Enflasyon verilerine müdahale
Hazine ve Maliye Bakanı ''Topyekûn Enflasyonla Mücadele'' önlemlerini açıkladıktan sonra, 6.09 olan dolar kuru 6.15'e yükseldi. Borsa da İMKB 100 endeksi yüzde 1 geriledi. BİM hisseleri de yüzde 3 düştü.
Bu demektir ki açıklanan önemler piyasayı tatmin etmedi. Tersine endişe yarattı.
Piyasa neden tatmin olmadı?
Bakanın enflasyonda oynama yapacağı kanaati oluştu. Zira, bakan önce Eylül enflasyonu yüksek çıkınca, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanını değiştirdi. Başkan Vekili Enver Taştı gitti, yerine Enerji Bakanlığı Maden İşleri Başkan Yardımcısını getirdi.
Bir: Bu tayin zamanlama ve uzmanlık açısından hükümetin enflasyonla oynayacağını gösteriyor. Piyasalar bu sorunu algıladı.
İki: Piyasalar programı da inandırıcı bulmadı.
Enflasyon AKP iktidarında yüzde 10 dolayında kronikleşmişken son yıllarda kur artışları ithalat maliyetlerini artırdı. Bu maliyetler de TÜFE'ye yansıdı.
Merkez Bankası'nın 2003 temel yılı TÜFE bazlı reel kur endeksine göre Eylül ayı ortalaması olarak, TL yüzde 38.38 daha düşük değerdedir.
Aşağıdaki tabloda 100 üstü reel kur endeksi TL'nin daha değerli, 100 altı reel kur endeksi ise Doların daha değerli olduğunu gösteriyor. Siyasi iktidar sıcak paranın etkisi ile düşen kura sarıldı. Düşük kur ithal girdi fiyatlarını göreceli olarak düşürdü ve üretim dışa bağımlı oldu. Düşük kur ithal girdi fiyatlarını da düşürdü.
Demek ki geçmiş yıllarda kur dengede olsaydı, enflasyon yüzde 10'dan daha yüksek olurdu.
Üretimin ithal girdiye bağımlı olması bir yapısal sorundur ve bu sorun emir-komuta veya gönüllük esasına göre çözülmez.
Bugün için Reel Kur Endeksine göre denge kuru bir dolar 377.11 TL'dir. Bu dengeyi sağlamadığınız sürece üretimde ithal girdi malları maliyet artışı yaratacaktır.
Dolar kuru da topyekûn mücadele ile düşmüyor. Düşmez. Piyasa bu hesabı yapamayacak kadar safsa, zaten batmak zorunda kalır.
O halde enflasyonu düşürmek istiyorsak, önce ithal girdileri içeride üretmeliyiz. Bunun için yatırım yapmalıyız. Ancak yatırım ortamı yoksa kimse yatırım yapmaz. Demek ki yatırım ortamı yaratmalıyız. Siyasi ve hukuki altyapıyı düzeltmeliyiz.
Yetmedi kur dışında, kronik enflasyon için yapısal sorunları çözmek gerekir. Bunun için de bir istikrar planı hazırlamak gerekir. Aksi hâlde enflasyona müdahale ile ve algı yaratarak bu sorunu bir süre ertelemiş oluruz.
Bugünkü iktidar bunu yapar mı? Yapmaz. Aksi halde başkanlık sisteminden vazgeçmesi veya daha demokratik bir sisteme dönmesi gerekir. O zaman geriye, algı yaratmak ve müdahale kalıyor. Elbette ki üretici de, tüketici de bu gerçeği anlayacak kadar bilinç sahibidir.
Dahası da, enflasyon verilerine müdahale, haksız rekabet yaratır.
İki örnek vereyim... Enflasyonu düşük gösterirseniz, bankalar da mevduata düşük faiz verir. Tasarruf sahibinin fiilî satın alma gücü düşer. Mevduat sahibinden bankalar gelir transfer edilir.
Devlete borç verenler de reel olarak eksi faiz alırlar, tasarruf sahibinden devlet gizli vergi almış olur.
Sonuç; Siyasi iktidar bu kararları panik içinde alıyor. Aksi halde bu kadar yanlışları bir arada yapamaz.