Emeklinin faturaları
Kendimden başlayarak 10 milyonun üstündeki insanın sıkıntısını dile getireceğim. Örneğin; elektrik, su, telefon ve doğalgaz faturalarını çeke çeke ayın ilk yarısına getirdiler. Siz ne zaman maaş verdiğinizin farkında mısınız? Bir yol bulup gecikme cezası ödememek için çabalanıyor.Ya da kesiliyor. Buna bazılarının kredi ödeme tarihlerini de ekleyebilirsiniz. Hatta eski adıyla Digitürk'ü -beIN oldu- buna dahil edebilirsiniz. Emeklinin durumunu anlayın. Veriler üç kuruşluk zammı yüzde 13.28'lik rekor enflasyonla misliyle geri alanlar bu kadar mı duyarsız? Bu adaletsizliği önlemek çok mu zor. Adam veya kadın -her neyse- parasını alış tarihine bakılır ve ayarlama yapılır. Bu konuda o kadar çok yazılı sözlü mesaj aldım ki, uyarmak ihtiyacı hissettim. Unutmasınlar ki, birgün onlar da emekliye ayrılacak. İşte o zaman "Biz ne yapmışız?" diyecekler. Ya da umurlarında olmaz: Çünkü "küpleri dolup taşmıştır".
Diğer intibaklar
Refi Kösel de bir emekli. Dile getirdiği yine milyonlarca kişinin mağduriyeti: "Bildiğiniz gibi 2000 yılından önce emekli olanların intibakı yapıldı. Ancak bu tarihten sonra emekli olanlar hâlâ beklemede. Yargıya yani Danıştay'a taşınan dosya uykuda. İnsanlar umutla bunun karara bağlanmasını bekliyor. Referandum sürecine girdiğimiz şu günlerde konuyu gündeme taşırsanız, hükümet de gayrete gelebilir. Gerekli baskıyı oluşturabilir"
Kösel yerden göğe kadar haklı. Emeklinin eskisi ya da yenisi aynı durumda. Mağdurlar Listesi yapılsa ilk sıra kesinlikle onların.
***
Ya asılsuçlular
*Beşiktaş PFDK'da, Tosic PFDK'da, Şenoül güneş PFDK'da, metin Albayrak PFDK'da, Robin Van Persie PFDK'da, Fenerbahçe PFDK'da, Galatasaray PFDK'da, Levent Nazifoğlu PFDK'da...
*Peki Mete Kalkavan ve Ali Palabıyık nerede?
***
Mesajlar
Av. Göktuğ Tosun ve Coşkun Telciler iyi Beşiktaşlılar. Tıpkı Ergun Kaftancı büyüğüm gibi. Sanırım Fenerbahçe ile ilgili yazım onların duygularına tercüman oldu. Av. Tosun'un sözünü ettiği eski hakem Cem Papila'yı unutmam mümkün mü? Tıpkı Mete Kalkavan gibi.
DİZİLERİN GÜRÜLTÜLERİ
Kerem Petekçi, "Ekranlarda müzik adı altındaki gürültülere değinmeniz ortak derdi ortaya koydu" diyor. Pazar yazılarımı ise "ağız tadı" olarak nitelendiriyor. "Aman kesmeyin, ihmal etmeyin" diyerek pek çok okurumun ortak duygularını dile getiriyor. İtiraf etmeliyim ki bu işin başlangıç sebebi Hayri Köklü kardeşimin yoğun baskısıdır.
ÇAVDAR ÖYKÜSÜ
N. Öztürk, "Yok ettiğimiz yiyecekler" yazımdan esinlenmiş. Çanakkale Yenice'deki baba yadigarı tarlasını canlandırma çabasını anlatıyor. Çavdar ve baklaları kurtaramamış ama "Yine de yerel tatların peşindeyim. Yaşadıkça pes etmeyeceğim" diyecek kadar iddialı. Sonunda ilave ediyor, "İnşallah bir üretim yapabilirsem size de ulaştıracağım".
YENİÇAĞ'IN YENİ ABONESİ
Ferhan Çoban hanımefendi Pazar yazılarımı sevdiğini belirtenlerden. "Yıllardır Aydınlık okuyordum. Şimdi bir de Yeniçağ alıyorum. Bu gazeteyi çok seviyorum. Yazarlarının hepsi mükemmel. Hiç ayrım yapmadan okuyorum" diye ekliyor.
İKSV'NIN BAŞARISI
Bir süre önce İstanbul Kültür Sanat Vakfı'ndan e-postalar almaya başladım. Belli ki eski dostum Bülent Eczacıbaşı ve değerli eşi Oya Hanım yeni yerim Yeniçağ'ı buldular. Bülent Bey'in önceki gazetemden ayrıldığım gün beni taa Londra'dan arayışını ömrüm oldukça unutmayacağım. Eczacıbaşılar vefa örneğidir. İKSV'nın her konudaki sanatsal çalışmalarını takdir ettiğimi de itiraf etmeliyim.
EĞİTİMDE DURUM
A. İhsan düşen eğitim kalitesine değiniyor. Bugünlere gelişin sebeplerini özetliyor:
*CHP zamanında Köy Enstitüleri ideolojik hale getirildi.
*DP, bir mühür ve bir müdür mantığıyla hareket etti.
*Ecevit, 45 günde öğretmen mezun etti.
*AK Parti, bir rektör bir tabela üniversiteleri açtı. Adım başı vakıf üniversiteleri kurdurdu.
Ve bu duruma geldik. Allah sonumuzu hayreylesin.