Bu kadar mı, bizden uzaksınız?
Pazar sabahına NTV'nin Gece Gündüz'ü ile başladım. Erken saatte tekrar yayınlandı. Gülay Afşar bir Latin grubunun tanıtımını yapıyordu; "Che Malambo". Che, bilindiği gibi her yerde "hey" demek. Yani seslenme unsuru. İzlediğimden çıkardıklarımı aktaracağım. Kökleri 17. yüzyıla giden bu grup, 14 erkek davulcudan oluşmakta. Güney Amerika kovboylarının düellolarından esinlenilip yaratılıyor.
Afşar'ın soruları söyleşiyi ilginç hale getirdi. Kıyafetler konusuna değindi. Ortada boyu çekmiş kispet benzeri siyah pantolonlar var. Üstte de aynı renk kolsuz tişörtler. Ne kıyafet, ne kıyafet! hanımefendi Avrupa'daki gösterilere ilgiyi merak etti. "Daha ilk anda çok beğendiler, bayıldılar" cevabı verildi. Ekrandaki hareketlere baktıkça Ramazan davulcuları daha başarılı. Yahu bu memlekette Anadolu Ateşi diye muazzam bir topluluk var. İçinden 120 "hey arkadaş" çıkar. Folklorik danslarını dünya ayakta alkışlıyor. Bu ülke ithal kovboylara mı kaldı. Belli ki yapılan hatır gönül işi. Ancak 2-3 cümleyle geçiştirilecek konuya 20 dakika ayırmak programcılık mı?
Yine Gülay Afşar'a dönüp birkaç laf daha edeceğim. Türk Müziği ile hiç mi ilgisi yok? TSM veya THM alanında bunca başarıya nasıl kör olabiliyor? Ya da bu kadar mı kara cahil?
Dünyaca ünlü keman virtüözümüz Suna Kan'la ilgili habere lafım yok. 80 yaşındaki sanatçı eklem rahatsızlığı yüzünden "Keman kutumu artık kapattım" dedi. Üzüldüm. Acil şifa dileklerimi yollarken, ellerinden saygıyla öpüyorum.
Ve diğerleri
Bu defa da atv'deki tıntınları izledim. Çatalca'nın Çanakçalı Köyü'nden bir habere takıldım. Biri bırakıyor, öbürü devam ediyor; "leylaklar". Bakıyoruz, leylak denilen "mor salkım" çiçekleri. Hani bahçe girişlerinde gördüğümüz bitkiler. Hadi bu çocuklar cahil, leylakla mor salkımı ayırt edemiyor. Peki, redaksiyonda bunları uyaracak bir Allah'ın kulu da mı yok?
İki üniversite diploması olan, üç lisan bilen birini tanıyorum. Arkadaşlarının zoruyla girdiği işkembecide çorbayı limon sıkarak içtiğine tanık oldu. Sirke, kırmızı biber hak getire. İşkembenin assolisti sarımsak da yok. Gerekçesi "ağız kokusu". Sizi serbest bıraktım; atış serbest.
...
Spordan da bir örnek vereyim. beIN Sport'ta "Dünyadan Futbol"a takıldım. Alıntılar ve kurgusu iyi. Kim hazırlayıp montajlamış bilmiyorum. Sunumdaki ikilinin her şeyden habersiz olduğu kesin. Takımların maskotlarından söz edildi. Köln'ün sembolü gösterildi. Bizimkilerin bilgisiz olduğu meydanda. Derslerine çalışmadıkları belli. En trajikomik yan görüntüye gelen keçiyi tanımamaları. Lafı yuvarlayıp gürültüye getirdiler.
***
Nerde kalmıştık
Gündem Özel'de Canan Karatay'ı fark edince kalem-kağıdı aldım. Koca Profesör Doktor, üstelik iç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı. İhtisas alanından dişe dokunur hiç bir etkinliğini hatırlamıyorum. Varsa yoksa "yasaklı yiyecekler". Elinde kitaplarının en çok satanı "Karatay Diyeti". Çok raundlu boks maçı hostesi gibi. Devamlı bunu havaya kaldırıp duruyor.
Deniz Bayramoğlu, "En son 12 Aralık'ta program yapmıştık. Bu arada neler yaptınız?" diye sordu. Ünlü diyetisyenimiz, 50 konferans verdiğini söyledi. Tek tek sıraladı. "Doğal ürünler, doğal tüketim" öğütlerini unutmadı. Yoğurttan sirkeye "Her şeyi evde yapın" diye konuştu. Toplumumuzun ana gayesinin yemek-içmek olduğunu bininci kez tekrarladı. Hazır fırsatı yakalamışken kendisine "Ceviz ormanı satın aldı" diyen Sağlık Bakanı'na tekzip gönderdi. Size bir şey daha söyleyeyim. İzlenme paylarına baktım; Karatay'ın ratingi, Hakan Çelik'e konuk olan Bakan Recep Akdağ'ınkinden iki kat daha fazla çıktı.
***
Hemşehrim
Ahmet Çakır'ın bir süre Balat'ta yaşadığını Hüseyin Movit'ten öğrendim. Sırf bu yüzden onun Sporsever'ini gece yarısına sarkmasına rağmen bekleyip, izledim. Üç yıl Kitaplı Spor yaptıktan sonra format değiştirdi. Aslında misafiri Orhan Ayhan olunca isim önemli değildi. Çünkü Ayhan, "Mikrofonda 55 Yıl" isimli, anılarını topladığı kitabını tamamladı. Duayen spor yazarının her dalda anlattıkları ders niteliğinde. Spor sayfalarının sadece futbolla doldurulmasından şikayet etti. Yedikule'deki kürek yarışlarının 8 sütuna manşet olduğu yıllardan söz etti. Ahmet Çakır'ın desteğini de sevdim. Orhan Can ve Murat Ağca'nın araya sıkıştırılan söyleşileri de güzeldi. Özetle Sports TV'deki programı çok beğendim.
***
Yozgat'ın yetiştirdiği son fenomen kesinlikle Mümin Sarıkaya. "Ben Yoruldum Hayat"ı söyledikçe herkes ağlıyor. Star'daki Kadınca programında da gözyaşları sel oldu. Bu bestekar şimdi de "Öptüm Uyanmadın Annem" isimli yeni şarkısıyla liste başı olacak. Söylemedi demeyin.