Devletin idaresi kumpas kurarsa yargı ne yapar?

Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin her bir vatandaşı, adliye kapısından girdiğinde hukuk önünde hakkını alacağını biliyorsa, işte o zaman hep birlikte huzur-u kalple hayatımıza devam edebiliriz." dedi.

Evet bütün meselelerin kilitlendiği yer burası zaten.

***

Şahsen ben son olarak adliye kapısından girdiğimde hakkımı alamadım! Belki sonuna kadar davayı takip etsem, istinafla yetinmeyip Yargıtay'a gitsem, olmazsa Anayasa Mahkemesi'ne "hak ihlâli" gerekçesiyle başvursam, yine de sonuç alamazsam AİHM'e başvursam hakkımı alabilirim ama hem zaman ayırmak gerekiyor hem de masraf yapmak... Bir hesap yapıyorsunuz, büyük zarara uğrayacağınız kesin! İster istemez vazgeçiyorsunuz!

Elde edeceğim hak aslında parayla pulla ölçülemeyecek kadar değerli ama bir elektrik şirketinin üstünden yüksek gerilim hattı geçirerek tamamını kullanılamaz hale getireceği, orman içindeki tapulu bir cennet bahçesinin ucundaki 49 metrekarenin irtifak hakkı için verdiği 358 liraya itiraz ediyorsunuz, "ya tamamını alın ya da arazimi kirletmeyin" diyorsunuz, istinaf mahkemesi, "Değeri 3560 liranın altındaki kararlar kesindir" diye karar veriyor.. Üstelik dava bana değil yanlış kişiye açıldığı halde bunu dahi bozma gerekçesi saymıyorlar. "Karar düzeltilir" diyorlar! Yaptığınız masrafı da üzerinizde bırakıyorlar!

Oysa zehirlenen arsanın maddi değeri 3560 liranın çok üzerinde!

İdare sanki bilinçli olarak değeri düşük olan "irtifak hakkı" istiyor ki itirazların reddedilmesi garanti olsun!

***

Davacı idare, "Söz konusu arsanın 49 metrekaresinin üzerinden ölümcül radyasyon saçan hat geçireceğim, ben o kadarını öderim, arsanın tamamı radyasyona maruz kalsa da bu beni ilgilendirmez" demiş oluyor! Mahkemeler de bunu onaylıyor!

Babadan kalma olan ve 2B kapsamına alındığı için para ödediğim, üzerinden ölümcül radyasyon saçan hat geçeceği için kullanılamayacak hale gelecek arsanın vergisini her yıl ben ödeyeceğim ama araziden geçireceği elektriği satarak her ay düzenli gelir temin edecek olan idare bir defalık 358 lira ödeyerek sorumluluktan kurtulmuş olacak..

Hukuk sistemi, sonuçta bir anonim şirket olan idareyi korumak demek olan böyle bir haksızlığa alet edilebilir mi?

Bu sadece bir örnektir. Aynı durumda mağdur edilen, binlerce vatandaş var.

***

Erdoğan, "Bağlılığı devlete olmayacak, adına hüküm verdiği milletine hizmet için çalışmayacak, tek ölçüsü hukuk ve adalet olmayacak hiç kimseye o kutsal çatı altında yer yoktur." diyor...

Bugünkü sistem, elektrik satarak para kazanacak şirketi koruyor, milletin fertlerinin hakkını değil...

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de hâkim ve savcıların kura töreninde konuşurken "Hile ve kumpaslarla hukuku çiğneyenlerin, vicdanını terör örgütüne esir edenlerin Türk yargısı içinde yeri yoktur ve bundan sonra da asla olmayacaktır. Türk yargısı, bağımsızlık ve tarafsızlık vasfını koruyarak yargı yetkisini Anayasamızın emrettiği gibi Türk milleti adına kullanacaktır" dedi.

Bir elektrik idaresi, tamamını zehirlediği arsanın ucu için kamulaştırma davası açıyor da mahkemeler bu kararı bilirkişi raporlarına dayanarak onaylıyorsa, burada bir hile ve kumpas yok mudur? Millete sadece FETÖ'yü kullananlar mı kumpas kurdu?

Devletin bir idaresi, vatandaşın tapulu arazisini ucuza kapatmak için değerini düşük göstermek gibi hileli bir yöntem kullanırsa, buna kumpas denmez mi?

Devletin bir idaresi, vatandaşa kumpas kuruyor da mahkemeler bunu onaylıyorsa "huzur-u kalple" hayatımıza nasıl devam edebiliriz?

Yazarın Diğer Yazıları