Cumhur değil millî iradeyi gasp ittifakı
On altı yıldır halkın büyük destek verdiği AKP iktidarı bu desteği Çözüm Süreci, Oslo/Dolmabahçe/İmralı üçgeni, Habur rezaleti, Annan Planı, Zürih Protokolleri, Kobani'ye peşmerge nakliyatı, Barzani'yle "megri megri" buluşmaları, Süleyman Şah Türbesinin terki, Ege adalarının işgaline sessiz kalarak bozuk para gibi harcamıştır.
AKP iktidarı metal ve mental yorgunluğunun da ötesinde Türk Milliyetçiliği, Cumhuriyet, Atatürk, millî şuur ve tarih bilincinden yoksun bir anlayışın tipik temsilcisi olmuştur.
AKP'nin işgüzar bazı mensupları da işi o kadar ileriye götürmüşlerdir ki kimisi "AKP'nin kendilerini Türk olmaktan kurtardığını" söylerken kimi yandaş liberaller de AKP iktidarından aldığı cesaretle "Türkiye'nin ismi değişsin", "Türk Bayrağı kelimesi değiştirilsin", "İstiklal Marşı değiştirilsin" türünden teklifler ortaya atmışlardır.
Örneğin şu ifadeler AKP'nin şuurlu (!) kadroları tarafından ifade edilebilmiştir: Türkiye Cumhuriyeti'ni "90 yıllık reklam arasıdır". Dahası Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran fikir olan Türk Milliyetçiliğini bölücülük olarak niteleyip "ayaklar altına aldığı" ifade edilmiştir. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran iki kurucuya "iki ayyaş", cumhuriyet dönemi ise "Abdülhamit Han ile Tayyip Bey arası duraklama dönemidir".
İşte bu zihniyet on altı yıldır Türkiye'yi yönetmektedir. Böyle bir zihniyetin -Bahçeli'ye vereceği bir şeyler olabilir- ama Türk Milletine verecek hiç bir şeyi olamaz!
On altı yıldır yapmadıklarını şimdi yapacaklarmış!
On altı yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar "köprü yaptım, yol yaptım" diyerek Türk Milletinden destek istiyor. Bu sözlerle bir iktidar 'on altı yılda hiçbir şey de yapmayabilirdim, devlete ait ne varsa sattık ama yol ve köprü de yaptık' diyor.
İyi de özelleştirme adı altında hemen hemen Cumhuriyet döneminin bütün kazanımlarını haraç/mezat yandaşlara sattınız. Onlardan elde edilen gelirleri nereye sarf ettiniz?
İç borç, dış borç, cari açık, sıcak paradan ne haber?
Bu iktidarın buna benzer yüzlerce soruya verilecek cevapları da yoktur.
Yayınladıkları ahidname ise tam bir itiraf niteliğindedir. Manifestolarında "daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha adil yargı" diyor. Bu da on altı yıldır AKP iktidarı döneminde özgürlük, demokrasi ve adil yargının olmadığının itirafıdır ki doğrudur.
Faizleri, enflasyonu düşürecekleri ve işsizliği azaltacaklarını söylüyorlar. On altı yıldır demek ki ya birileri ellerini tutuyordu ya da şimdi akıllarına geldi.
Devlete sızma ve sızdırma dönemi!
Çok açıktır ki AKP on altı yıllık icraatlarıyla bir siyasi parti gibi değil daha çok siyasi bir cemaat niteliğinde ortaya çıkmıştır. FETÖ'nün ve benzer cemaatlerin en fazla palazlandığı, örgütlendiği ve devlete sızdığı dönem AKP iktidarı dönemi olmuştur.
AKP'nin on altı yıllık iktidarı "aynı menzilin yolcusu" olarak nitelediği unsurları devlete sızma ve sızdırma dönemi olmuştur.
On altı yıllık iktidar döneminde ahlaki değerler; ayakkabı kutuları, sıfırla talimatları, kol saatleri arasında yok edilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk rezaletleri AKP döneminde yaşanmıştır. İş o hale gelmiştir ki iktidarın kudret elitleri bu yüzden rüşvetin tanımını bile değiştirmeye kalkmışlardır.
Böyle bir iktidar Bahçeli'yle birlikte Anayasayı değiştirerek getirdiği rejimde Türk Milletine 'sen siyasi rüşt sahibi değilsin Türkiye Cumhuriyetinde tek rüşt sahibi seçilecek bir cumhurbaşkanıdır. Onu seç gerisine karışma' demiş olmaktadır.
Cumhur denilen millet iradesini gasp ittifakı, bütün yetkileri Cumhurbaşkanına vermek için 24 Haziran'da seçim kararı aldı. Sandık, Türk Milletinin eline geçen, kendini yok sayan bu iktidara ders vermek için son bir fırsattır. Gaflettekileri uyarmak için bir Osmanlı tokadı yetecektir.