‘Erdoğan yargılanacaktır!’
Zor gibi geliyor değil mi?
1982 senesinde biri çıkıp “Evren yargılanacaktır” dese kaç kişi inanırdı acaba?
Onunki geç oldu biraz... / Bu, öyle olmaz. //
Bir tahmin değil bu; temenni de değil; bir zaruret...
Türkiye, anayasasında yazdığı gibi bir hukuk devleti ise, adalet, güçlüler için değil, haklılar için var ise, yargı önünde herkes eşit ise, Erdoğan yargılanacaktır.
Ne cumhurbaşkanı olması, ne toplumu baskıyla korkutması, ne savcıları “vatanseverler/ vatan hainleri” diye ayırması, bu yargılamaya engel olamaz. (...) //
Ne yani; sandıktan yüzde 45 oy çıktı diye onca yolsuzluk dosyasının üzeri örtülecek midir?
Medya yazmıyor, yargı harekete geçmiyor, internet susturuluyor, hırsızlar şişinerek geziyor diye, ayakkabı kutusundaki paralar, rüşvet kol saatleri, yatak odasındaki para sayma makineleri, “Paralar çok yer tutuyor babacığım”lar, “Ne varsa sıfırlayın” lar unutulacak mıdır?
Milyarlık ihaleler için müdahale telefonlarının, “Kupon arazileri benden habersiz satmayın” talimatlarının, orman arazisinde yapılaşma yasağı çiğnenerek yaptırılan villaların, rüşvetçilerin seyahat ikramlarının hesabı sorulmayacak mıdır? (...) //
“Yargılanmaz” diyenler, tarih bilmeyenlerdir. Bu çapta bir yolsuzluğu örtmeye hiçbir seçim zaferi, hiçbir milli güvenlik bahanesi, hiçbir balkon kenetlenmesi veya “cambaza bak” stratejisi yetmez. / Bu çapta bir yolsuzluk, bunca hırsızlık örtülemez.
Adalet mülkün temeli ise, Erdoğan yargılanacaktır. //
Aydınlanma çağının ünlü hukukçusu Cesare Beccaria, tam 250 yıl önce yazdığı “Suçlar ve Cezalar Hakkında” kitabında, (Sami Selçuk çevirisi, İmge, 2004) şöyle diyor:
“Suçu önlemenin en etkin yolu, cezanın ağır olması değil, kaçınılmaz olmasıdır.”
Suçun cezasız kalması, sadece suçluyu cesaretlendirmekle kalmaz, suçu da özendirir.
Başbakan hukuku tanımıyorsa, halk neden tanısın ki? Yapanın yanına kâr kalıyorsa, kim neden yapmasın ki?
“Bu ülkede suç işleme özgürlüğü vardır” inancı zihinlere yerleşmeyecekse, büyük bir kaos fırtınasında hukuk ayaklar altına alınıp gücü gücü yetene girişmeyecekse, Erdoğan yargılanacaktır. //
Merak ediyorum; savcılar, bu dönem cüppe giydikleri halde olup bitene seyirci kalmalarının utancını çocuklarına nasıl anlatacaklar?
Gazeteciler, bütün o telefon konuşmalarını görmezden gelmenin günahını nasıl taşıyacaklar?
Hukuk fakülteleri, hukuk katledilirken susmuş olmanın ağırlığıyla nasıl eğitim yapacaklar?
Çankaya Köşkü, kanunsuzluğa sığınak olursa nasıl ayakta kalacak?
O yüzden diyorum ya; Kenan Evren’i hatırlayın, “Nasıl olacak” demeyin; bu çapta bir hırsızlığın üstü kapatılamaz. / Hiçbir toplumun vicdanı, bu kanamaya dayanamaz.
Er ya da geç... / Erdoğan yargılanacaktır!
***
(Bu yazı benim değil; üslûptan, kullanılan kelimelerden anlamışsınızdır. Can Dündar’ın Cumhuriyet’teki köşesinde dün çıktı. Hukuk devletinde olması gerekeni yazdı. İkimiz çok ayrı yerlerde duruyoruz ama bir yerde beraberiz: Hak tesliminde. Ben de benzer bir yazı yazabilirdim. Zaten yazıyoruz. Burada vurgulamak istediğim: Hukuk için enaniyeti aşmalıyız; ortak akıl, ortak vicdan, ortak ses! A. T.)