Cizre’de genel kalkışma provası!
Cizre’deki çatışmalar hakkında, taraflar “provokasyon” değerlendirmesi yaparak, olayın gerçek boyutunu örtmeye, gizlemeye çalışıyor! Hatta yandaş medyada, sorumluluğu “paralelciler”in üzerine atanlar bile var! Oysa olaylar, Kandil’in bir süre önce verdiği talimat gereği, bölgede kurtarılmış mahalleler veya ilçeler, oluşturmak isteyen PKK militanları ile AKP iktidarının desteklediği Hüda-Par arasında bir egemenlik savaşıdır. Selahattin Demirtaş da zaten Suriye’nin kuzeyindeki kantonları model aldıklarını söylemişti.
Cizre’de bu proje için, aylar öncesinden hendekler kazıldığını herkes biliyor. Hendekler kazılırken seyreden hükümet, şimdi garip açıklamalar yapıyor. Üstelik açıklamayı yapan, açılım denilen süreçten sorumlu Bakan Yalçın Akdoğan, PKK militanlarını kastederek, “Bunlar Kandil’e nanik yapıyorlar. Ben sizi tanımıyorum diyorlar” diyebiliyor. Kandil’in kendi elemanlarına hâkim olmadığını mı söylemeye çalışıyor, ne yapmak istiyor?
***
13.00 haberlerinde konuyla ilgili görüşümü soran Halk TV’den Rahmi Aygün’e, “Yalçın Akdoğan’ın söylediğinin tam tersi oluyor. PKK militanları Kandil’e değil, Kandil AKP hükümetine nanik yapıyor! Çünkü bu olaylar, tamamen PKK’nın programı çerçevesinde, özerk bölgeler oluşturma projesi gereği başlatıldı. Bülent Arınç, Hüda-Par yetkilileri ile görüşerek, 2015 seçimleri öncesinde bölgede partisine destek aramıştı. PKK da özellikle buna karşı, bölgede egemenliğin kendisine ait olduğunu göstermek istedi. Nitekim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da olayların iki grubun egemenlik savaşı olduğunu belirterek Başbakanlığın boş olduğunu söyledi” diye değerlendirme yaptım.
Provokasyon konusunda da, “Cizre’de çadır karakolu kuranlar, Cudi Dağı’nda devlet tarafından açılmış iki tüneli silah nakli için kullananlar da provokatör müdür? Bu olay yeni değil ki! Diyarbakır’da bir astsubayı pazar alışverişinde vuranlar da provokatör müydü? Hakkari’de görev dönüşü, sivil kıyafetle bakkaldan ekmek almak isteyen polisi vuranlar da provokatör müydü? Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Batman’da, Hakkâri’de de olaylar var. Bunlar belli bir merkezden idare ediliyor. Sürecin sonuna doğru örgüt, kurtarılmış mahallelerin, ilçelerin sayısını artırarak bölgenin egemenliğinin zaten kendisine ait olduğunu, Türk adının Anayasa’dan çıkarılması gibi pazarlıkların bunun tescili için yapıldığını söyleyerek, genel bir ayaklanma, büyük bir kalkışma ile özerkliği ilan etmeye hazırlanıyor” dedim.
Yani “provokasyon” değil, ayaklanma “prova”sı var!
***
Nitekim olayda hayatını kaybedenlerin cenaze törenine katılan DTK Eş Başkanı Selma Irmak, “Bunun hesabını soracağız. Osmanlı oyunlarıyla bu süreci baltalamaya, bozmaya çalışıyorlar. Herkes bunu iyi bilsin ki bizler savaşmasını iyi biliriz” diye hükümeti tehdit etti!
“Osmanlı oyunları” derken, kimi kastettiği belli değil mi?
Haberlerde, “Cizre’de dindar insanların oturduğu Nur Mahallesi’ne yönelik PKK saldırıları”ndan bahsediliyor. PKK’lıların, mahalledeki evlere ateş açmak için kullandığı binalardan birinin Cizre Belediyesi’ne ait “Mem u Zin Kültür ve Sanat Merkezi” olduğu belirtiliyor. Belediyenin yakılan üç ev için itfaiye araçlarını da göndermediği ifade ediliyor.
“Bu ahval ve şerait içinde”, Tayyip Erdoğan, “Ocak ayının 19’unda ben Bakanlar Kurulu’nu Beştepe’de toplayacağım ve orada Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık edeceğim” diyor!
Ülkenin bir kısmında, bir terör örgütü, özerklik dayatmasını kabul ettirdiği hükümetin, Hüda-Par ile yakınlaşmasına karşı silâhlı saldırı düzenliyor; Cumhurbaşkanı ise hükümete başkanlık etmekten bahsediyor! Cizre’de veya Güneydoğu Anadolu’nun benzer ilçelerinde hükümet var mı?