Çin nereye kadar?

ABD eski başkanlarından George H.W. Bush iş adamlarına ''Çin'le özgürce ticaret yapın, nede olsa zaman bizden yana çalışıyor'' demişti… Bu gün ise zamanın kimin lehine çalıştığı tartışmalıdır. Global Times haberine göre Yılbaşı yaklaşırken Çin'de Hunan kamu güvenliği bürosu, parti üyelerin ve yerel hükümet yetkililerinin Noel kutlamalarına katılmalarını yasakladı ve ağır ceza ile tehdit etti. Öğrencilere de batılı kültürlerin istilasına karşı milli duruş sergilemeleri çağrısında bulundu.

Gerçekte herkes Noel ile Yılbaşı'nın farklı olduğunu bilir. Noel her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlandığı Hristiyan bayramıdır. Kutlamalar 24 Aralık'ta Noel arifesiyle başlar ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık'a denk gelen 6 Ocak tarihini Noel olarak kutlarlar.

Çin'de demokrasi yoktur, fakat GSYH'da büyüme oranı yüksektir. Yatırım ve ihracata dayalı bir büyüme modeli uygulamaktadır. İhracatının büyük kısmını ABD'ye ve batıya yapmaktadır. Batı düşmanlığı dış ticarete de yansıyabilen bir risk taşımaktadır. Bunun içindir ki Çin Büyüme modelini değiştirmek ve iç tüketime dayalı yeni bir modele geçmek istiyor.

Kaldı ki, Çin'in dış ticaret fazlasına dayanan büyümeyi de sürdürmesi kolay değildir. Artık dünyada Çin malları ucuz ve fakat kalitesiz damgası yemiştir. Çin mallarına olan dünya talebi düşüyor.

Çin'de büyüme var, fakat kalkınma konusunda göstergeler zayıftır. Gelişme ve kalkınma, büyüme yanında insan yaşamında her türlü iyileşmeyi de kapsar. Bu anlamda Çin'de kalkınma göstergeleri iyi değildir.

Fert başına Nominal gelir yüksek değil, 8 bin 239 dolardır. Ucuz işçi üstüne kurulu bir üretim sistemi vardır.

Çin ortalama yaşam süresi beklentisi itibariyle dünyada 64. sıradadır. Nüfus içinde İnternet kullanım oranı, dünyada ortalama olarak yüzde 46, Türkiye'de 58, buna karşılık Çin'de yüzde 32'dir.

Bu günkü koşullarda Çin'de çift haneli büyümenin yeniden yakalanması zor görünüyor. Aslında bir ülkede Global Gayri Safi yurt İçi hasıla büyüdükçe, kapasite sınırlaması ve paydanın büyümesi nedeni ile, çift haneli büyüme oranları da geride kalıyor.

Yine de Çin'in 2016 yılı büyüme oranı yüzde 6.7 oldu. 2017 yılının 3. çeyreğinde ise yüzde 6,8 oldu.

Öte yandan ülkede konut fiyatlarındaki artış, kredi hacminde hızlı büyüme, finansa sektörü için de risk oluşturmaktadır.

Büyüme ve ekonomik riskler için 2017 sonunda yapılan Çin Merkezi Ekonomi Çalışma Toplantısı'nda ''arz yönlü yapısal reformların derinleştirilmesi , kapasite fazlasının eritilmesi, stokların elden çıkarılması, finansal risklerin düşürülmesi, fiyatların düşürülmesi ve zayıf bağlantıların güçlendirilmesi'' politikasının devamı karar altına alındı.

Çin'de diğer ve daha önemli sorun, demokrasi sorunudur.

Çin modeli dünyada özel bir modeldir. Sınırlı demokrasi ve sınırlı mülkiyet hakkına rağmen, ucuz işgücü nedeniyle yabancı sermaye akışı olmuştur. Demokrasiye geçilmezse, bu akışın sürdürülmesi zor görünüyor.

Dahası ticaret yapanlar, dış temasta bulunanlar arttıkça, Çin halkının da demokrasi talebi de artmaktadır. Bunun içindir ki tek parti içinde mutlaka demokrasi için başkaldırı olacaktır. Toplumlar geliştikçe, zevkleri ve ihtiyaçları da değişir. Halkın doğrudan siyasi sürece katılma talebi artar. Tek parti diktasının bu değişmeyi tatmin etmesi sürdürülemez gibi görünüyor.

Aslında Çin'de 2003 yılı ile 2013 yılı arasında Başbakanlık yapan Wen Jiabao 2008 yılında ulslar arası bir mülakatında, Çin için ''Demokratik seçim, Hukukun üstünlüğü kamuda şeffaflığın sağlanması'' nın altını çizmişti. Bu üç unsur da ancak demokrasi içinde uygulama imkanı bulabilir.

Sonuç olarak Çin oyunu kuralına göre oynamak zorundadır. Tamamıyla kontrole dayanan bir piyasa ekonomisinin sürdürülmesi mümkün değildir. Bu nedenle Çin büyümeye devam etmek istiyorsa çok partili demokrasiye ve piyasa ekonomisine geçmek zorundadır.

Değerli okurlarım. Yazılarıma 2 Ocak Salı günü devam edeceğim. İyi seneler diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları