Cepheleşme tehlikelidir
Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 1980 öncesi 1. ve 2. Milliyetçi Cephe (MC) hükümetlerini kurarak Türk siyasetine "cepheleşmeyi" getiren Başbakan oldu.
1. MC Hükümetinde Adalet Partisi (AP), Millî Selamet Partisi (MSP) Milliyetçi Hareket Partisi MHP ve Güven Partisi (GP) yer aldı.
1974 Kıbrıs Barış Harekâtında oyları artan CHP'nin tek başına iktidar olması ve azınlık hükümetine de güvenoyu alamaması karşısında Demirel 4 parti ile 1. Milliyetçi Cephe hükümetini kurdu.
Ancak cephenin ortağı partiler anlaşamayınca 5,5 ay sonra erken seçim kararı aldılar.
Haziran 1977'de seçime gitti. Ana muhalefetteki CHP, Bülent Ecevit liderliğinde oyunu %41'e çıkarıp 1. parti oldu ve 213 Milletvekili kazandı.
Azınlık hükümeti kurdu ama güvenoyu alamadı.
Demokrasilerde çare tükenmez diyen dönemin AP lideri merhum Süleyman Demirel 2. Milliyetçi Cephe'yi MSP ve MHP ile kurdu.
Ancak cepheleşme koalisyon üyesi partilere de yaramadı. Hükümet'te MSP'liler AP'lileri "yolsuzlukla", MHP'liler MSP'lileri, "yeşil komünist" eleştirisi ile MSP'liler MHP'lileri "sokağı terörize" etmekle suçluyorlardı.
Hükümetten ve koalisyondan ayrılmalar başlayınca Bülent Ecevit, "kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum" diye açıklama yaptı.
Hükümetten bakanlık kapma sevdasına kapılan çeşitli partilerden milletvekilleri tarihe "Güneş Motel Vakası" olarak geçen transfer görüşmeleri sonucunda AP'den 11 milletvekili istifa edip Ecevit hükümetinde 10 bakanlık alınca Ecevit hükümet kurabildi.
Ancak 1980'e kadar Başbakanlık Ecevit ile Demirel arasında gitti geldi.
12 Eylül'e gelindiğinde Meclis, Cumhurbaşkanı seçememiş, 1974-1980 yılları arasında sol-sağ cepheleşmesi ile yaklaşık 5 bin 400 kişi sokaklarda öldürülmüştü.
12 Eylül darbesine doğru adım adım...
1 Şubat 1979: Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü.
10 Eylül 1979: Türkiye İşçi Partisi Adana eski İl Başkanı Ceyhun Can, yazıhanesinde öldürüldü.
19 Eylül 1979: Malatya Ülkü Ocakları eski Başkanı Mürsel Karataş, İstanbul Sultanahmet'te öldürüldü.
3 Aralık 1979: Fedai Dergisi sahibi MHP'li yazar Kemal Fedai Coşkuner, öldürüldü.
7 Aralık 1979: İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Cumhuriyet yazarı Cavit Orhan Tütengil, öldürüldü.
11 Nisan 1980: TRT İstanbul Radyosu prodüktörlerinden Ümit Kaftancıoğlu, öldürüldü.
27 Mayıs 1980: MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak, öldürüldü.
24 Haziran 1980: MHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Ali Rıza Altınok, evinde kızıyla birlikte öldürüldü.
15 Temmuz 1980: CHP İstanbul milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu, Şişli'deki iş yerinde öldürüldü.
19 Temmuz 1980: Eski Başbakan Nihat Erim, İstanbul Dragos'taki evinin yakınında suikasta uğrayarak öldürüldü.
22 Temmuz 1980: Maden-İş Sendikası genel Başkanı Kemal Türkler, öldürüldü.
Ve 12 Eylül 1980...
İşte böyle gergin bir ortamda Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve Kuvvet Komutanlarının gerçekleştirdiği askeri müdahale ile yönetime el koydu.
6. Süleyman Demirel hükümeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi feshedildi, sendika ve derneklerin faaliyetleri durduruldu ve genel sıkıyönetim ilan edildi.
1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı.
12 Eylül 1980 darbesinin ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.
1982'de kurucu Meclis'in hazırladığı Anayasa halkoyu ile kabul edilirken Kenan Evren aynı zamanda Cumhurbaşkanı seçildi
12 Eylül 1980 darbesi sonrasında 650 bin kişi gözaltına alındı, 1,683 kişi fişlendi, 50 kişi idam edildi, 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi...
Türkiye, 1980 öncesinde yaşanan "cepheleşmeyi" ve sonrasında yaşanan darbeyi bir daha inşallah yaşamaz.
İktidar partisi AKP ile yandaşları MHP ve BBP ittifak yaparlarken karşılarındaki CHP, İYİ Parti, SP, HDP ve DP'yi de ittifak olarak empoze etmekteler.
İşte bu zihniyete Yeni Milliyetçi Cephe hevesine kapılmamalarını öneriyor, ülkenin vaktiyle cepheleşmelerden çok çektiğini vurguluyorum.