Ermeniler, Rumlar, barış
Ermenistan karışık... Karabağ'da Ermeni milislerin komutanı Serj Sarkisyan, yeni anayasalarında bütün yetkileri elinde toplayacak şekilde başbakanlığa getirildi. Önce cumhurbaşkanıydı. Sarkisyan, "Hocalı katliamı gerekliydi." demeye gelen sözler etmiştir. Sokak gösterileriyle başbakanlıktan indirildi.
Ermenistan'da karışıklığı geçici durduracak gün 24 Nisan'dır. Ermenistan'da ve diasporada kafalara nasıl kazınmışsa, 24 Nisan 1915 gününden itibaren Türkler, sabah kalkmışlar, canları Ermeni öldürmek istemişler. Tuttuklarını öldürmüşler. Hasbinallah!
Bir şeye üzülürüm... Müteveffa Hırant Dink'le, daha ortaya çıkmadan, ismi duyulmadan, sanırım Agos'un başına yeni geçtiği sırada, üstelik ben onu değil, o beni bulmuştu, uzun bir röportaj yapmıştım. Onun sözlerinin özü "diyalog"du. Konuşalım, diyordu... Konuşarak halledilir meseleler. Sonra öyle ünlendi ki... O hep konuştu. Maalesef iki adım ileri, bir adım geri attı. Hakkında bir şey yazacağım zaman kendisine, "Bu söylediklerin nedir?Böyle mi söyledin, başka mı?" mealinde sorar, o da ne demek istediğini söylerdi. Diyeceksiniz ki şimdi nerede o mülâkat metni? Kayıp. O zaman çalıştığım gazete yayınlamaktan çekindi. Bir dergide de yazıyordum. O dergi de çekindi. Yazmıştım bunları... Hırant Dink'e "Sen yayınla!" demiştim. O da yayınlamadı. e-postayla göndermiştim. Onun bilgisayarında mutlaka bu röportaj vardır. Ailesi lütfen röportajı yayınlasın. Veya bir "insanlık" yapsınlar, metni bana göndersinler.
Dink'in menfur saldırıda hayatını kaybetmesinden sonra bir "Hepimiz Ermeni'yiz" grubu çıktı. İçlerinde Ermeni olduğunu da sanmayın. Ne yaptıklarının, neye hizmet ettiklerinin farkında olmayan "bizimkiler". Yeter ki "Türk"e düşmanlık gütsünler. Bu "Hepimiz Ermeni'yiz" grubu, 24 Nisan gelince sokaklara dökülürler(di).
20. yüzyılın başları karmaşık. İngilizler, Ruslar, içimizdeki gayrimüslim, Müslüman unsurları kışkırtıyorlar. 1915'e böyle gelindi.
İngilizler, Balkan Savaşları sırasında, Balkan unsurlarının yanında, Türklerin aleyhinde idiler. Doç. Dr. Sevtap Demirci'nin önemli bir çalışması yayınlandı. İngilizlerin içimizdeki Ermenileri, "reform" isteyerek nasıl kışkırttıklarını gösteriyor:
"[Osmanlı] İmparatorluk'taki Ermenilere gösterilen ilgi arttıkça Balkan yanlısı duygu daha da belirgin hale geldi. Balkan Savaşları sırasında Ermeniler, İngiliz politikasının üst sıralarında yer aldılar. [İngiliz] Dışişleri Bakanlığı, genel anlamda kendisini Ermeni Dostları'nın görüşüne daha yakın gördü ve Bâb-ı Âli'nin yönetim erki devam ettiği sürece Ermeniler için hiçbir şey yapılamayacağını kabul etti; tek çözüm 'hiç şüphesiz' yabancıların kontrolünü sağlamaktı. Temmuz 1913'te [Başbakan] Asquith, İngiltere'nin Osmanlı devletine vereceği desteğin büyük ölçüde Türklerin Ermenilere karşı tutumuna bağlı olduğunu açıkça ifade edecekti: 'Yardım taahhüdümüz Türklerin Ermenilere ilişkin politikalarıyla bağlantılı olduğu sürece bir anlam ifade eder.'" (Sevtap Demirci, İngiliz Basınında Osmanlı'nın İki Büyük Krizi: Bosna-Hersek 1908-1909/Balkan Savaşları 1912-1913 (İng.'den çev. Nilgün Engin), Tarihçi Kitapevi, s. 91).
Bu kadarcık bilgi bile meselenin nereden nereye evrildiğini göstermeye yeter.
Ermeniler Türklerle iç içedir; Rumlar gibi. "Barış" mutlaka öne çıkarılmalılar. Düşmanlık ilelebet süremez.