Çipras da azdı
Bir türlü iki yakası bir araya gelmeyen Çipras adındaki bodur palikarya (*) bu defa Lozan Antlaşması'nı ihlâl etmek cüret ve cesaretini gösterdi. Yunan savaş uçağıyla, askeri uçuşlara kapalı olan Kuzey Ege'deki İskiri, Limni ve Bozbaba adaları üzerinde dakikalarca uçtu...
Larissa'daki üsten F-16 uçağıyla havalanan Çipras, alçak uçuş da yaparak üzerinden geçtiği adaları sözde kontrol etmiş oldu.
Oysa Lozan Antlaşması'nın 12. maddesine göre, gayri askeri bölge olarak kabul edilen bu adaların üzerinden askeri amaçlı uçuşlar yapılamaz. Çipras bunu bile bile hem hava sahası ihlali yapmış, hem Lozan Antlaşmasını delerek antlaşmayı tanımadığını göstermiştir...
Bu bodur palikarya yarın, başka densizliklere de kalkışır, Türkiye'ye ve Türk'e düşman olduğunu gösteren her türlü kepaze girişimlerde de bulunabilir...
* * *
Bakalım Ankara, bu cüret ve cesaret gösterisine karşı nasıl bir tepki ve tavır koyacak!
(*) Dictionarist adındaki internet sitesine göre Yunancada palikarya delikanlı demek. Çipras nasıl delikanlıysa....
Onu biz de yaparız...
Evvel emirde Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'a "Hişşt sarı oğlan, Kürt terör çetelerini neden ve kime karşı silahlandırıyorsun" diye sormak lâzım...
Evet, bu soruyu mutlaka sormalıyız...
* * *
Denemekte yarar var; soralım bakalım sarı oğlan ne cevap verecek...
Göreceksiniz, böyle bir soruya doğru dürüst cevap veremeyecek, kem küm edecek ve kelimeleri ağzında yuvarlayacak.
* * *
Siyasal kepazelik de bu kadar olur; Ankara'dan ayrılmak üzere olan büyükelçi, sanki bir başına ABD yönetimi...
Vize tıkanmasına yol açtı ve bass'ıp gitmek üzere; sarı oğlandan ses yok, tepki koymadı, büyükelçisinin iradesini kabullendi.
İlk kez bir başkan, diplomatının kuklası oldu...
* * *
Veda etmek isteği Erdoğan tarafından reddedilen büyükelçi John Bass, giderayak yaptığı basın toplantısında bizi rahatlatmaya kalktı ama her lâfı, camış tezeği gibi ağzına yüzüne yapıştı...
Sözüm ona günah çıkardı...
Gazetecilerin sorularını poposuyla dinlemiş olmalı ki sadre şifa bir şey söyleyemedi; soruları anlamazdan gelme moduna yatarak savuşturdu...
* * *
Erdoğan çok daha önce, üstüne basa basa söylemeliydi; evet, bu heriflere muhtaç değiliz...
Barzani ve bağımsızlık konularında derdimiz de yok; o dert başta Irak olmak üzere bölgedeki Arap devletlerine ve ABD'ye ait, bu sorunu biz olmadan çözsünler bakalım...
* * *
Kürtçü terör çeteleri, ABD tarafından daha nereye kadar silahla beslenecek, dünya bunu sorgulamalı...
Bize karşı takındığı, insanlığa, müttefikliğe, NATO ortaklığına sığmayan bu tavrın diplomatik yoldan elbet de her zeminde hesabını soracağız... Eğer, dostluk ve müttefiklik çerçevesinde okşar gibi yapıp yumruk atmak varsa, onu biz de yaparız.
Trump yönetimi, Kürt terör çetelerine, yani PYD, YPG ve PKK'ya neden arka çıktığını dünyaya açıklamazsa değişim gösteren uluslar arası konjonktürde bundan sonra sağlam yer edinemez...
Lâfın özeti
Bakkal açar gibi üniversite açtık. İki yıl öncesine kadar 193 üniversitemiz vardı, şimdi kim bilir kaç oldu. Bilim adamı sayısı yeterli olmayınca da bolca akademik paye dağıttık. Gençler onların elinde. Kalite o yüzden tepetakla...
* * *
Yanlış dış politikanın 63 milyar lira kaybetmemize neden olduğunu tespit eden CHP, rakamı açıklayan da partinin sözcüsü Bülent Tezcan. Haberiniz olsun, iktidarın yanlışları sürerse bu miktar, tırmandıkça tırmanır...
* * *
Vekilimiz Nuri Okutan, "Türkiye kabile ya da şirket değil" diyor... Bunu AKP Genel Başkanı Erdoğan da söylüyor ama ne çare, ülkeyi 15 yıldan beri kabile yönetir gibi yönetiyorlar; hukuk mukuk, yasa masa hak getire...
DUYURU
"Sosyal medyada haber var" adındaki kitap elime ulaştı, soluk almadan okudum ama bitiremedim, akşam devam edeceğim... Akademisyen İzzet Taşkıran tarafından yazılmış. Gazetecilikle sosyal medya ilişkilerini dikkatlere sunuyor. Sadece meslektaşlarımızın değil, sosyal medyada değerlendirmeler yapan herkesin okumasını öneriyorum. Zarar vermez, yarar sağlar... (İstemek için telefon: 212-5115190)