CHP bölünür mü?
CHP kurultayında beklenen netice çıktı: Kemal Kılıçdaroğlu yine genel başkan seçildi. Kılıçdaroğlu'nun oyu 790, rakibi Muharrem İnce'nin oyu ise 447...
Kemal Kılıçdaroğlu 790 delegenin oyuyla birinci çıktı ama karşısındakinin aldığı 447 oyun da bir manası olduğunu unutmamak gerekir.
Şimdi her hâlukârda artık R. T. Erdoğan'ı destekleyen MHP'de, daha önce bir kongrede mevcut genel başkanla o zaman karşısına çıkan aday, CHP'deki gibi neredeyse aynı oranda oy almışlardı. Ak Parti ile ittifak eden bu partinin içinde giderek tartışmalar çıktığını ve bölünmenin kaçınılmaz olduğunu hatırlatırım.
Kaldı ki, hizipler partisi olarak bilinen, her iç tartışmada "Hadi kongreye gidelim." denilen CHP'de, 447 muhalif oyun bir umut doğuracağını ve yeni hamlelere girişileceğini de herhalde tahmin edersiniz.
Şartlar CHP'de iç çatışmaya çok müsait.
Alevîlere karşı muhabbetimi bilen bilir. Kitaplarım ortada. Ali'siz Alevîlerin Alevîliği başka mecralara çektiği de bir gerçek.
CHP içinde sık sık şikâyet konusu bu Ali'siz Alevîler... Şimdiye kadar bir tedbir alındığı da görülmemiş, aksine yüz verilmiştir.
"Atatürk'ün partisiyiz." deniyorsa, ihata edici olunmalıdır, her kesime kapı sonuna kadar açık tutulmalıdır. Ne yazık ki, 1970'li yıllarda Ecevit'in zuhurundan itibaren, CHP, renk değiştirmiş, şekil değiştirmiş, kapılarını solun soluna alabildiğine aralamış, bu yetmemiş, teröriste "terörist" diyemeyen, "inanç" noktasında lâkayt ve hatta "düşman" davranan kesimler itibar görmüştür.
En son İstanbul İl Başkanlığı seçiminde neler olduğunu biliyorsunuz. "Sizin Allah"ınız" diyen, "Yine bir kürt öldürüldü!" gibi akla ziyan tivitler atan, "Türkleri Ermeni soykırımcısı", devleti "seri katil" gösteren, CHP'nin, PKK'nın "yasal" görüntüsü BDP ile aynı yola girdiğini yazabilen bir il başkanı delegelerin oyuyla seçilebilmiştir.
Bu delege yapısını incelemek isterdim. Delegeler nasıl tespit edilmiş? Acaba kaçı Ali'sizlerden? Canan'ın karşısında seçilemeyen başkanı biraz araştırdım. Siz de incelerseniz, delege yapısının zaman içinde nasıl oluştuğunu anlarsınız. Fazlasını yazmayalım. Şu an Kemal Kılıçdaroğlu'na Türkiye'nin ihtiyacı var; üzülmesi, kaygılanması memlekete zarar.
Eski parti sözcüsü Selin Sayek Böke çıkıyor, Afrin'deki ABD-Rusya desteğini sağlamış, PKK'lı oldukları her fırsatta delillendirilmiş, bölücü, yıkıcı unsur için: "Ne ben ne arkadaşlarım bir yapının terör örgütü olup olmadığına dair bir değerlendirme yapacak istihbarî bilgiye ve kurumsal yapıya sahip değiliz." diyebilmiştir.
Bu açıklama, gerçekten YPG'nin yapısını bilmediği için diyebilir miyiz? Niyetinin ne olduğu belirgin.
Şenal Sarıhan'dan, Sezgin Tanrıkulu'dan daha birçok aykırı isimden bahsetmeyeceğiz. CHP tabanında karşılığı olmayan isimler, neden ısrarla baş tacı edilir?
CHP tabanı kandırılmamalı... CHP'ye ihtiyaç var.
Parti, millî, vatansever, M. Kemal'in hedeflerine kilitlenmiş kimliğine kavuşmalıdır.
Sessiz kalan parti içindeki çokluk, "Neden böyleyiz?" sorusunu ne zaman soracak?
CHP, CHP'lilerin kalmalı, sızmalara karşı tedbir alınmalıdır.