"Doğum sancısı, dönüm noktası..."

Tayyip Erdoğan, Irak'taki Şii milislerden oluşturulan Haşdi Şabi kuvvetlerinin, bir Türkmen şehri olan Telafer'e girmemesi konusunda defalarca uyarıda bulundu.

Haşdi Şabi milisleri, 23 Kasım'da Telafer kapılarına dayandı. Şehir halkı daha önce Amerikan destekli Peşmerge işgali sırasında büyük bir travma yaşamıştı. Etrafındaki köyler ve kasabalarla birlikte 400 bin civarında Türkmen, uzun süre direnmiş ama sonunda kafileler halinde Irak'ın dört bir tarafına dağılmıştı. Şehirde 64 bin Türkmen kalmıştı. Onlar da IŞİD teröristlerinin kurduğu düzen içinde yaşamaya çalışıyordu.

Benim ulaştığım kaynaklar, Haşdi Şabi top atışı başlatınca 64 bin Türkmen'in şehri terk ettiğini, 35 bin kadarının çevre köylere sığındığını, beş bin kadarının Suriye'ye geçtiğini, 1500 kişinin Türkiye sınırında bekleştiğini, diğerlerinin de çevredeki ilçelere dağıldığını bildiriyor. Kış şartlarında yollara düşen bu Türkmenlere bölge halkı dışında, yardım eden hiçbir organizasyon yok. Bu göçler sırasında 30 kişi de soğuktan hastalanarak öldü! Türkiye'de konu bilinmiyor! Zaten tek satır bilgi veren de yok!

E hani Telafer'e müdahale olursa Türkiye seyirci kalmayacaktı? Müdahale başka nasıl olacaktı?

***

Telafer boşaltılmış, Türkmenler yollara düşmüşken Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Londra'da Türkiye'nin Irak'la ilgili en büyük hassasiyetlerinden birinin bölgedeki etnik ve mezhebi statükonun bozulmaması olduğunu belirterek, "Musul Musullularındır, Telafer Telaferlilerindir, Halep Haleplilerindir. Biz bu şehirleri bir terör örgütünden, DEAŞ'tan kurtaracağız derken başka terör örgütlerinin ya da silahlı teröristlerin eline bırakmayalım" dedi.

Kurtulmuş, Tayyip Bey'in açıklamaları doğrultusunda, "Dünya sistemi artık öyle bir noktaya geldi ki bütün bu tartışmalar, bu acı olaylar dünyada bir doğum sancısıdır diye düşünüyorum. Mevcut sistem, problem çözme yeteneğini kaybetmiştir." gibi ifadeler de kullandı!

Hani Tayyip Erdoğan, "Allah'ın izniyle yeni Türkiye'nin yakında olduğuna inanıyorum. Bölgedeki çatışmalar, ekonomik ve siyasi hücumlar sonuç aldığımıza yaklaştığımızın işaretidir. Böylesi zamanlar milletin dönüm noktalarıdır." diyordu ya...

Ortada bir sancı var; bir dönüm noktası olduğu da doğru ama adı doğum sancısı değil, Irak ve Suriye'nin kuzeyinden Türkmenleri tasfiyesi sancısıdır. Türkmenler ve Türkiye açısından çöküşe giden bir dönüm noktası değil mi bu?

***

"IŞİD'in ilk hedefi, Türkmenleri tasfiye etmektir" diyorduk. Suriye'nin kuzeyinde yerleşik Türkmen bırakmadılar, darmadağın ettiler. Irak'ın kuzeyinde de Türkmen bölgesi olarak Telafer kalmıştı!

12 Eylül 1980'de askerler yönetime el koyduğu zaman, PKK'nın 400 militanı vardı. Bu militanlar ve ailelerinin adresleri isim isim biliniyordu. Süleyman Demirel, bu 400 militanın darbeye zemin oluşsun mantığıyla bile bile yakalanmadığını söylemişti! Sonrası malûm!

IŞİD için de Suriye rejimini çökertecek diye beklendi. Sinan Oğan Meclis'te uyardığı halde "Musul'u işgal tezgâhı"na seyirci kalındı! Fakat IŞİD elde ettiği toprakları PYD'ye bırakmaya başlayınca oyun nihayet anlaşıldı ve kurulmak istenen Amerikan-İsrail koridoru Fırat Kalkanı harekâtı ile önlenmek istendi. Türk harekâtı, El Bab önlerine gelince Mehmetçiklere hava saldırısında bulunuldu. Şehitler var yaralılar var.

Şimdi Tayyip Erdoğan, Putin ile sık sık görüşerek olayı çözmeye çalışıyor. TSK, "Rejim uçakları yaptı" diyor ama Amerikalıların daha önceden bazı uçaklarını Suriye uçaklarına benzetecek şekilde boyadıkları biliniyor! Yani saldırıyı kimin yaptığı veya yaptırdığı hâlâ açıklanmış değil!

Türkmenlerin tasfiyesi ise bütün hızıyla devam ediyor!

Problem böyle çözülür mü?

Yazarın Diğer Yazıları