Bunlar İYİ Parti'yi seçime sokmazlardı
İki hukukçu karşılıklı tartıştılar. Biri Burhan Kuzu. Diğeri daha ortadan görüşlü Ersan Şen. Bildiğiniz gibi Anayasacı ve Ceza Hukukçusu bunlar. Sıra seçime geldi mi tam tersi fikirleri savunuyorlar. Kuzu, iki ay içinde Uyum Yasaları dahil tüm eksikliklerin giderileceğini söyleyebilme rahatlığında. "100 bin imza tek tek ilçe seçim kurullarına nasıl ve ne zaman verilebilecek bunu izah etsin." Burhan Kuzu'nun tavrı her şeyi kanun hükmünde kararnamelere bırakmış gibi. Haydi terbiyeli yazayım; "Hocayı bu kadar -ben yaparsam olur- mantığında" görmedim. Bakın "saçmaladı" lafını kullanmıyorum. "Al birini, vur ötekine" diyeceğimiz önerilerde bulundu.
Alçı'dan engel
Ersan Şen, her şeyi yasalar çerçevesinde yorumlayan bir kafaya sahip. Bugüne kadar tek bir abuk önerisini duymadık. Onun tam tersi biri daha var; Nagehan Alçı. Yeni hastalığı, karşıt fikirliyi konuşturmamak. Susmuyor. Ağaçkakan gibi. Bir ara Gürkan Hacır'ın Nagehan yüzünden kafayı yediğini sandım. Bereket devreye Hakan Bayrakçı girdi. "Yeter artık. Sen benim de merakımı giderme ve öğrenme hakkımı engelliyorsun" diye patladı. Gerçekten Hacır o sırada CHP'nin muhtemel cumhurbaşkanı adaylarının değerlendirmesini yapıyordu. Bu isimler arasında en şanslı konuma gelenin İlhan Kesici olduğunu vurguladı. Gerekçesi çok net, ülkenin tüm kesimlerinden oy toplayacak özelliklere sahip.
Dikkatli okurlarım hatırlar, Türkiye'de İlhan Kesici ismini ilk defa telaffuz eden ben oldum. O zaman saydığım üstünlüklerini bugün başkalarının ağzından duymakla mutlu oluyorum. Kesici memleketi yönetmek için her türlü donanıma sahip. Hatta artısı var, eksisi yok.
Burada içimizden örnek vermek istiyorum. Çalışma arkadaşım Esat Atalay bir gün bana "Kesici'yi seçtir de rahatla" dedi. Ben de "Böyle bir yetkim yok. Ancak, önerebilirim" şeklinde cevap vermiştim. Onu da yaptım sanırım. En büyük savım ise, "Ülkenin ekonomiden anlayan birine ihtiyacı olduğu" şeklinde idi. Bakalım ne olacak? CHP'nin adayı kısa süre içerisinde belli olur.
Habertürk'teki uzun tartışmadan çıkardığım farklı bir gözlemimi de aktarmak istiyorum. Araştırmacı Hakan Bayrakçı sıkıntılı mesajlar vermekte. Rahatsızlığı iyice yansımaya başladı. Gözlerini kapatması dahil, ıstırabını ekrandan tespit mümkün. Ona tamamen iyi niyetli önerim, bir süreliğine kendini fazla yormaması. Bunun da yolu tartışmalardan uzak durmak. "Geçmiş olsun" dileklerimi yolluyorum.
İlginç sonuç
Aynı kanalda OPTİMAR'ın patronu Hilmi Daşdemir son araştırmalarını açıkladı. En çarpıcı olan, CHP tabanının yüzde 47'sinin İYİ Parti ile ittifakı istemesi idi. İnanın ben de bu eğilimi gözlemliyorum. Aynı taban Abdullah Gül'ün ortak adaylığına ise sıcak bakmıyor. Bu konuda bir de hatırlatmam olacak. Temel Karamollaoğlu meşhur kongrede merhum Erbakan'ı devirme operasyonunun adayının Gül olduğunu ne çabuk unuttu. Dedim ya, tuhaf bir durum.
15 meselesi
Başta Erdoğan olmak üzere AK Parti kurmaylarının son çıkışları bir gerçeği ortaya koymakta; "Bunlar, 15 milletvekili harekatı yapılmasa, kesinlikle İYİ Parti'yi seçime sokmayacaklardı". En basit örnek "100 bin imza"ya getirilen zorluklar. "Grup kurdurma" ile her türlü tezgahın yolu önlenmiş oldu.
AK Partililere bir tavsiyem olacak. Her yenilgiyi, FETÖ'ye bağlamaktan artık vazgeçsinler. Millet bunlara doydu. "Ööö" dedi. Her gün yerden yere vurdukları Bay Kemal öyle bir gol attı ki hırslarından çatladılar. Yine Gürkan Hacır'ın söylediği gibi Kemal Kılıçdaroğlu'nun "onu indireceğim" çıkışlarını ilk kez ciddiye alıyorlar.
...
ÖZEL NOT: Başbakan Binali Yıldırım'ın ilk defa bu kadar sinirlendiğine tanık olduk. Özgür Özel'i yalancılıkla itham ederken, biraz haksızlık etti. Şimdi sormak istiyorum; "15 Temmuz gecesi, yapımı henüz bitmemiş Ilgaz Tüneli'ne girmedi mi?" Tabii, Özel'in "4 saat" diyerek biraz abarttığı süre kadar değil. Melih Gökçek'in de bir işçinin evine konuk olduğu aynı geceden söz ediyorum!
***
Ya futbolcular
Şu TFF, bugün kararını açıklasa da karalamalar sona erse. İstihbaratıma göre bugün açıklama olmayabilir. Gerekçe soruşturma tamamlanmadı.
Aykut Kocaman'ın "Şenol Güneş'in kafası kanamadı. Baticon -tentürdiyot- sürdüler" şeklindeki suçlamalarını beğenmedim. Fenerbahçe Teknik Direktörü'nün geldiği nokta çaresizliğin işareti. Kendisine önerim spor medyamızın en objektif ismi Ömer Üründül'ün TRT Spor'da yaptığı değerlendirmeyi mutlaka izlemesi. Üründül'ün teşhisi herkesi bağlamalı.