Basın açıklamasını Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Celal Öcal yaptı. Öcal açıklamasında şunları söyledi:
15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişiminin benzeri olay,120 yıl önce İstanbul’da Ermeni terör örgütü Taşnak tarafından Osmanlı Bankası’na baskınla burada meydana geldi. Bu olay 120 yıl sonra ilk defa anılıyor.
Basın toplantımız, unutulmuş bir kanlı baskını 120 yıl sonra gündeme getirmekle, Türk ve Türk Devleti düşmanı zihniyete dikkat çekiyor,120 yıl önce Ermeni Taşnak çetesinin katlettiği askerimizi, polisimizi, masum halkımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.
1856 yılında kurulan İngiliz sermayeli Bankı Osmani ile 1862 istikrazını üstlenen Fransız mali grubunun ortaklığıyla 1863’de İstanbul’da Bankı Osmani Şahane adıyla kurulan, uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi bankası ve hazinedarı olarak görev yapan banka: İmparatorluk genelinde birçok alt yapı yatırımını destekledi. Yaygın şube ağı sayesinde piyasa ile ilişkilerini arttırarak ticari bankacılıkta önemli yer edindi. Bir dönem devlet adına para basma yetkisini de kullandı.
Yurt dışında tezgahlanan, Ermeni Patriği İzmirliyan’ın onayladığı terör planı çerçevesinde, İstanbul’un birçok yerinde silah, bomba depolanmış, Babıâli (Başbakanlık), Credit Lyonnais Bankası’nın,Voyvoda ve Galatasaray Polis Karakolları, Aya Triada Rum Kilisesi’nin havaya uçurulmasının hazırlığı yapılmıştı. Baskına katılanlar Rus pasaportuyla Türkiye ye gelmişlerdi. Taşnak Komitesi’nin İstanbul Temsilcisi Melik Yusufyan, Kafkasyalı bir Ermeni’ydi.
Osmanlı Bankası’na 26 Ağustos 1896 günü altmış kişilik Taşnak Ermeni çetesi, saldırıda bulundu. Çatışma başladı. Ellerinde silahlar, bombalarla Osmanlı Devleti’nin bankası basıldı. Banka müdürünün odasına girdiler, Rus ve Fransız tercümanların aracılığı ile şartlarını yazdırdılar. İleri sürdürdükleri şartlar günümüzün PKK’sının şartlarına çok benziyordu, Kopardıkları yaygara ile Batı devletlerinin müdahale edeceklerini umuyorlardı. Galata ve civarı askerlerle kuşatıldı.
Çete kayıp vere vere binanın en üst katına kadar çekilmek zorunda kaldı, reisleri öldürüldü. On yedi kişi kaldılar. Osmanlı güvenlik güçleri (30 saat gibi) kısa sürede banka içindeki çete mensuplarını tesirsiz hale getirdi. Teslim olmaktan başka çareleri kalmamıştı. Ermeni çetesinin banka dışındaki mensupları paniğe kapıldı, planladıkları diğer stratejik yerlere baskını gerçekleştirmeye cesaret edemedi. Bu hadise İstanbul’u günlerce korku içinde bıraktı.
Ermeni Taşnak çetesi Osmanlı Bankası’na saldırıyı içten ve dıştan yapmayı planlamış, bir grup çete mensubu Samatya ve Galata kiliselerine gizlenmiş, pusuda bekliyordu. Gözleri Marmara ufuklarına dikili İngiliz donanmasını gözlüyorlardı. Aldatıldıklarını anladılar. Banka baskınının netice vermediğini görünce hükümetten merhamet dilediler. Yabancı devletler araya girdi. Osmanlı Bankası baskınını gerçekleştiren Ermeni çetesiyle yapılan görüşmeler neticesinde, Sultan Abdülhamid işgalci çetenin, hiçbir şartını kabul etmedi. Sadece Banka Müdürü’nün yatıyla yabancı gemiye geçen çete mensuplarının Marsilya’ya gitmesine izin verildi.
Banka baskını faillerini sefaretleri vasıtasıyla himaye eden İngiliz, Fransız ve Rus hükümetleri hadiseyi örtbas etti.
Bomba ve en son sistem silahlarla mücehhez komitecilere karşı, Türk halkının taştan ve odundan başka silahı olmadığı halde, her ne hikmetse, Türkler ellerindeki sopalarla ,modern silahlı Ermenileri öldürdüğü teranesi Avrupa basınında ayyuka çıktı.
Osmanlı İmparatorluğunun resmi bankasını basmaya, çok sayıda asker, polis ve masum halkı öldürmeye cüret eden Ermeni çetesinin bu kanlı eylemi, Ermenilerin Türkler tarafından toptan öldürüldüğü şeklinde dünyaya yansıtıldı.
Faillerine caydırıcı cezaların verilmediği Ermeni terörü , 8 yıl sonra İkinci Sasun İsyanı’nı, 9 yıl sonra da Yıldız Camii önünde Padişah II. Abdülhamid’e suikastı gerçekleştirdi ve o günden sonra da Ermeni terörü artarak devam etti.
Ermeni terör örgütleri her zaman, her zeminde zalim, saldırgan ve kan dökücü bir tavır sergilerken, mazlum Türk Milleti her zaman nefis müdafası yapma durumunda kaldı. Baş kaldıran ve tecavüz mevkiinde bulunan daima Ermeniler oldu. Ermeni, Türk kanı dökerken “sen öldürdün” dedi, imha etti, yüzü kızarmadan Türk’e soykırımcı damgası vurmaya yeltendi. Çocuklarını ve gençlerini Türk düşmanlığı ve kini ile besledi. Din adamları elleri kanlı birer komiteci oldu. Kiliselerini cephanelik ve silah deposu yaptı. Bağlı olduğu dış merkezden ‘Ateş’ emri çıkar çıkmaz , harekete geçti. Ancak hadiseler dünya kamuoyuna aksettirilirken, daima tablo tersine çizildi, Türk zalim, Ermeni mazlum olarak gösterildi. Kan dökücü Ermeni Taşnak çetesi Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi bankasını basma cüreti gösterdi.
Günümüzde Garanti Bankası’nın sorumluluğunda bulunan bu bina, Osmanlı Bankası Müzesi ve her gün yüzlerce öğrencimizin yararlandığı kütüphane olarak hizmet vermektedir. Binanın içinde ve dışında, merdivenlerinde, salonlarında 120 yıl önce Ermeni çetesinin öldürdüğü masum halkımızın izleri yaşamaktadır.
Buradaki Ermeni terör örgütünün bıraktığı izler, 120 yıl sonra tekrarlanan 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle yapılmak istenen Türk Devleti’ni yıkma teşebbüsüyle aynıdır.