Levon Panos Dabağyan'la Durum Dergisi'nde beraber çalıştık. Bu topraklara ve değerlerimize sahip çıkan bir insandı. Gerçek Türk Milliyetçisi idi. Zaman içinde onu daha iyi tanıdıkça hayran oldum. Dün Timuçin Mert kardeşimin dillendirdiği gibi, her zaman Alparslan Türkeş'in yanında oldu. CKMP'nin -MHP- Adana Kongresi'nde parti sembolü seçilirken en büyük etken olmuştu. Bozkurt mu, Üç Hilal mi oylamasında ilk duyulan ses onunkiydi; "Üç Hilal olsun. Ecdat yadigârıdır". Bu gür çıkışın arkasından tüm salon büyük tezahüratla ona destek vermişti.
Bende önemli etki yaratan tezlerinden biri de "Bu topraklarda yaşayan Ermeniler, Türk soyundan gelmedir" idi. Bu yüzden epey baskıya uğradı. Yılmadı, bir adım gerilemedi.
Kibarlığı, insanlığı ve değer yargılarıyla önemli birisiydi. Çocuğumun isim babasıydı. Levon Ağabeyimi saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum. Toprağı bol olsun.
***
Gökoğuz Yeri
Yıllar önce bir Rusya gezimde Moskova'daki Gagauzları ziyaret etmiştim. İlk dikkatimi çeken dilimizi mükemmel kullanmalarıydı. Bunların büyük bölümünün Hristiyan oluşunu dile getirince kızmışlardı; "Ne olmuş, biz Türk değil miyiz?" diye bana fırça atmışlardı. Bunu yaparken bizim ay-yıldızlı sembolü gözüme sokmayı unutmadılar. Sonunda hatamı anlayıp, gönüllerini almayı başardım.
Bu olayın yıllar evvelinde Karagümrük Ortaokulu'nda öğrenciydim. Okul Müdürü Dr. Cemil Reşit Unatgil idi. Bir gün "Atatürk'ün hatibi" unvanlı Hamdullah Suphi Tanrıöver geldi. Müdürümüz tanıttıktan sonra sözü ona bıraktı. Tanrıöver, ufak tefek bir insandı ama müthiş hitabeti vardı. İstiklal Savaşı anılarını anlattı. Arada lafı Göktürklere yani Gagauzlara kadar getirdi. O zamanki Romanya içine sıkışıp kalmış otonom bölgedekilerden bahsetti. Türkiye Cumhuriyeti olarak, burada pek çok okul açılmasına vesile olmasından gururla söz etti.
Yıllar sonra
Başbakan Binali Yıldırım'ın Moldova gezisini izlerken bütün bunlar gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Gökoğuz -Gagauz Yeri- yine aynı bölgede. Otonom yönetimi var. T.C. Başbakanı Yıldırım'ın konuşması sırasında Tanrıöver'in önayak olduğu Türkçe müfredatlı 26 okuldan söz edişi, beni duygulandırdı. Büyük fikir adamının vefatının 51'inci yılında bu şekilde anılmasıyla mutlu oldum. Hele ellerinde Türk bayraklarıyla karşılamaya katılan soydaşlarımız gözlerimi doldurdu.
Bu arada bir büyük insanı daha rahmetle andım. Merhum Alparslan Türkeş'i tanıyışım ve onunla ilk röportajımın üstünden de yarım asır geçti. Onun bana söylediği "Türklük şuuru yaşamalı" şeklindeki sözlerini hiç bir zaman unutmadım. 1969 yılında ise "Nasılsa Demirperde bir gün yıkılacak" demişti. Uzak görüşünün üzerinden 20 yıl geçmeden bu Kızılperde parçalanıp gitti. Hâlâ ayakta kalan Türklük şuuru. İşte Bağımsız Türk Cumhuriyetleri. İşte Gagauzya, Kıpçaklar -Gürtay Kıpçak'a da selam olsun- ve Yakutların özerk bölgeleri. Ve diğerleri. Dünya durdukça var olacaklar.
***
Ata sporu ve TRT
Kendisini "En büyük benim" ilan eden gazeteye bakıyorum. Sondan başa taramaya başladım. 6, 7 derken tek satır bulamadım. Varsa yoksa futbol ve biraz da basketboldaki kavga. Promosyon kuponlarının olduğu sayfaya gelince nihayet aradığımı yakaladım; "Avrupa Güreş Şampiyonası". Nerede yapıldığı bile yok. Grekoromen 85 kiloda ikinci olan Metehan Başar'ın vesikalık resmini koymuşlar. Ayrılan yer gazetecilik tabiriyle çift sütun. Metnin tamamı üç kısa paragraf. Oysa kazanılan madalyalar küçümsenecek cinsten değil. Son yarım yüzyılın "en başarılı kürsüsü"nü yakalamışız.
Yeri geldi mi "Ata sporu" diyoruz bazen "Ecdat yadigârı" diye söz ediyoruz. Peki bu ne vurdumduymazlık? İnanın TRT olmasa güreşi hatırlayan yok. Millî sporumuzu ayağa kaldıranların başında geliyor. Son Avrupa şampiyonası bunun ispatıydı. Kurumun Spor Koordinatörü Mehmet Buğra Şahin'i tebrik ederek başlayacağım. Ayrıca tüm ekibini. Bir özel kutlama da TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu'ya. Bu genç ve başarılı isim iyi bir güreş hastası. Federasyonun Yönetim Kurulu Üyesi olarak da görev yapıyor. Canla başla uğraşıyor.
Eğer herkes güreşimize aynı şekilde sahip çıkarsa, yeniden şanlı maziye döneriz. Bunun ilk ışıklarını yakaladık sanırım.
