Din slogan değildir!
Din; tefekkürdür, tevekküldür, sabırdır; bir yönüyle akıldır. Slogan dini öğretmez; insanı ürkütür, kaçırır. Çünkü slogan akla hitap etmiyor. O sloganları atanların sonra neler yaptıklarını görüyoruz... İnsanları doğruyorlar, ateşe atıyorlar, cayır cayır yakıyorlar.
Siz çocuklara slogan attırarak, IŞİD'lere, Talibanlara, daha ne kadar kanlı örgüt varsa hepsine militan yetiştirdiğinizin farkında mısınız?!
Mekteplerimizden dehşetengiz görüntüler geliyor. İlk mektep, orta mektep çağındaki çocuklara, sınıfta din adına slogan attırılıyor.
Sınıfın birinde de, minik yavruların her birinin eline cellât ipi verilmiş, "İdam isteriz." dedirtiliyor.
Akılsızlık tavan yapmış! Herhâlde bunlar insanları dinden uzaklaştırmak, "İslâmın asıl veçhesi budur." dedirtmek istiyorlar.
Bir proje okul meselesi çıkarttılar. Tecrübeli hocaları, nam salmış okullardan uzaklaştırdılar. Maksat belli. Bir proje okulun müdür yardımcılığına getirilen zat ne diyor: "Bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olması zamanı geldi. Dağı taşı dolduracağız."
Bu sözlerin ardından söyledikleri daha vahim: "İmam hatipler yetmez; vakıflar devreye girmelidir, başka camialar devreye girmelidir."
"Nasıl bana karşı olağanüstü kongreye gidersiniz!" deyip kendi partisinden intikam almak isteyen birinin koltuk değneği uzatmasıyla başkanlık yolu açıldı.
Malum zat "fiilen başkan"ken bunlar yaşanıyorsa, Anayasa değiştirilip tamamen her şeye hükmedilince hâlimiz nice olur?! Meseleye bir de bu taraftan bakılmalıdır.
Sloganlı, cellât ipli görüntüler bile daha bizim iyi hâlimiz! İleride nelerle karşılaşacağımızı, nasıl kutuplaşacağımızı, ham softalar yüzünden dinimizin nasıl menfî anlaşılacağını aklıma getirmek dahi istemiyorum.
İnatlaşmaya gidilmiş, imam hatipler, birer intikam okullarına dönüştürülmüş... Kabul; geçmişte büyük hatalar yapıldı; ama, bu hataların kat kat fazlası tersinden zamanımızda yapılıyor.
Adı üstünde imam hatip. Bu mektepler başlangıçta, imam ve hatip eksikliğine çare olsun diye açılmıştır. Şimdi ise, ideolojik slogan nesli için bir imkân görülüyor.
PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) raporu açıklandı. Eğitimimiz dünyada en gerilere düşmüş; 72 ülke içinde 50. sıradayız. Eğitimcilerin tespitine göre; kalitesi en düşük okullar imam hatipler. O proje okul müdür yardımcısı da bu kalitesizliği bildiği için, başka kapı gösteriyor, gencecik çocukları dinî bütün yetiştireceğiz, derken, ideolojinin girdabına sokup helâk etmek istiyor. O müdür yardımcısı genç ve tecrübesiz. Sözlerinin nereye varacağının, neyi kastettiğinin bile farkında değil. Zamanında beyni yıkana yıkana bir dar kalıba sokulmuş.
İslâmda tebliğ esastır. Hiç düşündünüz mü, nasıl bir tebliğ?
"Ve'ltekûn minkum ümmetun yed'ûne ile'l-hayri ve ye'murûne bi'l-ma'rûfi ve yenhevne ani'l-munkeri..." ("Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun...") (Âl-i İmrân, 3/104).
Hz. Peygamber'in tebliğ usulleri incelendiği zaman sabır, tevazu, tolerans, yumuşak davranma, zamana yayma (Kur'ân-ı Kerîm'in 23 yılda indirildiğini dikkate alınız.), kendisini hesaba çekme... başta gelen hususlar olduğunu görürsünüz.
Şimdi ise, sloganla, korkutmayla, fasit daire içine sokmayla din anlatılmış oluyor!
Kur'ân ve Sünnet mülevves emeller için araç kılınıyor!