CHP'nin Beşiktaş'ta intiharı
Dört yılda bir emlak vergisi ayarlaması olur. Buna "Belli oranda zam" demek mümkün. Ancak İstanbul'un bazı ilçelerindeki artışlara "Yuh artık" demek uygun düşüyor. En başta Beşiktaş'a. Yüzde 400'ü bulan artırım isyana yol açtı. Yanlış anlaşılmasın benim hiç bir tapulu malım yok. Adıma kayıtlı sadece telefon ve televizyon faturaları var. O da bildiğiniz gibi aldığım hizmetin karşılığı.
Beşiktaş ilçe sınırları içinden gelen şikayet mesajları beni şaşırttı. Bu feryatlar yüzünden faciadan haberdar oldum. Bir süre "Üyeliği askıya alınan" -her nedense- Belediye Başkanı'nı hedefe oturtanlar arasında partisinin milletvekilleri bile var. Ancak CHP üst yönetiminden başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, ses çıkmıyor. Başkan Murat Hazinedar'ın anne ve babası adına memleketi Ordu'da yaptırdığı okulun açılışını hatırlayın. Kılıçdaroğlu, o kadar yoğunluk arasında zaman ayırıp, kurdeleyi kesmişti. Beşiktaş Belediye Başkanı'nın "Kesin ihraç talebi"ni yine Kılıçdaroğlu'nun engellediği söylentiler arasında.
Ya oylar?
Gelelim ilçedeki oy potansiyeline. Beşiktaş'ta CHP'nin aldığı oylar İstanbul rekoru. Başkanlık referandumunda ise "Hayır'lar"da da rekor kırılmıştı. Pekiyi, Türkiye 2019'da "Üçlü seçim"e gidecek iken yüzde 400'lük zamlı emlak vergisi ne oluyor? İnsanın aklına bir kaç ihtimal geliyor. Ya CHP'nin ilçe yönetimi -Belediye Başkanı dahil- ince hesaplar içinde. Ya da "Nasılsa bir daha aday göstermezler" düşüncesinde. Hangi ihtimali yakıştırırsanız, yakıştırın. Olan Beşiktaş'taki CHP oylarına olacaktır.
Aynı tehlike Şişli, Kadıköy ve Bakırköy için de mevcut.
Özetlersek "CHP kendi ayağına kurşun sıkıyor". Kılıçdaroğlu acilen bu yüzde 400'lük kazığa müdahale etmek zorunda. Ayrıca "Beşiktaş Belediye Başkanı, lider koruması altında" söylentileri de kol geziyor.
* * *
Bir hakikat
NTV'nin Doğrudan Siyaset'inde Simge Fıstıkoğlu şu sözlerle açılış yaptı; "Seslerin değil, fikirlerin yükseldiği program". Ana konusu "Almanya ile ilişkiler" olan konuşmalarda gerçekten parazit yoktu.
CNNTURK'e geçtim ve tekrarında da eksiklerimi tamamladım. Fıstıkoğlu'nun meydan okuyuşunu hatırladım. Çetiner Çetin'le CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan'ın dalaşmaları neredeyse patlama noktasına ulaşacaktı. Aynı tutumu Ankara'dan konuşan Doç. Dr. Mehmet Şahin de sergiledi. Bu üç isim karşıt görüştekilere öldüresiye bakıyorlardı.
CHP'li Bakan'ın da partisinin ekrana sürdüğü en zayıf temsilci olduğu kesin. Muhalefet yapacağım derken FETÖ'cüleri savunma moduna geçti. Bana göre tek tutarlı vurgusu "Hakyolcu, Menzilci yargıçlar" şeklindeyde. Gazeteci Nevzat Çiçek ile Av. Uğur Poyraz ikilisi yine göz doldurdular. Çiçek'in Cumhuriyet Gazetesi davasıyla ilgili sözleri objektifti. Kutluyorum.
* * *
ÖZEL NOT: Buraya Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili bir tespitimi alacağım. AB'den Sorumlu Bakan Ömer Çelik, konuşmasında "Yeni fasılların açılmasından söz etti". Oysa AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn "Bu şartlarda yeni fasıllara açılması mümkün değil" demişti. Hatta bir başka önemli AB yetkilisi Mogherini aynı lafları etmişti. Galiba bazı bakanlarımız "Tribüne oynamayı seviyor". Ya da Külliye'ye!
* * *
Sevindiğim Mesaj
Armağan Üreten serbest muhasebeci ve mali müşavirlik yapan eski bir okurum. Ağır kalp ameliyatımda, hastaneye kadar gelişini unutamam. Gönderdiği e-postayı özetleyerek sizlerle paylaşmayı arzuladım:
"Burhan Bey merhaba,
Akşam Gazetesi'nden bu yana yazılarınızı özlemiştik. Tesadüfen Jandarma Komutanlığı'na bağlı Balmumcu'daki tesislere gittik. Çay bahçesine komutanlık tarafından gazeteler konmuş. Aralarında Yeniçağ'da vardı. Gazeteyi elime aldığımda sol üst köşede resminizi görünce çok mutlu oldum. Bunu eşimle de paylaştım. Bu arada iki yıllık evliyim. Özel iletişim bilgileriniz olmadığı için size ulaşamamış ve nikah törenime çağıramamıştım. Bu nedenle çok üzülmüştüm. Şimdi eski bir dostu ve büyüğümü bulduğum için sevinçliyim. Yazılarınızı tekrar takip etmeye çalışacağım. Yeni gazetenizde uzun yıllar çalışmanızı ve başarılarınızın devamını dilerim. Yeniçağ'ı da sizden dolayı alacağım. Sağlıkla kalın."
...
Umur Hazangil'in eleştirileri benimkilere benziyor. Azarlar gibi. "Sıra Kimde" ile verdiği mesajı aktarıyorum; "Aziz üstadım, TRT'de yayınlanan -Sıra Seende Türkiye- konusunda fikrinizi öğrenmek için yazacaktım ama gerek kalmadı. Fikrinizi beyan ettiniz. Anladığım kadarıyla -Jüri sizce yeterli, yarışmacılar da- diyelim. Burhan Ayeri de artık bu rezalete müsamaha gösterirse, bize de sukutu yeğlemek düşer. Saygılarımla".
Sayın Hazangil'e bir kaç kelime ile cevap vereceğim. Bu tip yarışmaları bir "Neoklasik" gibi değerlendiremem. "Hiç olmazsa, müzik ağırlıklı" deyip, vurmamaya özen gösteriyorum.
***
VE NİHAYET: Türkiye Futbohl Direktörü Fatih Terim sonunda istifa ettirildi. Demem o ki, G. Saray Teknik Direktörü İgor Tudor'a da yol göründü!