Erdoğan'ın kaderi milliyetçilerin elinde
Seçimlere 1 haftadan kısa bir süre kaldı. Meydanlardaki gerginlik, heyecan ve rekabet her geçen dakika artıyor.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha seçilebilmek için yoğun bir tempo gösteriyor. Ancak yanındaki "beyin takımı" son derece başarısız bir kampanya dönemi geçirdiği için istediği "heyecan fırtınasını" bir türlü oluşturamadı.
İttifak kurulmasının başlıca sebebi olan Devlet Bahçeli ise son derece sessiz.
Bahçeli, seçim döneminde sadece "af getirilsin" söylemiyle öne çıkabildi. İstişare toplantılarında boş salonlara konuşulması, miting tertip edilememesi ve anketlerden gelen sonuçlar Erdoğan'ın canını sıkmışa benziyor. Hükümete yakın medya, Bahçeli'nin emrine verilse de güçlü bir argüman ve içerik üretilemiyor.
Bu yüzden MHP'de kalan milliyetçilerin Erdoğan'a yönelmesi neredeyse imkânsız hale geldi.
Erdoğan bu performans düşüklüğünün son derece farkında.
3 ay öncesinden hesaplanan "Büyük Yenikapı Mitingi"nde Devlet Bahçeli'nin konuşma yapması planlanmıştı. Ancak konuşmadan ziyade sahneye bile çıkarılmadı. Bahçeli, Destici'nin de çıkmasını istemeyeceği için Erdoğan, ittifaktan kimseyi sahneye alamadı.
Bu yüzden 2002 seçimlerinde partisinin baraj altında kalmasıyla "Siyasi kariyerimi noktaladım ve genel başkanlıktan istifa ediyorum" diyen Tansu Çiller günün sürpriziydi. Enteresan bir tablo oluşmuştu. Çünkü Çiller'in seçmende herhangi bir karşılığının kalmadığı biliniyor.
Buna rağmen sahneye çağrılması, özellikle Anadolu'daki merkez sağ oylarının İYİ Parti'ye kaymasına bir önlem olarak yorumlandı. Ne kadar etkili olur bilinmez ama Erdoğan elindeki tüm kartları oynuyor.
AK Parti'nin ilk tur ümidi azalıyor
AK Parti'nin planı Erdoğan'ın ilk turda seçilmesi üzerine kuruluydu. Uzun bir süre bu konuda rahat davrandılar. Ama son haftaya girilirken ciddi bir ümitsizlik hâkim. Hükümete yakın yazarların "ilk tur zor" diyerek fire vermesi de son derece çarpıcı.
Erdoğan rakibini teke indirerek, "Solla mücadele ediyorum" mesajını vermek istiyordu. Kısmen başarılı da oldu. Doğan Medya'nın da el değiştirmesiyle özellikle Saadet Partisi ve İYİ Parti'nin sesi neredeyse duyulmaz oldu. Çünkü Anadolu'nun sadece televizyondan haber alan muhafazakâr-kırsal seçmeni AK Parti konusunda sessiz bir ısrara sahip. Ama günler geçtikçe işler değişmeye başladı, AK Parti'nin kalelerinde bile ciddi oy kaymaları yaşanıyor.
İYİ Parti'nin Bursa'da yaptığı mitingi dikkate alınmalı. Erdoğan'ın en çok önem verdiği illerin başında Bursa geliyor. 2015 Genel seçimlerinde AK Parti, Bursa'da yüzde 54 aldı. Referandumda ise MHP desteğine rağmen yüzde 53'e düştü. İYİ Parti ise genç bir teşkilat olması ve bayramda miting yapmasına rağmen yoğun kalabalıklara sesleniyor. Gözlemciler, İYİ Parti'nin en yüksek katılımlı mitinglerinden biri olduğunu vurguluyor. 9 bin metrekarelik alanın tamamının tıklım tıklım dolduğu bilgisini aldım.
İYİ Parti'nin bir diğer şaşırtıcı mitingi ise AK Parti'nin Anadolu'dan en yüksek oy aldığı illerden biri olan Aksaray'daydı. AK Parti'nin son genel seçimlerdeki oyu yüzde 71, referandumda ise yüzde 53'lük bir "evet" çıktı. AK Parti'nin oyları referandumda büyük bir azalma gösterse de hâlâ çok güçlü. İşte böyle bir ilde İYİ Parti miting düzenledi. Nevşehir ve Niğde'de "alanı dolduramazlar" yorumlarına rağmen ciddi bir sayıya ulaştılar.
Miting meydanlarındaki kalabalıklar seçim sonuçlarını belirleme noktasında tek başına referans olamasalar da genel tablo için ön izleme ve fikir verirler.
Milliyetçiler Erdoğan'ı istemiyor
Aday olması durumunda ilk yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni kazanmasına kesin gözüyle bakılan Mansur Yavaş da İYİ Parti'ye desteğini açıklayanlardan. 15 Temmuz'un ilk gazilerinden olan emekli emniyet amiri Fatih Eryılmaz Kayseri'den İYİ Parti'nin vekil adayı oldu. Eryılmaz'ın iftarına Ankara'dan destek için kalkıp gelen Mansur Yavaş önemli bir mesaj verdi; "Rozeti takmasam da ben de sizinleyim."
MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya da ikinci tura Meral Akşener veya Muharrem İnce'nin kalması durumunda destek vereceklerini açıkladı. Kaya, "Ülkücüler Erdoğan'a oy vermeyecek" diyor. MHP'deki Ülkücü duruşun simge isimlerinden biridir, onun bu açıklaması dikkatle okunmalı.
Benzer bir tablo da BBP cephesinde yaşanıyor. Muhsin Yazıcıoğlu'na en yakın isimlerden biri olan ve Alperenler'in "Hakkı Ağabey'i" araştırmacı-yazar Hakkı Öznur, Erdoğan'ı desteklemeyeceklerini açıkladı. Alperenlerin de bu konuda kararlı olduklarını bildiren Öznur, "Tek adam rejimine izin vermeyeceğiz" açıklaması yaptı.
Milliyetçi dalga yükseliyor
Milliyetçi dalga ciddi bir yükseliş içinde. Erdoğan da bunun son derece farkında. Bahçeli'nin milliyetçi camia üzerindeki etkisizliğinden de muzdarip. Bu yüzden tüm hamleleri kendisi yapmak zorunda kalıyor. Kandil operasyonunun seçim meydanlarının en önemli konusu olması hemen ardından ABD onaylı Menbiç operasyonunun gelmesi milliyetçi oyların önemini gösteriyor. Erdoğan, milliyetçi dalgayı yakalayabilmek için elinden geleni yapıyor.
Milliyetçi seçmenin 24 Haziran'daki tutumu Türkiye'deki birçok dengeyi değiştirecek gibi gözüküyor.