teâlî"yle, "teâvun"la başlayan dernekleri vardı. Fırsatını yakalayan başını kaldırıyordu. Millî Mücadele bütün "teâlî"leri, "teâvun"ları bir çatı altında birleştirdi; kimse yüksünmedi, kimse rahatsız olmadı. Tek hedefe kilitlenildi.
Buna en dikkat etmesi gereken CHP'ye bir bakıyorsunuz R. T. Erdoğan'ın zamanında dillendirdiği ama tutturamadığı, üstelik başımıza belâlar açtığı sıralamaları öne çıkarmış. Reklam filminde etnisiteleri bir bir sayılıyor. "Akıl tutulması" bu olsa gerek. Böyle bir propaganda reklamı hazırlatan CHP, M. Kemal Atatürk'ü ağzına alamaz. Kendilerinin sık kullandığı ifadeyle söyleyeyim, bir yaman çelişki içindeler.
Saadet Partisi "bölücülüğe" ayrı bir başlık açmış: "Hak ve Adalet Ekseninde Kürt Meselesi". Bir mesele varsa, bütün etnisite için düşünülmelidir. Yoksa, sayı itibarıyla çoktur, "Kürt meselesi" çıkaralım, denemez.
Bir örnek: Gürcistan'la sınırız. Beri tarafta Gürcü insanlarımız yaşıyor. Sanıyor musunuz ki, Tiflis "Nüfus cüzdanıyla girip çıkabilirsiniz." derken şuuraltında başka şeyler beslemiyor... (Bir tarihte, Gürcistan'ın başında olan Şevardnadze'nin ağzından, sınırları kaldırma sözünü -iyi niyetle diyelim- kendi makamında bizzat duydum. Diğer tarafta Ahıskalıların yurtlarına dönmelerinin engellenmesi bir yazı dizisi gerektirir, ki zamanında onu da yaptım.)
MHP'ye kızalım tamam da, en çarpıcı propaganda reklamını MHP'nin hazırladığını kabul edelim: Ayırmıyor birleştiriyor. Türkiye sathında insanlar kare kare yapıştırılıyor, sonra hepsi bir noktaya toplanıyor.
İslâmcılarımız Hucurât Suresi'nin 13. âyetini yanlış tefsir ediyorlar. Allah Müslümanların parçalanmasını, ümmetin darmadağın olmasını, birbirine kin beslemesini ister mi?
Bir "mesele" çıkarmak, bir tartışma açmaktır. Tartışma ayrışmaya götürür.
Saadet Partisi'nin yalapşap hazırladığı bu metin bir Cahiliye Dönemi özlemidir. "Çözüm" diye sıraladıkları maddeleri R. T. Erdoğan tek tek denedi. Bütün yollar "hendek"e açılınca yapılması gerekeni yaptı. R. T. Erdoğan'ın vermek istedikleri ve neyle karşılaştığı incelensin. Bakalım bir "mesele"den bahsedilebilecek mi!