Hani kimyacı bir dostum, karayollarındaki katliam gibi kazaların bir sebebinin de asfaltın standartlara uygun döşenmemesi olduğunu yazmıştı ya şimdi de "dünyanın geleceği" ile ilgili bir mektup gönderdi:
"Sevgili Arslan Bulut bey, esenlikler dilerim.
Bugün, size geleceğin enerjisinden bahsedeceğim: Bor...
Yoğunluğu 2,84 gr/cm³, erime noktası 2300 C°, kaynama noktası 2550 C°; metal - ametal arası yarı iletken, ısıya mukavemet gösteren, bilinen 230 çeşidi olan bir element.
Bor madenini ilk kullananlar Tibetliler… Sümer ve Hitit medeniyeti ise altın ve gümüş işçiliğinde, Mısırlılar mumya yapımında, Grekler temizlik malzemesi olarak, Araplar ilaç hazırlamakta kullanmışlar. Günümüzde bor, bilgisayardan uzay ve savaş teknolojisine kadar çok geniş bir kullanım alanına sahiptir ve dünyadaki borun yüzde 70-80 rezervi ülkemizdedir.
Türkiye'de bor, şu anda temizlik malzemeleri imalatında kullanılıyor. Daha ilginç olanı ise ülkemiz bu kadar geniş bor rezervlerine sahipken, ihraç ettiği boraks ve tinkal'den üretilen sodyum perboratı ithal etmektedir!
***
20. Yüzyıl'ın en dobra sözü, Winston Churchill'e attir; "Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir" demiştir. Winston Churchill'in bu sözü Ortadoğu'da akan kanın sebebini ortaya koyar
Fakat dünya petrol rezervlerinin 40 yıl, doğal gaz rezervlerinin 60 yıl ömrü kaldığı düşünülürse, 21. Yüzyılın ortalarında bunların yerini Bor madeninin alacağı kesindir.
Bor, Amerika'da uzay teknolojileri ve askeri sistemlerde kullanıldığı gibi; Kanada ve ABD'de yapılan laboratuar testlerinin sonuna yaklaşılmıştır ve petrole alternatif tek maden olduğu kesinleşmiştir.
Gizli yürütülen bazı devletlerin, bor madenini, nükleer enerji alanında ve sıvı yakıtların yerine kullanmakla ilgili çalışmalarda sona gelindiği dillendirilmektedir. Bor ile çalışan otomobil prototiplerinin üretim aşamasında olan GM şirketi lisans almıştır. Çok değil, 200 gram ağırlığında bir borla 50 MB elektrik üretmek mümkündür. Nükleer santrallere ise milyar dolarlar harcanıyor yılda sadece 1200 mb kadar enerji üretilmektedir.
***
Bor, ülkemizi dünya devi haline getirecek ve dünyanın da geleceği olan tek enerjisidir. Yıllardır Türkiye'de oynanan oyunların sebebi budur.
Eski ABD hazine bakan yardımcısı, aynı zamanda, Bor sektörünün hâkimi Dodge & Cox - Rio Tinto Holding yönetim kurulu üyesi John Taylor, 2001 yılında Türkiye'ye beklenmedik bir ziyaret düzenler. Ziyaretinin ilk durağı, özelleştirmeden sorumlu devlet bakanı olur. Bor madeni kamulaştırılmadan önce Türk Boraks Kurumu aracılığı ile Bor'un yüzde 80 işletme hakkına sahiptir. Türk boraksın hisselerinin kimlere ait olduğu kamuoyuna açıklanmalıdır!
Genel anlamda düşündüğümüzde Orta Doğu'da kopartılan fırtınaların sebebi, Ortadoğu projesi değildir. Hedef, dolaylı yollardan Türkiye'dir; bor madenleridir. Artık petrolü kim ne yapsın; 500 yıl dünyayı idare edecek kapasitede alternatif bir enerji varken... Kısacası, bu kanlı savaş, petrol savaşı değil; bor savaşıdır. Hedef doğrudan Türkiye'dir!"
***
Bu arada İngiltere Hükümeti, 2040 yılından itibaren petrol ürünleriyle çalışan otomobillerin yasaklanacağını bildirerek, elektrikle çalışan otomobillere yatırım yapılacağını açıkladı. Elektrik nasıl üretilecek? Tabii ki bor kullanılacak.
Yıllar önce Yeniçağ'ın strateji sayfasında bor ile ilgili geniş yayınlar yapmış ve yukarıdaki bilgileri de vermiştim ama kimyacı dostum, Orta Doğu'da süren savaşın asıl sebebinin bor olduğunu söylediği için mektubu sizlerle paylaşmak ihtiyacı hissettim.
