Enflasyonda panik

Eylül ayında Tüketici Fiyat Endeksi, aylık yüzde 6.30 ve yıllık 24.52 oranında arttı. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık artış yüzde 27.70'e çıktı.

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi ise aylık yüzde 10.88 ve yıllık yüzde 46.15 oranında arttı.

Yıllık TÜFE'nin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 220 oranında ve Yi-ÜFE'nin de yüzde 283 oranında daha yüksek çıkması, iki gerçeği gösteriyor.

Enflasyonda panik yaşanıyor.

Hiper enflasyona gidiş var.

Enflasyonun geleceğini analiz etmek için, enflasyonu artış yönünde ve düşüş yönünde etkileyen faktörlere bakmak gerekir:

1- Yıllık Yi-ÜFE'nin yüzde 46.15, yıllık TÜFE'den yüzde 24.52 daha yüksek olması, maliyet artışını gösteriyor. Bu demektir ki maliyet artışı önümüzdeki aylarda perakendeye yansıyacaktır. Yani TÜFE, artacaktır.

Yıllık Yİ-ÜFE, imalat sanayiinde yüzde 44.77 ara malında yüzde 51.96 ve enerjide yüzde 78.29 oldu. Enerji bütün ekonomide girdi oluyor. Bu artışlarda enflasyonu artıracaktır.

Firmalar maliyet artışını ya geriye yansıtır... Söz gelimi işçi ücretlerini enflasyonun altında tutar veya zarar eder. Ya da ileriye satış fiyatlarına ve sonuçta perakendeye yansıtır.

Türkiye açısından maliyetlerin perakendeye yansıtılması daha kolaydır. Çünkü:

Piyasada oligopol yapılar böyle bir fırsatçılığa imkân veriyor.

Bazı üreticiler kur artışını fırsat bilerek fiyatlarını daha fazla artırıyor. Bazıları da, kur artışı nedeni ile kullandığı ithal ara malını yerine koyamayacağını düşünerek, satış fiyatını maliyetin çok üstünde tutuyor. Yani hem bugünkü hem de muhtemel kur artışı beklentilerini dikkate alıyor. Ayrıca yüksek enflasyonda TL'den kaçış yaşanıyor.

2- TÜFE'de 2017 yılı Eylül ayında yüzde 10.98 olan yıllık çekirdek enflasyon bu sene aynı ayda 24.05'e yükseldi. Çekirdek enflasyon, enflasyonu geçici olarak etkileyen ve ayrıca bir kısmı dış etmenlere bağlı olarak değişen, enerji, gıda, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE oranıdır. Bu nedenle çekirdek enflasyon, enflasyon eğilimini gösteriyor. Çekirdek enflasyona bakarsak TÜFE'de hızlı yükselmenin devam edeceği anlaşılır.

3- Yine 12 aylık ortalamalara göre de geçen sene 9.98 olan yıllık TÜFE oranı bu sene 13.75'e yükseldi. 12 aylık ortalamalara göre enflasyon da aylık sapmaları bertaraf ettiği için, enflasyon eğilimini gösterir. Bu eğilim de artış yönündedir.

4- Merkez Bankası Gösterge Faizi'ni yüzde 24'e çıkarmıştı. Enflasyon şimdi 24.52 oldu. Reel faiz için karşılaştırma gelecekte gerçekleşecek oranlar üstünden yapılması gerekir. Ancak bugün için yapılan karşılaştırma da reel faizin eksiye düşmesi nedeni ile Merkez Bankası faizleri yeniden artırmak zorunda kalacaktır. Aksi halde sıcak para gelmez. Faiz artışı da psikolojik ve reel olarak enflasyonu artırır.

***

Öte yandan, yüksek enflasyon, reel kur artışını bir miktar düşürdü Kur artışı devam etmezse, bir süre sonra maliyet artışları duracak ve enflasyonda gerileme başlayacaktır. Mesele kur artışının ne zaman duracağıdır. Bu tamamıyla Türkiye'nin güven ve istikrar sorunu ile ilgilidir.

Bugünkü istikrarsızlığın temelinde güven sorunu var. TÜİK'in açıkladığı ekonomik güven endeksine göre üretici de tüketici güveni duymuyor. Yabancı zaten güven duymuyor. Dünyanın yüzde 3 yüzde 4'le aldığı dış borcu biz en az yüzde 10 ile alıyoruz.

Güven bunalımına yol açan iki temel nedenin birisi siyasete tamamıyla popülizmin hâkim olması, ikincisi ise başkanlık sistemi ile, hukuk, eğitim gibi kurumların kan kaybetmesidir.

Yazarın Diğer Yazıları