Bunun adı "Gaflet Uykusu"
Kayseri Birinci Komando Tugayı çok özeldir. 1984 yılından bu yana PKK'yla yaptığı mücadelesiyle yıldızlaştı. Bölücü örgütün 2015 yılındaki isyanında en büyük darbeyi indirdi. Cudi'de, Gabar'da tek şehit vermeden temizlik yaptı. Fırat Kalkanı Operasyonu'nda ağır yük onun omuzunda. 15 Temmuz kalkışmasında Hakkari-Çukurca Hattı'nı temizlediler. Cumartesi günü ilk kez bu kadar ağır darbe yediler. Çünkü sırtlarında üniformaları, bellerinde silahları yoktu. Çarşı iznine gidiyorlardı. Hem de Halk Otobüsü'yle. Sormak istiyorum; "Bu nasıl gaflet?"
Bu ülkenin daha düne kadar İçişleri Bakanlığı'nı yapan zat "Polis istihbaratının %95'i FETÖ'cü çıktı" diyebilmişse bu darbeyi nasıl yorumlayacağız? Efkan Ala'nın bir başka itirafını da araya sıkıştırmak istiyorum; "81 il emniyet müdürünün 75'i FETÖ'cüydü". Demek ki "temizlik sonrası oluşan boşluk" zaaftı. Sonuçları meydanda. Peki sen uyurken, nasıl oluyor da bölücünün istihbaratı bu kadar iyi çalışıyor. Komando Tugayı'nın kullandığı güzergah ve çarşı iznine çıkış saatini dahi tespit edebiliyorlar. Bomba yüklü aracı sivil giyimli komando dolu otobüse rampalayıp infilak ettirebiliyorlar. Hangi ülke bu kadar aciz istihbaratın en tepesindeki şahsı görevde bırakır? Yoksa bu kara kutuda bilmediğimiz bir şeyler mi var? Dilim varmıyor ama, bu mantıkla canımızı yakan patlamaların sonu gelmeyecek. Meşhur laftır; "Patron ya umar, ya korkar". Hadi bunun cevabını da siz verin.
Karton plaktan bugünlere
ABD'nin bize Orta ve Uzak Doğu'nun jandarmalığını verdiği günlerdeydik. Kore'deki kahramanlıklarımızdan çok mutlu oldular. Marshall Yardımı çerçevesinde miadını doldurmuş silahlar yolladılar. Hatta ihtiyaç fazlası buğdayları. Süt tozları ile kırmızı peynirlerini gönderdiler. Bu işler yapılırken bir de "Dostluk Plağı" hazırlandı. Merhum Celal İnce'nin sesinden. Tüm Türkiye'ye dağıtıldı; "Gazete hediyesi olarak". Şarkının sözleri şöyleydi:
"Amerika, Amerika
Türkler dünya durdukça
Beraberdir seninle
Hürriyet Savaşı'nda".
Bu plakların ilginç yanı özel kartonlardan yapılmasıydı. Ben de bunlardan biri var. Aramaya gerek duymuyorum. Ancak sözlerini unutmadım.
Çikolata renkli Beyaz Saray Güvenlik Danışmanı Rice'ın 2003'te Birleşmiş Milletler kürsüsünde yaptığı konuşmayı hatırlayalım. Parçalara ayıracakları devletler içerisinde ilk sıraya Türkiye'yi oturtması milattır. O günden bu yana başımıza musallat ettiklerine dikkatli bakın. Amerikan yapımı silah, patlayıcı ve füze kullanıyorlar. Anlayacağınız gibi "beraberiz seninle hürriyet savaşında"yı birlikte söylüyorlar!
***
Hakem Mahmut Uslu
Beklendiği gibi lastik patladı. Hem de Kasımpaşa önünde. Akıldışı bir 11'e "labirent taktiği" eklenince ilk yenilgi alındı. Aslında çözülüş geçen yılın şampiyonluğunu getiren transferleri yapan Erdal Torunoğulları'nın kovuluşuyla başlamıştı. "Transferleri ben yapacağım" diyen Fikret Orman'ın başarısızlığı ortada. Aldıkları içerisinde "iyidir" dediğiniz kimse var mı? Süper Mario'nun gidişini seyredenlerin getirdiği enkaza bakın. Başkana göre "dünyanın en iyi hocası" Şenol Güneş'in sahaya sürdüklerinden vaz geçtik yaptığı saç-baş yolduran değişikliklere doğru diyen var mı? Lig TV yorumcusu Mustafa Sapmaz'ın ısrarla yaptığı yorumunu bir tek Güneş fark edemedi; "Kasımpaşa, gollerini 45 ile 60. dakikalar arasında atıyor"!
...
Mahmut Uslu, Amed maçı sonrası yaptığı basın toplantısında tuhaf laflar etti. Kupayı bıraktı devamlı olarak siyah-beyazlıları hedef gösterdi. "Hakemler Beşiktaş'ı koruyor"u tekrar tekrar söyledi. Sonuçta R. Tayyip Erdoğan Stadı'nda öyle bir hakem gördük ki, adına "Halil Umut Uslu" demek mümkün. Kartal kötüydü ama "ince ince doğrandığını" tüm gözler gördü.