Doğu nasıl kalkınır?
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 23 il cazibe merkezi olarak seçildi ve yüzde 60'a varan teşvikler verildi. Sonuç alınamadı. Şimdi kredi desteği ve enerji desteği verilmesi gündeme geliyor.
Yatırımlarda başarısızlığın bir nedeni terör korkusudur. Bir diğer nedeni Doğu ve Güneydoğu için standart teşvikler verilmiş olmasıdır. Bunun için devletin bir şekilde doğrudan işin içinde olması ve her ilin farklı imkân ve kaynaklarına göre farklı proje uygulanması gerekir. Bu alanda benim örnek iller için önerimler olmuştu.
Bugün, Kars-Ardahan ve Iğdır gibi sınır illeri için bir önerim var. ''Kars- Ardahan ve Iğdır'da ''sınır bölgesi üretim ve ticaret serbest alanı'' projesi. Faaliyete geçen Kars-Tiflis-Bakü demiryolu da bu proje için önemli bir altyapıdır.
Geçmiş deneyimlerden, serbest bölgeler, sınır ticareti ve sınır ticaret merkezlerinin iyi çalışmadığını biliyoruz. O zaman sınır ticaretini yeni bir yaklaşım içinde ele almamız gerekiyor: ''Sınır ticareti üretim ve ticaret serbest alanları'' kurmalıyız.
Bu bölgelerde valilikler, ticaret ve sanayi odaları, sivil toplum örgütleri de işin içinde olacaktır. Ayrıca sınırları belli olan bölgeler olduğu için daha güvenli alanlar olacaktır.
Kurulacak bu alan prensip olarak aşağıdaki özelliklerde olabilir.
* Üretim ve toptan ve perakende satış yapılacak,
* Yerleşikler dışındaki satışlar için gümrüksüz alan olacak,
* Yalnızca yerli firmalar faaliyet gösterecek, (yabancı firmaların serbest bölgelerde mahzurları görülmüştür.)
* Üretimde ara malı ve ham madde olarak yerli girdi kullanılacak.
* İçeriden sağlanan ara malı ve ham madden KDV alınmayacak.
* Bu alanları anonim şirket çalıştıracak. (Şirket valilik, ticaret, sanayi ve ziraat odaları, esnaf ve sanatkar birlikleri, tarafından kurulacak )
* Zararlı sayılan mallar dışında mal sınırlaması olmayacak.
Bu alanlara, serbest bölgelere tanınan mali ve idari teşviklerin uygun olanları sağlanabilir.
Sınır Bölgesi Üretim ve Ticaret Serbest Alanı, Kars-Ardahan ve Iğdır için çok önemli bir imkândır... Zira Iğdır'ın İran, Nahçivan ve Ermenistan ile Kars'ın Ermenistan ile Ardahan'ın ise Ermenistan'ın ve Gürcistan'la sınırı vardır. Ne yazık ki bu potansiyeli kullanamıyoruz.
Aslında coğrafi bölge olarak bu üç ilimizin, Kafkas ülkeleri ile kültürel bağları vardır... Halk, bu insanlarla daha kolay anlaşabiliyorlar. Bunun içindir ki sınır ticareti bu üç ilde daha kolay yapılır... Daha verimli olur.
Türkiye'de sınır ticareti ile ilgili ilk uygulama 1979 yılında başlatılmış ve Ağrı Valiliği, İran'ın Batı Azerbaycan Genel Valiliği arasında varılan mutabakat üzerine çeşitli tüketim malları verilmesine karşılık motorin, fuel-oil ve benzin alımı yapılmaya başlanmıştır.
Ağrı ile Gürbulak Sınır Kapısı'ndan İran'la yapılan sınır ticareti kısa bir duraklamadan sonra 1985 yılında yeniden canlanarak komşu ülke İran'la sınır ticaretinin alanı daha da genişletilmiş ve uygulama Ağrı, Van, Hakkari illerinin, Gürbulak, Kadıköy ve Esendere kapılarında yapılır hale gelmiştir.
Bakanlar Kurulu'nun 31 Ocak 1996 tarihli kararında iller ve sınır kapıları arasında, Iğdır, illeri sınır kapısından Nahçivan'la, Ardahan Türkgözü kapısından Gürcistan ve diğer BDT ülkeleri ile sınır ticaretinin yapılmasına da izin verilmiştir.
Bugün özellikle akaryakıt kaçakçılığı yapılıyor diye sınır ticareti adeta rafa kaldırılmıştır. Sınır ticaretinde hangi malların alınıp satılacağının yetkisi, illerin valilerinde olması gerekirken, uygulamada Dış Ticaret Müsteşarlığı kararlaştırıyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı valilerden ihtiyaçları istiyor... Bu yolla ithal ve ihraç edilecek mal çeşidi ile ithalat ve ihracat hacmine kendisi karar veriyor... Bu durum sınır ticaretinin hacmini çok düşürüyor.
Kars-Ardahan ve Iğdır'da 7 sınır kapısı mevcuttur. Ermenistan'la olan siyasi sorunlar ve devlet politikası bu kapıların açılmasına engeldir... Ancak, yeni kurulacak olan Sınır Bölgesi Üretim ve Ticaret Serbest Alanları, İran ile Gürcistan ve Azerbaycan ile olan sınır kapılarını daha aktif hale getirecek, tüm Kafkasya ve Rusya'ya hitap edecektir.