Bu dış açıklar sürdürülemez

Eylül ayı ihracatımız 11.8 milyar dolar, ithalatımız ise 20 milyar dolar oldu. Böylece bir aylık dış ticaret açığı 8.1 milyar dolar oldu. Ocak-Eylül 9 aylık dış ticaret açığı ise 53.8 milyar dolara yükseldi. Oysa ki geçen sene aynı 9 ayda dış ticaret açığı 42.1 milyar dolar olmuştu. Bu sene geçen yıla göre Eylül ayı dış ticaret açığı yüzde 85 ve 9 aylık dış ticaret açığı da yüzde 27.9 oranında arttı. (Aşağıdaki tablo.)

********************************************************

Dış Ticaret Açığı

2016 2017 Yüzde

Milyar Dolar Milyar Dolar Değişme

------------------------- ------------------------ ---------------

Eylül Ayı - 4.4 - 8.1 85.0

Ocak-Eylül (9Ay) - 42.1 - 53.8 27.9

********************************************************

Dikkat edersek, hükümet üyeleri sürekli ihracatı konuşuyor. İhracat üstüne algı oluşturuyorlar. Gerçekte ise önemli olan dış ticaret açığıdır.

İhracatla övünmek için:

1- İhracat, ithalattan daha büyük olacak... Dış ticaret açığı olmayacak.

2- İçeride ihracat malı üretiminde ithal girdi oranı düşük olacak. Türkiye'de bizzat ihracatçılar ihracat malı üretiminde ithal girdi oranının yüksek olduğunu söylüyorlar. Söz gelimi ithal girdi yüzde 70 ise, demek ki ihracat malı üretiminden yaratılan katma değer ihracatın yüzde 30'udur.

3- Dış ticaret açığının nedeni yatırım malı ithalatından ileri geliyor ise, bu yatırımlar kendi açığını kapatacaktır. Oysa ki biz üretimde ithal girdi (ara malı ve hammadde) kullanmamızdan dolayı dış ticaret açığı veriyoruz. Yatırım malı ithalatının toplam ithalat içindeki payı düşüktür.

Bu durum ithalatın yapısından anlaşılıyor. Ocak-Eylül 9 aylık toplam ithalatın, yüzde 13.8'i sermaye-yatırım malı ithalatıdır. Bu yüzde 13.8'in, yaklaşık yüzde 10'luk bir kısmı ise yatırımların, makine ve teçhizatta eskime ve yıpranmadan dolayıdır. Eskiyen ve yıpranan parçaların, yerlerine yenisini koymak için yapılan yeni parça veya makine ithalatıdır. Net yatırım malı ithalatı ise toplam ithalatın yüzde 3.8'idir. (Aşağıdaki tablo.)

**********************************************************

İthalatın Yapısı (Ocak-Eylül 9 Ay)

-----------------------------------------------------------------------------

2016 2017

-------------- -------------

Sermaye(Yatırım Malları) 18.3 13.8

Ara Malı ve Ham Madde 67.4 73.9

Tüketim Malları ve Diğer 14.2 12.3

TOPLAM 100.0 100.0

*********************************************

Toplam ithalatın yüzde 73.9'luk kısmı, üretimde kullanılan aramalı ve hammadde ithalatına gitmiştir. Üretimde ara malı ve hammadde girdi payı yüzde 50 ve üstü olarak tahmin ediliyor. Bu demektir ki Türkiye bir döviz sorunu yaşarsa ithalat yapamayacak, fabrikaları çalışmayacak, üretim duracaktır.

Dışa bağımlı bu üretim yapısını düzeltmek yerine, ekonomi yönetiminin ihracattaki artışlar üstüne, dış ticaret açığını hesaba katmadan abartarak algı yaratması, ancak yatsıya kadar sürer.

Dış ticaret açığından, net dış yatırım gelirleri, karşılıksız olarak elde edilen net dış gelirler (cari transferler) ve turizm gibi hizmet gelirlerinden elde edilen gelirler indirilirse geriye cari işlemler açığı kalıyor. Türkiye geçmiş yıllarda da cari açık verdi. Ancak 2003 yılından bugüne kadar yani 14 yıl 9 ayda verilen toplam 531.2 milyar dolarlık cari açık yatırım malı ithal etmek için değil, girdi ve tüketim malı ithal etmek için verilmiştir. Bu açık da sonuçta dış borçların 432 milyar dolara çıkmasına neden olmuştur.

Cari açığı elin malını kullanıyoruz şeklinde yorumlayanlar için: Bir: Yatırım malı ithalatı için cari açık verseydik bu tespit doğru olurdu. İki: Cari açık, kaynak kaybına neden oluyor, döviz ihtiyacını artırıyor, kırılganlığı artırıyor ve dış borç sorunu yaratıyor.

Yazarın Diğer Yazıları