"Düşünmezsem evet derim!"
Kur'an'ın yarısı soru cümlesidir ve "Hiç mi düşünmezsiniz, hiç mi akıl etmezsiniz?" gibi sorularla sık sık karşılaşırsınız.
İslâm dininin ilk mesajı, "Oku"dur! Okumak, aynı zamanda düşünmek demektir. Türkler, sözlü edebiyatı en güçlü millettir ama okumayla, yazmayla pek arası yoktur. Öyle ki Kur'an'ı ezberleyen yüz binlerce hafız vardır ama yüzde 99'u okuduğu ayetin anlamını bilmez.
Tabii okuyan, okuduğunun anlamını bilenler ve bu bilgiyle insanları uyaranlar da var elbette.
Meselâ Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "İslâmcı, istismara yönelik bir terimdir. Ben Müslümanım" diyor! Ve ekliyor:
"Bana şimdi 'evet der misiniz?' diye sorsanız, düşünmeden evet derim, ama düşünürsem 'hayır' derim. Biz başkanlık sistemine karşı değiliz. Kontrol edilemeyen başkanlık sistemine karşıyız."
***
Müslüman Türk seçmeni biraz düşünse, çözüm sürecinde olup bitenleri değerlendirse, Oslo'da özerklik sözü verilen PKK'nın buna rağmen "Kürt devleti kurulana kadar Türkiye'yi meşgul et" görevi devam ettiği için yeniden teröre başladığını hatırlasa, İstanbul ve Ankara'da gönderlere çekilen Barzani bayrağının Ağrı isyanında İngilizlerin çizdiği bayrak olduğunu öğrense ve Barzani'nin Türkiye'deki temsilcileri olan "KDP Birlik İnisiyatifi"nin referandumda "evet" oyu kullanacağını görse ve biraz düşünse, kimsenin hayır için çalışmasına gerek kalmazdı!
***
Tayyip Erdoğan, en güçlü hayır kampanyasını sürdüren Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu hedef alıyor? Sadece bu olay bile, hayır demek için yeterli bir sebeptir. Kendisi için hak gördüğünü, Barolar Birliği Başkanı için suç gibi gösteriyor. Üstelik kendisi, mevcut Anayasa'ya göre tarafsız davranmak zorundayken! Tabii Anayasa dinlediği yok. Zaten Devlet Bahçeli, Anayasa değişikliğinin gerekçesini, "Anayasa'yı Tayyip Erdoğan'a uydurmak" olarak açıklamadı mı?
Feyzioğlu "Anayasa değişiklikleriyle, küresel kuklacıların Sevr Antlaşması'ndan beri Türkiye'ye dayatmaya çalıştığı ve İmralı'da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekmekte olan bölücü örgüt liderinin teşvik ettiği 'eyalet sistemi' adı değiştirilerek Cumhurbaşkanının tek imzasıyla kurulabilir hale geliyor." diye uyarıyor.
"Her millî davada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yanında dimdik duran bizleri yine düşman ilan ettiniz. Biz de gerçekleri Türk Milletine anlatmak için yollara düştük. Biz, bunun için konuşmanızda bir tehdit olarak algıladığımız 'Bedel ödeyeceksin" cümlesindeki her türlü bedeli Türk Milleti için ödemeye hazırız. Türk Milleti dışında hiç kimseye minnetimiz, hiçbir makam-mevki sahibinden bir ikbal beklentimiz yoktur. Tek borcumuz, Allah'a olan can borcumuzdur, vadesi geldiğinde onu da verir alnımızın akıyla gideriz." diyor.
***
Banu Avar da uydurma Hollanda kriziyle ilgili olarak "Bu neyin kukla tiyatrosu?" diye soruyor ve "Bir zamanlar İsrail'e esip gürlendi. 'One minüt!' dendi. Sokaklar sabahlara kadar inledi! Ramallah Ankara'ydı! Öpüşüldü barışıldı. Şimdi gelen giden heyetlerden geçilmiyor...
Geçen yıl Rusya'ya esip gürlendi. Elçiliklerin önünde taşlı sopalı adamlar birikti. Sonra kol kola girildi, özrün bini bir para...
Şimdi Hollanda ve tümüyle Avrupa'ya veryansın...
Günaydın!
Siz değil miydiniz TRT'de 'Hangi Avrupa?' programlarımızdan sonra 'Avrupa'dan şikâyetler nedeniyle' işimize son veren?" diye soruyor.
***
AKP'li milletvekilleri, Anayasa değişikliği metnine görmeden imza attı! Şimdi de seçmen düşünmesin diye Hollanda ile birlikte kukla tiyatrosu oynanıyor.
Düşünmeyenler, kula kulluk eder, kendi mahvına sebep olacak kararlar verir, düşünenler ise kimseye kukla olmaz!