'Elveda Anayasa' okunmalı
Olağanüstü şartlarda yapılan değişiklikler olağanüstü neticeler verir. 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 darbelerinden sonra hazırlanan anayasaların nasıl oylandığını, ne netice çıktığını biliyoruz. (12 Eylül Anayasası'na "hayır" oyu veren azlığın içindeydim. Neden "hayır" dedim? Sırf darbe anayasası olduğu için.)
Şimdi yine olağanüstü şartlarda, görünürde 18, aslında 69 maddenin değişikliği oylatılmak isteniyor ve tıpkı 27 Mayıs Anayasası, tıpkı 12 Eylül Anayasası'nın oylatılması gibi diyeceğim ama, o anayasaları her hâlde öpüp başımıza koymamız gerekiyor.
İki anayasada da Cumhuriyet'in temel felsefesine saldırılmamıştı. Şimdi Cumhuriyet'i bırakın, Millî Mücadele hedef alınıyor. Sadece Cumhuriyet'in getirdikleri üzerinden konuşulsa, aksaklıklar, aşırılıklar ortaya konsa söyleyecek sözümüz olmaz. Tutturmuşlar bir "Yeni Osmanlı" teranesi, kimseye laf söyletmek istemiyorlar. Bu Osmanlı nasıl kuruldu? Nasıl sona erdi? M. Kemal ve arkadaşları ortaya çıkmasalardı ne olurduk? diye düşünülmüyor; Türkleri Anadolu'da dar alana sıkıştıran ve geldiğiniz yere dönün denilen Sevr gibi bir projenin hayata geçirilmemesinden duyulan bir derin üzüntü dışa vuruluyor.
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı AKP'li Necmi Kadıoğlu, "Padişahlarımızı alaşağı ettiler, yıktılar. 10 yılda Osmanlı'yı tarumar ettiler, yıktılar. 1923'te de koskoca 650 yıllık çınara darbe yaptılar. Cumhuriyet kuruldu. İçinden ihanet edenler, ecdada hainlik edenler, olunca hayır gelmiyor..." diyebilmiştir.
Bu zat, Ak Parti zihniyetinin şuuraltındaki ana fikrin temsilcisidir. AKP'nin nereye varmak istediğini şuradan da anlayın: Bir hanım gazeteci Yeni Şafak'ta yazıyordu. Bir televizyon kanalında HDP eş başı Selahattin'i referans göstererek: "Türk bayrağının adı değişsin." demiş, sonrasında terfi ettirilerek Sabah gazetesinde köşe verilmiştir. Bu örnek çok acı, çok içerlenecek bir örnektir ve asıl ne yapılmak istendiğini çok bariz göstermektedir. Daha binlerce örnek sıralayabiliriz.
Prof. Dr. Kemal Gözler adı, bu sütunda kaç defa geçmiştir. Çıktığım televizyon programlarında da adını ve sözlerini zikrettim. Yeni anayasa değişikliğini inceleyerek rejimin nasıl değiştiğini ilmî kriterlerle bir bir ortaya koymuş ve neticeyi açıklamıştır: "Elveda kuvvetler ayrılığı, elveda Anayasa".
Maalesef yakından tanıdığımız, hatta kitabını yazdığımız bir zatın kimseye danışmadan sırf sallantıda olan koltuğunda uzatmalara gitmek için, fikriyle zikriyle hiçbir bağı olmayan "Tek Adam"a destek vererek, gönüllerde onulmayacak yara açmasına, Türkiye'yi bir bilinmeze sürüklemesine karşı hepimiz tetikte olmalıyız.
İşte Prof. Dr. Kemal Gözler, bir anayasa hocası olarak, nasıl bir "ucûbe"yi oylayacağımızı göstermek için "16 Nisan 2017'de Oylayacağımız Anayasa Değişikliği Hakkında Eleştiriler" alt başlığıyla "Elveda Anayasa" kitabını çıkarmıştır. (192 s., Ekin Yayınevi, 0224 220 16 72).
"Elveda Anayasa"yı okuyanlar şöyle bir irkilecekler, kitabın kapağındaki tarihî yıkım fotoğrafının yüreklerine yansıdığını hissedeceklerdir.