CHP'de yeni kaosun iki ucu!..

Türkiye "başkanlık" tartışmaları arasında rejim kaosu da yaşarken dikkatler yine CHP'nin üzerinde... Hem de parti içindeki vahim tartışmalar yüzünden...

Şaşırtıcı olan, iktidar-muhalefet hattındaki taarruz cephesinin değişmesi değil aslında... Sanki iktidarda olan CHP'ymiş gibi Erdoğan'dan başbakana, vekillerden belediye başkanlarına kadar tüm AKP'liler ana muhalefete karşı taarruzu durdurmuyorlar...

İcraatın başındakiyle onu denetlemekle görevli ana muhalefetin rollerinin bu denli şaşkınlık geçirmesinin tek nedeni AKP ve kiralık medyasının çarpık algı yaratması değil aslında...

CHP'nin iktidara beklenen "sert"likte yanıt vermemesi ve parti içinde bitmeyen kavgalar da ne yazık ki rol şaşkınlığını körüklemeye devam ediyor...

Baksanıza; tüm "yolsuzluk" uyarılarına rağmen 2014'te ikinci kez başkanlık koltuğuna oturtulan Battal İlgezdi'nin şaibeli icraatları Kılıçdaroğlu'nun ortaya çıkardığı Man Adası skandalını bile ters yüz etti...

AKP iktidarı; CHP'nin en az 4 yıl önce ihraç etmesi gereken İlgezdi üzerinden Kılıçdaroğlu'na taarruz edince, Man Adası rezaleti karambolde kayboldu, yıpranan ne yazık ki ana muhalefet oldu...

İl ve ilçe kongrelerinden medyaya yansıyan kavga görüntüleri, Kılıçdaroğlu'nun uyarılarına rağmen kimi vekillerle belediye başkanlarının mesailerini delege avında harcamasının ardından CHP İstanbul İl Başkanlığı seçimi de belli ki partiye pek huzur getirmeyecek... Neden mi peki?..

***

Hedeftekiler ve yıpranan parti!..

Cumartesi günü yapılan CHP İstanbul İl Kongresi ana muhalefeti ne yazık ki yeni bir tartışmanın da içine çekti...

Çünkü CHP'de ezici çoğunluk, seçimi kaybeden Cemal Canpolat'ın en çok da İlgezdi'nin kurbanı olduğuna dikkat çekse de, yeni seçilen Canan Kaftancıoğlu'nun devlete "katil", 1915 olaylarına "Ermeni soykırımı" dediği "Twit"lerin ortaya saçılması, "BDP'liler CHP'de örgütleniyor mu" tartışmalarını alevlendirdi...

Parti tabanı; "CHP, BDP ile aynı yola girdi" diye kaygılananlara "gerzekler" diyen Kaftancıoğlu'nun "aslan CHP, aslan BDP" şeklindeki eski twitlerini yeniden paylaşarak İstanbul yönetiminin yeni rotasına da dikkat çekmeye çalışıyor!..

Bu arada gazeteci Adnan Bulut'un Cem TV'de, "TBMM'deki odasında Atatürk posterini indiren vekil Zeynep Altıok'tur" diye şoke edici bir açıklama yapması ise CHP'de küllenmeye bırakılan "Atatürk düşmanlığı" tartışmalarını yeniden başlattı...

Türkiye karanlığa giderken ana muhalefetin iç tartışmalarla yıpranıyor olması tabanı kahrediyor ama CHP'nin huzura kavuşması için şu soruların da acilen yanıt bulması gerekiyor;

"- Madem Kaftancıoğlu'nun gelişi yeni bir "ikinci cumhuriyet" kaosu yaratacaktı, delegeler, vekiller ve belediye başkanları Canpolat'ı neden gönderdi, üçüncü bir aday neden çıkmadı?..

- Ve madem "Atatürk posterini indiren Altıok"tu, o halde kendisi genel başkan yardımcılığıyla ödüllendirilirken, rezaleti ortaya çıkartan Aylin Nazlıaka niçin ihraç edildi?.."

AKP cumhuriyete son darbeyi vurmak için sinsi seçim planlarıyla uğraşırken, Kılıçdaroğlu'nun önüne bu kez Kaftancıoğlu-Altıok tartışmalarının gelmesi CHP'yi yoracak...

CHP liderinin bu tartışmalara ve başta Bakırköy'deki şaibelerin merkezinde gösterilen Bülent Kerimoğlu gibi tepki çeken konulara "acil müdahale" etmesi bekleniyor...

Aksine hem CHP son tartışmalarla daha da çok yıpranacak hem de Ataşehir'de olduğu gibi, Bakırköy'de de haklı çıkmak olasılığı parti içindeki kaosu iyice büyütecek...

***

Akşener'in meydan okuması...

Bu ülkede salgın hale getirilen itibar cellatlığının, insanların geleceğinin önüne hendek kazma ihanetinin ve utanmazca yürütülen bel altı taarruzlarının da yeni enstrümanıdır "FETÖ"cülük...

Gerçek cemaat militanlarının aksine, namuslu-erdemli, eğilmeyen-bükülmeyen insanlara da savrulan çamurun zavallıca adıdır "FETÖ"cülük!..

Artık masum rakipleri bile bertaraf etmeye çalışırken, sinsiliğin arkadan hançerlemesinde, kara çalmaya taşeronluk yapan kirli bir el gibidir "FETÖ"cülük suçlamaları!..

Meral Akşener'in önceki gün bir kez daha haykırmaya çalıştığı isyanının gerisinde de siyaset kirliliğinin iğrençleştirdiği temelsiz, "kanıt"sız düşmanlığa bir öfke vardı belli ki... Dedi ki İYİ Parti lideri Akşener;

"Bana FETÖ'cü dediler... Geçtim beni, çoluğumda çocuğumda, yedi göbek sülalemde bir FETÖ'cü bulun, huzurunuzda ilan ediyorum politikayı bırakıyorum... Benim FETÖ'cü olduğuma dair elinde tek bir kanıt olan varsa, onu savcılığa teslim etmeyen şerefsizdir, alçaktır!.."

Çok merak ediyoruz; FETÖ lideriyle, müritleriyle, bürokratlarıyla, "abla"ları ve "abi"leriyle kol kola halay çekmeyen tek AKP yöneticisinin kalmadığı bu ülkede, daha nasıl meydan okusun Meral Akşener?..

Hiç kuşku yok; sosyal medya üzerinden itibar cellatlığı yapanların iftira bataklığı oluşturmaya çalıştığı bu ülkede, siyaseti cesurca yapmaya çalışanların "hodri meydan"ı ancak bu kadar dirençli olabilirdi...

AKP trolleri, iktidarın dümen suyunda giden kiralıklar, "hareket" rotasını yitirmiş siyasetçiler, yandaş kalemşorlar ve sosyal medya ile fısıltı gazetesi üzerinden çamur savurmakla görevlendirilen taşeronlar çarptıkları sert kayaya yanıt verebilecekler mi bakalım?..

Fethullah Gülen'e "dön artık vatan seni bekliyor" diyerek gözyaşlarıyla yalvaran ve önünde saygıyla düğme ilikleyen iktidar figürleri Akşener'in isyanı karşısında susmaktan başka bir şey yapamayacaklar belli ki?..

Yazarın Diğer Yazıları