‘Büyük Birader’in hesabı
Diktatörlüklerde olur böyle şeyler, kafaya takmayım diyorum ama memleket meselesi... Biz, HSYK hükûmetin kontrolüne geçiyor, can çekişen kuvvetler ayrılığı, tümden mezara gömülecek, derken internet tamamen “Büyük Birader” in insafına bırakılacak.
“Büyük Birader”, “Gezi” desen, “Taksim” dahi desen işkilleniverecek ve anında elinin altındaki düğmeye basacak. “Hırsız!” desen, aynı, “Çete!” desen aynı, hele bir “İhale!” de bakayım... Anında sayfan kararacağı gibi, sabahın beşinde baskın da yiyebilirsin. Sakın ha!... “Türk’üm.” de demeyeceksin! “Büyük Birader”in arkasının “... doğruyum, çalışkanım...” geleceğini bilmeyeceğini mi sanıyorsun! Sen, “Andımız”ın kaldırılmasını mı tenkit ediyorsun! “Halkı isyana teşvik”ten kendini içeride bulursun!
İnternet yoluyla gelmiş hiçbir yazın, hiçbir dosyan senin değildir. “Büyük Birader” , seni “sen” olmaktan çıkaracak; ancak, kendisi için varlığını sürdürmene izin verecek.
Lenin, Hitler, Stalin dönemleri bile aranır olacak. Takat mı kalır bizde; İnsanlıktan çıkarız.
Bir “torba kanun tasarısı”ndan bahsediliyor. Kanuna eklenen maddeyle artık internet sitelerinin herhangi bir mahkeme kararı olmadan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından kapatılmasının önü açılıyormuş.
Öyle bir kontrole alıyorlar ki, internet sitesini bırakın, internet sayfaları kesilecek. Yani “Büyük Birader”: “Yok edin şunu; bana ‘Badem bıyıklı.’ dedi.” dese, tweet veya YouTube videosu engellenecek. Mahkeme kararı hak getire... Gerçi HSYK’yı “çiftlik” hâline getirecekleri için, mahkemeler olmuş veya olmamış fark etmiyor. “Büyük Birader” zaten: “Savcı da benim, hâkim de..” dedikten sonra, mahkemeye gitmeye ne hacet; zaman israfı, kırtasiye israfı!...
Sistem şöyle işleyecekmiş:
Erişim Sağlayıcılar Birliği (ESB) kurulacakmış önce... Bu birlik, bütün mobil ve sabit internet servis sağlayıcı şirketlerin çatı örgütü olacakmış. TİB veya Bakanlık tarafından alınan engelleme kararını dört saat içinde uygulamaya geçecekmiş. Buna ek olarak ESB, abonelerin internet trafiği bilgilerini iki yıl boyunca tutacakmış. Böylece Türkiye’deki 34 milyon internet abonesinin internette hangi sitelere girdiği veya akıllı telefonlardan hangi uygulamaları kullandığı tespit edilebilecekmiş.
“Büyük Birader”nin bütün bu kontrol mekanizması bir maliyet getiriyor ve yükü de senin omuzunda... Kontrol edilecek her adımının bedelini de ödeyeceksin!
Bir daha bakamayız, kanun çıkmadan bakayım dedim; kaç tür diktatörlük varmış. Birçok türü varmış. Zamanımıza uygunu “demokratik diktatörlük”. Şöyle tarif ediliyor:
“[Diktatör], hukukî olarak anayasalarda veya devlet içerisindeki diğer politik ya da sosyal faktörler tarafından sınırsız bir liderlik imkânı kazanan, otokraside mutlak üstünlüğü bulunan yönetici.”
“Otokrasi de ne?”, diyeceksiniz. Otokraside, yönetici, bütün siyasî yetkileri tek başına elinde bulunduruyor.
Bilinen bir şey için kimseyi aptal yerine koyamam, bulmaca çözdüremem... “Büyük Birader” kimmiş, hadi bilin demem!