Emekliyle alay mı ediliyor?
Hüseyin Movit aradı. Başladı banka promosyonları için getirilen şartları sıralamaya. Dikkatle dinledim. Hatta bazı maddeleri tekrar tekrar anlattırdım. Maaş alınan bankanın kredi kartını alma mecburiyeti kondu. Kafamın yatmadığı, evin faturalarının en az ikisinin bu bankaya yatırılması şartı. Yahu, ben bu ödemeleri tek bankada toplamak için neler çektim bilen var mı? İnternet, telefon, elektrik, su ve doğalgazı sistem altına almak aylar sürdü. Resmen işkence çektim. Beni tekrar aynı mücadeleye kimse sokamaz. Kaldı ki "fatura hesabı" eşim üstüne.
Bir de zamanlama sorunu var. Yaklaşık 2 yılı aştık, "verilecek-veriliyor"la geçti. Bakan Başbakan'a, Başbakan Bakan'a top atıp durdu. Kaç kez büyük gösterilerle müjdeler verildi. Şimdi bakıyoruz, ödeme tarihi bile palavra. Mart başı deniyor ucu açık. Mayıs'a uzama olasılığı açık. İktidar yanlısı medya hergün "petrol bulundu" gibi yayınlar yaptı. Son durumu görüyorsunuz. Emeklilere işkence devam ediyor. "Bu saçmalıklarla uğraşacak halim yok" diyenler çoğunlukta. Bir şeye de akıl sır erdiremiyorum. "Ölün, kurtulun maaşı" alan emekli uzun çilelerden sonra elde edeceği 10 lira ile ömrünü uzatabilecek mi? Sabrında bir sınırı olmalı!
Bir HAYIR daha
Saadet Partisi Genel başkanı Temel Karamollaoğlu CNNTürk'deydi. "Başkanlık umurumda değil" derken AK Partinin hatalarını 3 noktada topladı:
1) Türkiyedeki tehlikeli kutuplaşma hız kazandı.
2) Ekonomik kaos arttı, büyümeye devam ediyor.
3) Dış politikadaki tutarsızlıklar ortada. Çelişkili davranışlar ve sonucundaki yanlışlıklar meydanda.
En önemli soruya da şu cevabı verdi: "Düşünmeden EVET, düşününce HAYIR". Anlayacağınız AK Parti- MHP organizasyonuna Saadet Partisi'nden vize yok.
---
NTV'deki Bugün Yarın'da benzeşen bir tartışma vardı. "Karpuz kabuğu korkusu" sarınca "100 kere Evet" diye yazan Fatih Çekirge'yi ibretle izledim. Kıvırıp durdu. Aslında Çekirge'nin yazısına gerekli cevabı aynı gazetede Mehmet Akif Beki 1 gün sonra vermişti. Erdoğan'ın eski basın sözcüsü "Bunlara inanmayın" diye yazarken bana göre geleceği kaleme almıştı. Hürriyet'in kimi yazarları aynı konumda. Korku dağları sarınca çelişkiler arttı. Bunların başında da Fatih Çekirge geliyor.
***
Dizilerden Notlar:
* Kanal D'nin yeni dizisi "Adı Efsane" bize bir Amerikan yapımı olan "Beyaz Gölge"yi hatırlatmıyor mu? Koç Reeves'in yerini Behzat Ç almış gibi. Fark bizim öğrencilerin daha hırçınlaştırılması. Carver Lisesi'nin tabelası indirilip yerine Yalıköy yerleştirilmiş. Gelişmeleri ve sonunda gelen başarıyı tahmin zor olmayacak.
* Cesur ve Güzel de Amerikan çizgileri hakim olanlardan. Çevremdekilerin genel eğilimi Vatanım Sensin olmasına rağmen benim tercihim Star'daki yapım. Kıvanç Tatlıtuğ ile Tuba Büyüküstün'ün uyumlu oyunlarını seviyorum. Önemli unsurlardan biri de yardımcı rolleri paylaşanların inanılmaz başarısı. Gerilimlerin peşpeşe gelmesi en büyük avantajı.
* Emrah uzun aradan sonra atv'deki "Aşk ve Mavi" dizisinde oynuyor. İzlemekte zorlanıyorum. çünkü Büyük Emrah'ın tornadan geçmiş kaşlarını gördükçe gülmeye başlıyorum. Hilal mi yoksa yay mı ne demeli? En iyisi kararı siz verin.
Senelerin artısı kilolar
TRT Spor'daki sohbet programı "Spor Bahane"yi ara sıra izlerim. Henüz alışkanlığım yok. Bilal-İlknur ikilisinin "dedim-dedi" söyleşilerine katılım yüksekte. Kurum kökenli iki konuğun mühendislik eğitimi aldığını ilk kez öğrendim. Açıkça itiraf edeyim ikisini de başarılı bulmuyorum. Ekrana getirilen eski röportajlardan çıkardığım tespit, fena halde kilo aldıkları. Serkan Korkmaz'ın benim dile getirdiğim aSpor'daki sonuç hatalarından birini açık yüreklilikle itirafını ise beğendim.
TRT'de başlayıp halen devam eden Mehmet Buğra Şahin'i ayrı tutuyorum. Hep çalışkan ve saygılı olması başarıyı getiren etkenlerden. Kızı Berra'nın -hayırsever insan anlamında- yayına katılması ise renk oldu. Konuşmalardan anladığım kadarıyla Berra bugün 10 yaşına basıyor. Kendisine sağlık ve mutluluk dolu bir hayat diliyorum.
Öte yandan spor servisinin önemli isimlerinden Hakan Altürk'ün terfi yazısının nihayet imzalandığını öğrendim. Onu da yürekten kutluyorum.