Erdoğan’ın okuduğu kitap ve umut yılı...
Tayyip Erdoğan, yeni yıl mesajında “çözüm süreci” dediği, bize göre “Türkiye’nin milli birliğini dağıtma projesi”, kendisine göre ise “Milli birlik ve kardeşlik projesi” üzerinde durdu ve “Ülkemizi ve milletimizi bu büyük barış projesiyle kucaklaştırmak için, sabırla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Erdoğan, mesajını bitirirken “Umudumuzun, heyecanımızın, millet mefkûremizin ve kardeşliğimizin hiç kimse, hiç bir güç tarafından zedelenmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Peki ama, Erdoğan’ın millet mefkûresi nedir? Hangi millet? “Milleti İbrahim” diyor ama, bu kavramın içine, Orta Doğu’daki bütün milletler giriyor. Araplar da Farslar da Yahudiler de milleti İbrahim!
Erdoğan, yıllarca “Türkiyeli” kavramını savundu ama millet olmak coğrafyayla veya sadece vatandaşlıkla ilgili değil! Türk Milleti deyince, akla en azından bütün Avrasya coğrafyası geliyor. Ayrıca Türklük, Güney Amerika’daki Ant Dağlarına kadar mühür vurmuştur, Türkiye ile sınırlandıramazsınız.
***
Kaldı ki Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, halka “Türk Milleti bilinci” kazandıran Atatürk’ün resmini, yeni sarayında yaptığı ilk Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ortadan kaldırarak, sadece Atatürk’ü değil, onun millet mefkûresini de tanımadığını gösterdi.
Zahide Uçar’ın “Provokasyon mu dedin?” başlıklı yazısında hatırlattığı gibi “TSK’yı etkisiz kılmak için Cemaat ve ABD ile iş birliği yaptık” diyen kişi, AKP’li 23. Dönem Diyarbakır vekili Abdurrahman Kurt’tur. Yani AKP iktidarı, Atatürk’ü silme noktasına, ABD ve cemaat desteğiyle Türk Ordusu’nu etkisiz kılarak gelebilmiştir.
Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ne acıdır ki kaçak ve karanlık sarayda Atatürk resmini asmadan toplanan MGK’nın gerçek ve hakiki gündemi sanaldır, millet ve devlet menfaatiyle asla bağdaşmamaktadır” dedi.
***
2015 yılına yolsuzluk batağından kurtulmak amacıyla daha önce TSK’yı etkisiz kılmakta kullandığı savcıları, kendilerine de operasyon düzenledikleri ve bakanların çocuklarına suçüstü yaptıkları için görevden alarak giren AKP iktidarı, dış politikada da ne yapacağını bilemez durumda.
Bugüne kadar sürdürdükleri “Müslüman Kardeşler Enternasyonali” projesi çöktü. Esasen İngiliz istihbaratının kurdurduğu bu örgütün üyeleri, şimdi bütün Arap dünyasında terörist olarak takip ediliyor. Katar bile bu örgütten desteğini çekti. Yani AKP’nin dış politikası da çöktü. Tahran Radyosu, “Uluslararası kulislerde, AKP’nin 2015 yılında Suriye politikasını değiştireceği konuşuluyor” diyor...
***
CHP’li Engin Özkoç ise çözüm sürecinin TBMM’ye “Türkiye’nin 25 eyalete bölünmesi, Öcalan’ın serbest bırakılması ve özerkliğin kabul edilmesi” olarak dayatıldığını açıkladı.
Böyle bir durumda ben de yeni yılı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi Edip Cansever’in “Bütün iyi kitapların sonunda /Bütün gündüzlerin, /Bütün gecelerin sonunda, /Meltemi senden esen /Soluğu sende olan, /Yeni bir başlangıç vardır...” şeklinde algılamak isterdim.
Türkiye’nin dümeninde bulunan Tayyip Erdoğan’ın okuduğu kitap iyi bir kitap değil ki. Onun okuduğu kitapta, Türkiye Cumhuriyeti’ni “iki ayyaş kurmuştur” diye yazıyor ki iki kurucuyu böyle anabiliyor...
Kılıçdaroğlu “Bizim seçimlerimiz ve bizim kararlarımız geleceği belirleyecek. Bir umut yılı başlıyor Türkiye’de” diyor.
Gerçekten kendimizin ve ülkemizin kaderini değiştirmek istiyorsak, “ben nerede yanlış yaptım” diye ilk önce kendimizi hesaba çekmek zorundayız ki yapıcı bir değişim başlatabilelim...