Fatih ERBOZ / Yeniçağ
İngiltere ile Türkiye arasındaki milli uçak projesinin yaklaşık 3 yıldır sürdüğünü belirten Karakuş, şunları söyledi: “15 Temmuz’dan önce olacaktı ama bu olay araya girdi. Astana’daki toplantı nedeniyle İngiltere Türkiye’ye yakınlaştı. Çemberden Türkiye’nin çıkması istenmiyor. Rusya ve ABD, Türkiye’yi İran da dahil çembere almaya kalkarken, İngiltere kurtarıcı rolüne soyundu. 125 milyon dolar küçük bir rakam. Burada daha çok ilk örneğinin temini amaçlı. Daha sonra 100 veya daha fazla F-16’ların yerine geçecek bir milli uçak projesi söz
konusu. 2030’lu yıllarda filolardaki normal uçuşlar gerçekleşecek. Bu işlerde başarının sırrı denge siyasetini iyi gütmek elbette.” İngiltere’nin projede geri adım atmasına rağmen Kıbrıs’ta yaşanan gelişmelerden sonra süreci hızlandırdığının altını çizen Karakuş, şöyle devam etti: “Türkiye, Suriye ve Irak ile kuşatılmak isteniyor, ondan sonraki bölüm de Kıbrıs’ın hava sahası.
KIBRIS HAVA SAHASI 150 BİN KİLOMETREKARE
KKTC ortadan kalkınca, Ege’deki FIR sahasıyla birleşiyor. Akdeniz de elimizden gidiyor. Onun FIR sahasının altına münhasır ekonomik bölge diyorlar. Denizdeki haklarınızı da alıyorlar. FIR sahası birlikte. Münakaşalı olmasına rağmen KKTC yaşadığı müddetçe FIR sahası Türkiye açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’nin üzerinden geçen uçaklardan yılda biz 1 milyar Euro alıyoruz. KKTC yaşıyor diye elimizden de almak istiyorlar. Üç tarafımız denizle çevrili olup da hiçbir denizinden faydalanamayan bir ülke haline getirmek istiyorlar. Hiçbir hava sahasından faydalanmamızı istemiyorlar.
Hava sahaları deniz sahalarına benzemez. Denizde 12 milin dışı uluslararası deniz sahasıdır. Havada dünyada parsellenmemiş hava sahası yok. Kutuplar da parsellenmiş vaziyette. Tüm devletlerin deniz sahaları dahil hava sahası olarak parsellenmiş durumda.”
