Din-millet kimliği
Ermeni megalo ideasını bilemezsek, kendimizi sakınamayız; yanılırız ve yeniliriz! Ermenistan neresi? Bu adla bir ülke var mıydı?
Ermeni halkı kendisine “Hay” ve yaşadığı ülkeye de “Hayastan” diyor.
“Ermenistan” adının tarihî menşei bilinmiyor. “Ermenistan” kelimesinin “Hayastan” ve “Ermeni” kelimesinin de “Hay” kelimesiyle ilişkisi bulunmuyor.
Yani bugünkü Ermeni milleti ile tarihî “Ermeni” kimliğinin ve bugünkü Ermenistan ile “kadîm Ermenistan” coğrafyasının tarihî bir bağı yok!
Hıristiyanlığın Gregoryen mezhebi tarih sahnesine çıkmadan önce, bu mezhebin ortaya çıkıp yaygınlaştığı coğrafyada (kadîm Ermenistan) çeşitli etnik gruplar vardı. Bu dönemde Ermeni olarak adlandırılan bir etnisite mevcut değildi.
Hay etnik grubu ise bölgede yerleşikti.
Çeşitli etnik gruplar, zaman içinde Aziz Gregor’un Hıristiyanlık yorumu etrafında toplandılar ve bir cemaat oluşturdular. Bu cemaat içinde; Hay, Grek, Türk, Rum, Pers, Süryani vb. pek çok kavimler ve etnik unsur bulunuyordu.
Giderek cemaatin mensuplarına, kurucusunun adına dayanarak “Gregoryen” veya yaşadıkları coğrafyaya (kadîm Ermenistan) izafeten “Ermeni” denmiştir. (Mahmut Niyazi Sezgin, “Ermeni ’Megalo İdea’sı: Hay Dat”, 2023, S. 154, Şubat 2014).
Araştırıcılar şu gerçeğin altını çiziyorlar:
Tarihte Ermeni olarak adlandırılan kimlikle günümüzdeki anlamıyla Ermeni olarak adlandırılan kimlik çok farklıdır. Tabiî Ermenistan kavramı öyle.
Benzer sözü söyleyen bir Ermeni araştırıcıdır:
“Bir ’tarihsel Ermenistan’tasavvur etmek, eğer bu tür bir yaklaşıma -fiilen de yapılmış olduğu gibi- siyasal bir değer yükleniyorsa, tarihe eleştirellikten uzak ve son derece ütopik bir biçimde bakmak olur.” (Boğos Levon Zekiyan, Ermeniler ve Modernite: Gelenek ve Yenileşme/Özgüllük ve Evrensellik Arasında Ermeni Kimliği, çev. Altuğ Yılmaz, 2001).
(Bu kitabın, Ermeniler için yayın yapan Aras Yayınları arasında çıktığını da belirteyim.)
Ermeniler, siyasî kimliklerini bağımsız bir devlet vasıtasıyla ifade edememişlerdir. Kiliseye bağlanarak bir bakıma “kendilerini” bulmuşlardır.
Diyebiliriz ki; kilise, Ermenilerin dinî olduğu kadar siyasî hayatında da baş rol oynamıştır.
Gregoryen Kilisesi etrafında oluşan bütün etno-kültürel değerler “Ermenilik” adına sahiplenilmiştir.
Ermeniler, Gregoryen olan her etnik unsuru Ermeni, Gregoryen Kilisesi mensuplarının yaşadığı her bölgeyi de “tarihî Ermeni” toprağı saymışlardır.
Ermeni megalo ideası “Hay Dat doktrini” ne göre; Ermeniler tarih boyunca mağduriyet içinde yaşamışlardır. Bu yüzden söz konusu, bu etno-psikolojik travma hâlinin bir ürünü kabul edilmektedir. Bu travma hâlinin en öne çıkan özellikleri; kendini kaderin, olayların ve baskıların kurbanı olarak görme, başarı ve tatmin ihtiyacını karşılamak amacıyla yenilgileri zafermiş gibi kutsama ve yüceltmedir.
“Hay Dat doktrini”nin teorik esasını, “komşulardan duyulan korku” şeklinde özetlenebilecek bir etno-psikoloji oluşturmaktadır. Bunun sebebi de Ermenilerin tarih boyunca bağımsız bir millî devletlerinin olmayışıdır. (M. N. Sezgin, “Ermeni ’Megalo İdea’sı: Hay Dat”).