Çin füzeleri ve PKK açılımı ne olacak?

Türkiye’nin hava savunma sistemlerini oluşturmak amacı ile yapmış olduğu araştırma ve pazarlıklardan sonra Çin hava savunma sistemlerinde karar kılması Türkiye ile ABD arasında ağır bir krize neden oldu. Bu krizde NATO da ABD’nin yanında yerini aldı. Washington’dan sert tepkiler geldi. ABD tarafından Çin füze sistemlerinin NATO hava savunma sistemleri ile bütünleştirilemeyeceği ileri sürüldü. Türkiye ise bunun doğru olmadığını, NATO sistemleri ile Çin hava savunma sistemi arasında bir bütünleşmenin gerçekleştirilmesi için Amerikalı bir yazılım şirketi ile Türkiye’nin anlaşma imzaladığı anlatıldı. Bu ABD ve NATO’yu ikna etmedi. Kriz hâlâ devam ediyor. 6 Haziran 2014 tarihli Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir haberde Türk Hava Kuvvetleri’nin “yüksek hızlı hava hedefi” satın alma çalışması yaptığı duyuruldu. Yüksek hızlı hava hedefini Çin füzelerini denemek için de kullanacaklarmış. Ancak, öte yandan AKP Hükümeti Türk-Amerikan ilişkilerinde ortaya çıkan gerilimi düşürmek için Kıbrıs’ta taviz, Suriye politikasını ABD eksenine oturtmak, İsrail ile ilişkileri düzeltmek, PKK meselesinde tavizli çözüm, Ermeni sözde soykırımını kabul gibi bir çok adımı atıyor. Bunlar ilişkileri yumuşatmakla birlikte, Washington’un her fırsatta Erdoğan’ı hedef almasını engellemiyor. Obama’nın West Point’te Amerikalı genç subaylara çevrelerini zenginleştiren ve sivil toplumu ezen diktatör ortaklarımız var demesi, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün Erdoğan’ı “saçma ve gülünç” konuşmakla suçlaması, Washington’un yeterince yatışmadığını gösteriyor. İşte bu ortamda sağlam kaynaklardan gelen bilgilere göre Ankara’da hukukçular Çin ile yapılan anlaşmayı bozmanın yolları üzerinde çalışıyorlar. Anlaşılan AKP Hükümeti, üzerindeki Amerikan baskısından kurtulmak istiyor. Çünkü böyle bir hukuki çalışmanın Hükümetin emri olmadan başlaması mümkün değil. Keza Hükümetin çok güvenliği bir bürokrat olan Savunma Sanayi Müsteşarı Bayar’ın görevinden alınması da muhtemelen Çin füzeleri ile ilgili. Tabii füze ihalesi iptal edilirken Ankara, Pekin’e yüklü bir para cezası ödemek istememektedir.
Bu noktada havadan yere inersek durumun tam bir perişanlık olduğu görülüyor. Güneydoğu Anadolu’da PKK karşısında AKP Hükümeti tarafından eli kolu bağlanan güvenlik güçlerinin, yol kesen PKK’lılar karşısında nasıl aciz duruma düşürüldüğü görülüyor. PKK 1984’ten buyana en mutlu günlerinden geçiyor. Çünkü binlerce PKK’lının binlerce kişiyi öldürmelerine rağmen alamadıkları ve almaları mümkün olmayan sonucu, bugün hızla aldıklarını görüyorlar. Üstelik PKK, AKP Hükümetinin vermiş olduğu tavizlerin bir bölümünün hukukileşirken, fiili olarak gerçekleşenlerin de hukuki taviz için son dönemece girdiğini görüyor. İşte böyle bir ortamda Diyarbakır’da AKP Hükümeti yeni ve son viraj için bir yeni açılım paketi üzerinde çalışıyor.
Bu paketten ne çıkacak göreceğiz. Ancak ne çıkarsa çıksın Türkiye’nin gittiği yer, Abdullah Öcalan’ın serbest kaldığı, Kandil’deki PKK şeflerinin muzaffer komutanlar olarak TBMM’de BDP milletvekillerini ziyaret ederken polisin selam durduğu bir Türkiye olacak. Bu Türkiye, İstiklal Savaşı şehit ve gazilerinin kanlarının inkâr edilerek, AKP-PKK’nın şekillendirdiği Türk-Kürt etnik federasyonu olacak. Bu federasyon çok yaşamaz. İlk sarsıntıda bölgesel gelişmeler ile birlikte düşünüldüğünde, parçalanır. Bunlar olduğunda “Biz bunu görmemiştik” diyenler bu sonuç karşısında şaşırmasın.

Yazarın Diğer Yazıları