Dış güç kim?

Korku bir kültür ögesidir. Aynı zamanda psikolojinin önemli bir paçasıdır. Toplumları da insanlar gibi korkutabilirsiniz. Nitekim bizim toplum, her seçim zamanı korkutuyor.

Siyasi kültür, topluma cesaret yerine korku aşılıyor.

"Başarırsın. Sen büyük bir toplumsun ve üstesinden gelirsin" demiyor.

Ya ne diyor?

"Dış güçler geliyor.. Ülkemizi elimizden alacak. Onlarla iş birliği yapanlar var.."

Ne demek bu?

"Kork ve ülkeni korumak için bana oy ver" demek.

Burada en temel çelişki nedir biliyor musunuz?

Kahraman bir topluma, "korkmalısın" demek ve bu fikri zihnine yerleştirmektir.

Dış güçler her zaman vardı ve bundan sonra da olacaktır. Senin bulunduğun kıtalararası geçiş coğrafyasında da dış güçlerin amaçları daima olmuştur ve olacaktır.

Hele tam yanı başında İsrail varsa ister istemez, dış güçler seni rahatsız edecektir. Çünkü İsrail demek, Siyonizm demektir. Siyonizm demek de sürekli savaş demektir.

Orta Doğu neden bu kadar kanlı sanıyorsunuz?

Bu durumda hep birlikte sormak zorundayız:

Biz bütün tarih zamanlarını korkarak mı yaşayacağız? Ne zaman korkusuzca, kendi kendimize yeten, yetkin bir toplum olacağız?

Bu seçimin asıl galibi öncelikle bu "dış güç" korkusu/korkutmasıdır.

Her ülkenin kendisi için bir ya da birden fazla tehdit oluşturan ve bu sebeple de sürekli tetikte durmasını gerektiren bir "dış güç" odağı vardır. Bu açıdan bakıldığında elbette Türkiye için, hem ulusötesi (ABD-İsrail), hem komşularımız (Yunanistan) gibi açık tehdit unsurları elbette var. Hâlihazırda; özellikle ABD, en büyük dış tehdit olarak Türkiye'nin hemen güneyinde 150 bin kişilik bir PKK-PYD silahlı gücüyle durmaktadır.

Buradan bakıldığında HDP'nin siyasal duruşu önem kazanmaktadır. Çünkü Türkiye içinden, Türkiye dışındaki PKK ve PYD'ye sıcak bakan gönül birliği kuran bir büyük kitlenin varlığını oluşturmaktadır.

Haliyle "dış güçler geliyor" korkusunun haklı tarafı yok denemez. Lakin "Millet İttifakı'nın içinde CHP var. Onlar da HDP ile iş birliği içinde. Öyle ise oyunu bana ver" söylemi geliştiren "Cumhur İttifakı'nın" büyük ortağının geçmişi de çok güven verici değildir.

AKP'nin kuruluş sürecinde sık sık ABD'ye neden gidildiği, Abramowitz'le olan ilişkiler zihnimizdeki güven kanallarını tam anlamıyla açmıyor.

Hele PKK'nin bildirilerini nevruz günlerinde Diyarbakır meydanlarında Sırrı Süreyya Önder'in ağzından hep birlikte dinledik.

Barzani bayraklarını, "Megri, Megri" şarkılarını vd. de sayarsanız, aslında dış güç kimin korkusu olmalı diye sormamız gerekmez mi?

Hülasa; efendiler, Türkiye'nin etrafını saran, içteki potansiyel güçle (HDP) de eklemlenmesi muhtemel bir dış güç sahiden vardır. Ancak, burada sorun, bu gücü millî çıkarlarımız açısından kim etkisizleştirebilir sorusudur.

Millet İttifakı, içinde HDP'nin olmadığı bir ittifaktır. Eğer siz bütün ittifakı, dış gücün uzantısı gibi gösterir ve milletin yarısını da buna ikna ederseniz, Türkiye'nin bir an evvel gerçekleştirmesi gereken millî birliğini ve dirliğini politik çıkar uğruna yok edersiniz. Bu durumda size birilerinin sorması gerekir: Sizin amacınız ülkenin bütünlüğünü korumak mı, yoksa parçalamak mı diye..

Kıldı ki şu sıra, HDP'yi dahi, Türkiye'nin bir parçası olarak tutmak ve başarabilirseniz, ABD'nin Suriye'deki parçasından bütünüyle koparmanız gerekmez mi?

Yazarın Diğer Yazıları