Eğlendirmek bile özel çaba ister
İç siyaset, dış politika ve savaş derken arada sinirleri gevşetmek şart. Bu yüzden böylesi programlara "Sabun Köpüğü" denmekte. Televizyonculuğun gelişmiş ülkeleri konuyu aralıksız sürdürürler. Genelde de deneme-yanılma üstüne çalışılır. Bu da teknolojinin AR-GE'si gibidir. MASH adlı dizi ABD'de yıllar yılı yayınlandı. Hem de her gece. Konusu Kore savaşları idi. Doğal olarak içinde Türk Birliği de vardı. Senaryonun tamamı komedi üstüne kuruluydu. Gülme unsurunu ön plana çıkaran senaryo grubu oyuncular kadar başarılı oldu. Dizinin uzun soluklu olmasında en önemli etken bu oldu. Konusu farklı olsa da, Bizimkiler ile iyi izlenme payı yaşadık. Dizinin tiplemeleri hâlâ ön planda. Reklamlarda bile görüyorsunuz.
En başarılısı
Son yıllarda ön plana çıkan bir başka program -dış kaynaklı bile olsa- O Ses Türkiye. Kanalın bilgilendirmesine dikkat ettiniz mi? Ne müzik ne yarışma. Sadece eğlence yazılıyor. Tanımlaması bu. TV-8'in kurmayları deneye deneye ideali yakaladılar. Hazırlayan ekibin yanı sıra, jürinin vaz geçilmezleri sabitlendi. Hani arada Ebru Gündeş gibi yaşam engelliler çıksa bile ana iskelet bozulmuyor. Hatta Sibel Can'ın dahi torna tesviyeden geçirildiğini fark ediyoruz. Kısa sürede "çeri kurma çabası" sonlandırılarak, saplantısı yok edildi.
Altın yürekliler
Hadise iyi yorumcu. Bilmediği şarkı yok. En önemli artısı pamuk gibi bir kalbi var. Duygusal yanı hemen ortaya çıkmakta. Murat Boz başlı başına fenomen. Komedyen yanını da iyi kullanmakta. Doğaçlama esprileri izleyiciyi ayakta tutuyor. Hadise'yle didişmeleri renk unsuru. Tam dozunda. Aşırıya kaçılmıyor. Bu da olayı sulandırmıyor.
Gökhan ve Hakan başlı başına piyango. Önce biri daha sonra diğeri jüriye dahil edildi. Gökhan'ın doğal halleri onu "olmazsa olmaz" hale getirdi. Acun'la rekabet etme çabası hep kendi kalesine attığı gollerle bitiyor. Çok sevildi. İnsanlar onun iç güzelliğini çabuk fark ettiler.
O Ses Türkiye ekibi, bir-iki küçük "ön seçim arızası" dışında hep başarılı. Acun Ilıcalı futbola, bilgisayar oyunlarına ayırdığı bunca süreye rağmen işi iyi götürüyor. "İnce çalışmaları"nı programına ekleyebilirsiniz. Bu tempoyu ne kadar devam ettirebilir bilmem. Ancak başarı geldikçe moral motivasyonun arttığı gerçeğine inanırım. Bunun Acun Ilıcalı için doping etkisi yaptığı kesin. Kendi adıma konuşursam bu "eğlenceyi" her gün yayınlansa izlerim.
Aynı yere devam
TV-8, pek yapılmayan bir magazin yayınına başladı. "Yeşilçam'ın ünlü hamam sahneleri" ya da "Yeşilçam'ın en kötü adamları" gibi nostaljik çalışmalar veriyor. Basit gibi gözüken ancak uzun arşiv çalışması gerektiren bir dal. Bunlara "1990-1999 arası albümleri en çok satanlar" cinsi çalışmalar ekleniyor. İşte bu tip hazırlıklarda mutlaka tecrübeli isimlere ihtiyaç var. Mesela "en kötü adamlar"ın bir numarasına oturtulan Hüseyin Peyda'ya haksızlık yapıldı. Bu mavi gözlü artist geçmiş dönemin en ünlü jönü idi. Yani yakışıklısı. "Mezarımı Taştan Oyun" filmindeki rolüyle yüz binlerce bayanın sevgisini kazanırken, ağlatmıştı da. Uyarıda bulunmak istediğim yanlışlıklar bu cinsten. Önlemenin yolu bilge isimlerin seçici kurula dahil edilmesinden geçiyor.
Başarısız olan
Yine aynı kanalla devam edeceğim. Para Bende, Survivor'dan kalanlarla sürdürülüyor. Maserati amblemli tişörtle Yunus Künce'yi izlemek açmıyor. Dört kişiyi ikişerli gruba ayırmak cazibe yaratmadı. Bir yemeğe 55 euro ödüyorlar. Bu nasıl yokluk? Formata aykırı!
Küçük notlar
* Star yeni diziyi ekrana sürdü. Hayat Bazen Tatlıdır ismi ünlü şarkıdan esinlenme. İlk bölümün izlenme payı umulduğu gibi değil. Ömrünü zaman gösterecek.
* TRT'nin Baba Candır'ı yeni sezonu açtı. Kuyruk adlı yarışmanın sunucusu başrolde. Sahi o başarılı yarışma niçin yayından kaldırıldı?