Diyanet’i kutlarken kusuru da söyleyelim
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir hatasını yüzlerine vurmak istiyorum.
Diyanet İşleri Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nin tamamlanması için tertip edilen toplantıya Recep T. Erdoğan davet edilmemeliydi.
Çok önemsediğim bir çalışmanın sonuna gelindi. İnsanlarımız, insanlık devasa bir esere kavuştu. Denirdi ki: “Kusura bakmayın. Parti liderlerinin hepsini burada görmek isteriz. Hepsinden teyit alındıktan sonra R. T. Erdoğan’ı çağırabiliriz, Birinci derecede Cumhur’un başkanı toplantımızda bulunmalı.”
Davetler nasıl yapıldı? Neden R. T. Erdoğan öne çıkarıldı? Bilmiyorum.
Toplantının adı “Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri” ama İslâm Ansiklopedisi (44 cilt), Hadislerle İslâm (100 bin hadis, 10 cilt) ve İstanbul Kadı Sicilleri (40 cilt) eserlerinin tamamlandığı da müjdeleniyor. Bu eserlerin Türk ilim ve fikir hayatına kazandırılması kutlanmış desek daha yerinde bir ifade olacak. 10 kişiye “onur”, 26 kişiye de “hizmet” ödülü verilmiş, ki bu isimler de hususiyetle bu üç eserle bağlantılıdır.
R.T. Erdoğan’ın toplantıda kullandığı dil çok yakışıksız. Her zaman söylüyorum, Başbakan’ın “danışman” ordusu var; nerede neyi konuşması gerektiğini hatırlatmıyorlar. Bir başka metin yazmalıydılar. Bilgi üzerine kurulu bir metin. Hadi en fazla “oryantalizm”i katabilirlerdi.
Bakmayın siz, Oryantalistlerin (Şarkiyatçıların) İslâm dünyasını içten çürütmek için faaliyet gösterdi, denilmesine. İçinden kaçı öyledir? Adamlarda ilim haysiyetini niçin hesaba katmıyorsunuz? Onlar pek çok konuyu deşmeselerdi, İslâm dünyası hâlâ uyuyor olacaktı. Bunu şimdi geçelim.
R. T. Erdoğan böyle herkesin mesrûr olduğu bir toplantıda, “kin” üzerine kurulu bir konuşma yapıyor:
“Maruz kaldığımız ihanetler yok olur gider. Bu medeniyet öyle bir medeniyettir ki; yalancı peygamberleri, sahte velileri, içi boş, kalbi boş, zihni boş âlim müsveddelerini her zaman tarihin çöplüğüne atmıştır; yine atacaktır hiç şüpheniz olmasın. Bu medeniyet içi boş âlim müsveddelerini, bünyenin virüsü reddettiği gibi tarihin çöplüğüne mahkûm etmiştir.”
Kimi kast ederse etsin... Beni ilgilendirmiyor. “Kin”ini gitsin parti toplantısında anlatsın.
Öncesi, 1940-1987 yılları arasında 15 cilt olarak çıkan tercüme İslâm Ansiklopedisi... Tercüme ama Türk ilim adamlarınca yenilenmiş, ikmâl edilmiş ve birçok yeni madde eklenmiştir.
Bir “yerli” İslâm Ansiklopedisi’ne şiddetle ihtiyaç duyuluyordu. Çok gel-gitlerden, düzensizliklerden sonra (Bütün gelişmeleri biliyorum.) nihayet bir düzene girdi. 1988’de ilk fasikülü çıktı. Tercüme İslâm Ansiklopedisi akademikti ve herkesin istifade edebileceği, bilgilenebileceği seviyede değildi. Dil de eskiydi. Yenisi tamamen “bizim” olan, ilim adamından öğrencisine herkesin belli bir seviyede istifade edeceği bir eserdir.
“İslâm” deyince, bazı kesimlerde bir çekingenlik doğuyor. İslâm, inananın da inanmayanın da ruhundadır. Hayatımızın her kesiminde yolumuz kesişir. TDV İslâm Ansiklopedisi İslâmı öğretmiyor; kültürümüzle ilgili her şeyden bizi haberdar ediyor. Meseleye böyle bakalım.
Keşke kutlama toplantısı “siyasî kin”le leke-lenmeseydi.