Dini yozlaştıranlar
Ahlaki çöküş kimin eseri?
İslam adına konuştuğu söylenen bazı kimselerin en büyük zaafı adı "barış" olan dini, savaş aracına çevirmeleridir.
Onlara göre din:
-Bir: Çok evlilik demektir. Din, cinsellik üzerinden inşa edilen bir inanç sisteminden başkası değildir.
-İki: Kadınlar üzerinde tahakküm kurmak ve onları özgünlüklerinden mahrum etmektir.
-Üç: Din, erkekler için sonuna kadar hak ve özgürlük, kadınlar için ise eziyet ve erkeğin insafına terk edilmiş köleliktir.
-Dört: Din, konu evlilik ve cinsellik olunca büyük küçük ayrımı yapmaz. 6 yaşındaki çocukla bile evlenebilirsin. İstersen 70 yaşında ol. Çünkü sen ayrıcalıklısın. Köle olan dişi olandır. Sen erkeksin..
-Beş: Ahlak, erdem, fazilet hak getire. İstediğin adama, kadına, parti başkanına veya halka küfür eder, hakaretin bini bir para konuşabilir, yazabilirsin. Sana haktır. Sövmenin adabı olmaz. Ne kadar söversen söv her zaman sen haklısındır. Kesinlikle dinine zarar gelmez, eğer bir zarar gelecekse ancak senin muhatabına/muhalifinedir. Çünkü Allah hep senin yanındadır.
-Altı: Şefkat, merhamet adalet, gerçekte olamaz; o ancak sözde vardır. Uygulamada gerekmez. İhale verirken; yandaşa, işe adam alırken eşe dosta, partiliye, kısacası menfaatine ne uygunsa ona verirsin. Bu sebeple sen istediğin kadar taraflı davranabilirsin. Ancak başkası yaparsa büyük günah işlemiş olur. İster cemaat, ister Siyasal İslamcı, istersen, partili veya partisiz ol fark etmez. Yiyebildiğin kadar hak yer, ardından hiçbir şey olmamış gibi caminin yolunu tutabilirsin.
-Yedi: Devleti yönetenler eğer sendense bütün haksızlıklarına susarsın. Adeta dilsiz olursun. İtirazın olmaz. Vicdanın hiç konuşmaz ve susar.
-Sekiz: Bunlara göre İslam, siyasal partilerin, ideolojik cemaatlerin kitle kontrol aracıdır. Din, koca kalabalıkları, bir sürü gibi yönetmenin yoludur. Seçim geldiğinde sürüyü, İslam'ı gerekçe göstererek istediğin yere götürdüğün sürece çıkar düzeni kesinlikle bozulmayacaktır. Hatta yetmez, bunu keramete bile bağlamak bunları Allah'tan korkutmaz..
Heyhat!
Hâlbuki Din/İslam:
-Bir: Adıyla müsemma barışın ta kendisidir.
-İki: Özünde salt adalet olan bir dindir. Her şart altında hakkı üstün tutar. Hak torpillinin değil, yandaşın değil, hak edenindir.
-Üç: İslam doğarken Mekke'de kurulu düzene itiraz ederek gelişip var olmuştur. Bu sebeple; yağmaya, adam kayırmaya, vesayetçiliğe, sömürüye, aldatmaya, işi ehline vermemeye, eş, dost ve yandaşlarına çıkar sağlamaya, yalana, dolana, haksızlığa, adaletsizliğe yüksek sesle itiraz eden, haksızlık karşısında susmayı "dilsiz şeytan olarak" tanımlayan bir dindir.
-Dört: İslam, cinsiyet ayrımı yapmaksızın imanı eşit dağıtan bir dindir. Kadın ve erkek cennet ve cehennem karşısında aynı hakka, aynı adalete ve aynı iman derecelerine sahip olma imkânına sahiptir. Ayrım yoktur.
-Beş: İslam, şefkat ve hoşgörü dinidir. Küfür, hakaret, çirkin söz ve iftiraya karşıdır.
-Altı: İslam ilim dinidir. Yaratıcının bir sıfatı da Alim'dir. Bu sebeple, biyoloji bilimi insan gelişiminin kızlarda 18'de tamamlandığını söylüyor. İlm sünnetullahtır. Kaderin kendisidir. Bu sebeple kim ilimi reddediyorsa sünnetullahı reddetmiş demektir. Öyle ise kızların 6, 7, 8 ... vb yaşlarda elenmesini dine bağlayanlar hüsrandadır. Hadise bağlayanlar peygamberimize iftira atmaktadır.
Sonuç olarak: Türkiye'de İslamcı kadrolar; eleştirdikleri modernizmin, pozitivizmin, Kemalizm'in ve bilimsel düşüncenin altında ezilmişlerdir. Bu düşünce sistemlerine karşı yaptıkları bütün eleştirileri haklı çıkaramamışlardır. 16 yıllık AKP iktidarı boyunca İslamcı söylem, söylediklerinin tersini yaparak, kendi kendini ters yüz etmiştir.
Şimdi başa dönelim: Ahlaki çöküş kimin eseri?