Sahillerden Anadolu içlerine doğru gidemeyen CHP'de "AKP-MHP ittifakı" yüzünden yerel seçimlerde bazı illeri kaybetme endişesi var. Şüphesiz belediye seçimlerinde aday faktörü önceliktir. Ancak bıçak sırtı tabir edilen bazı yerlerde oyların bölünmesi ile aradan umulmayan bir isim sıyrılıveriyor. Bunun en bariz örneği 1994 seçimleridir. İstanbul'da karizması ile ANAP'tan Bedrettin Dalan, DYP'den İlhan Kesici, CHP'den Zülfü Livaneli, MHP'den Ahmet Vefik Alp meydanlarda heyecan dalgası oluştururken az bir oy farkı ile Recep Tayyip Erdoğan aradan sıyrılmıştı. Aynı şekilde Ankara'da Murat Karayalçın, Doğan Taşdelen gibi isimler sol oyları bölünce Melih Gökçek devri 20 yıldan fazla sürdü.
Belediyecilikten gelen Erdoğan bu ince hesapları iyi bilir. Bu yüzden "metal yorgunluğu" diyerek Ankara, İstanbul, Bursa, Balıkesir, Çorum, Düzce gibi yerlerden sonra son olarak Ordu ilinin Belediye Başkanını istifa ettirdi. Zira referandum sonuçlarını iyi okuyor. Hayır bloku İstanbul ve Ankara'da önde. Devlet Bahçeli ittifak için elini güçlendirmek maksadıyla İstanbul'da aday çıkarmayacaklarını peşinen ilan etmesine rağmen AKP'nin İstanbul'da kaybetme riskini ortadan kaldıramadı. Kuruluşunun üzerinden 6-7 ay geçmeden yüzde 10 barajını aşan İYİ Parti bazı illerde kilit duruma geçti. Sahil bandında CHP'den İYİ Parti'ye ciddi oy geçişleri gözlendi. AKP'nin mutfağı bunu pişiriyor. İzmir, Aydın, Muğla, Mersin, Tekirdağ, Kırklareli gibi illerde CHP'den belediyeleri alabilmenin derin hesaplarını yapıyor. Öyle ki İstanbul ve İzmir için TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın adı geçiyor. CHP'de "değişimden yana" olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu aday olmayacağını açıkladı. CHP bu kalesini kaptırmamak için formüller arıyor. Ancak yıllar önce hazırlanan Uğur Dündar'ın adaylığından başka çaresi de görünmüyor. Uğur Dündar'ın adı daha önceki yıllarda Kadir Topbaş'a İstanbul'da rakip olması için geçmişti. Ancak Dündar tecrübelidir. Kaybetme riski olan bu yarışa girmedi, ailesini de alıp İstanbul'a göre daha garanti görünen İzmir'e yerleşip o günün gelmesini bekledi. Siyaset uzun soluklu bir iştir. Sabır gerekir. Çeşme Alaçatı'da yazlığı bulunan Dündar'ın önceleri Çeşme Belediye Başkanlığı için adı geçiyordu. Fakat Dündar'ı tatil beldesi Çeşme kesmez. Gazetecilikten meslektaşlarının İzmir CHP'deki ağırlıklarını da göz önüne alarak Büyükşehir için hazırlıklar sürüyor. Seçim sonuç alabilme sanatı sayılır. Sonuç alabilmek için İzmir'in diğer ilçelerinin adayları da önemli. Dündar ve yakın çalışma arkadaşları (isimleri bende saklı) şimdi ilçelerin adayları üzerine çalışma yürütüyorlar. Bu arada Genel Merkez ile de ters düşmemeye gayret ediyorlar. Fakat siyasette 24 saat uzun bir süredir. İttifakın tabanda oluşacağı unutulmamalı. CHP Büyükşehiri hedefliyorsa bazı ilçelerden fedakârlık yapması gerekecek. İYİ Parti ile gönül köprüsünü sağlamlaştırmalıdır.
***
Gelelim Ankara'ya... Geçtiğimiz dönem sandık oyunları ile kazanan Melih Gökçek artık yok. Gökçek'in kendisine has bir tabanı vardı. Mustafa Tuna ranta dayalı bu yapıyı dağıttı. Aralarında ciddi bir çatışma olduğunu bilmeyen yok. Başkentlilerin gönlünde Mansur Yavaş ismi var. AKP'ye karşı sonuç alabilecek en güçlü aday. CHP'de bazı kesimler Yavaş'a soğuk bakıyor. Mansur Bey'in adresi büyük ihtimalle İYİ Parti olacak. İlçeler de önemli elbette. Çankaya, Yenimahalle, Mamak, Altındağ CHP'ye; Keçiören, Etimesgut, Gölbaşı, Kazan, Polatlı, Sincan, Kızılcahamam gibi ilçelerde İYİ Parti'ye oyların geçmesi bekleniyor.
Sonuçta bunlar gazeteci olarak edindiğimiz izlenimlerden oluşmakta. Ekim ayı sıcak ve uzun geçecek. Tek adam rejimine son vermeye seçmen karar vermişse oyların mecrasına da, gönül ittifakına da şekil vermeyi becerir. Burada asıl sorumluluk parti genel merkezinin yetkililerine düşüyor. Sağduyuyu kaybetmeden, bireysel hesapları bir kenara bırakıp, parlamenter rejime dönüş için her türlü fedakârlıktan kaçınılmamalıdır...
