Böyle buyurdu Reis!
Eğitim; insan davranışını istenilen yönde değiştirme, ona nitelikli davranışlar kazandırma eylemidir.
Ünlü eğitimci John Dewey eğitimi; 'Yaşantıyı yeniden yapılanma yoluyla değiştirme süreci' olarak tanımlar.
Rousseau ise, "Bitkiler kültürle, insanlar eğitimle biçimlenir" der.
Ünlü Fransız ihtilalcisi Danton da "İnsanın ekmekten sonra en fazla ihtiyaç duyduğu şeyin eğitim olduğunu" iddia eder.
Eğitimin hammaddesi insandır. Amacı iyi davranışlar kazandırmak, bir mesleğin bilgi, beceri ve tekniklerini öğretmek, onu daha üretken kılmaktır.
Amerika'da temel eğitimi almayan kişilere sakat muamelesi yapılması sebepsiz değildir.
Davranış, tutum, alışkanlık ve inançların hemen hepsi eğitim sisteminin rahminde büyür.
Eğitim düzeni hasta olan bir toplumda hiçbir sistem sağlıklı değildir.
Eğitim bir toplumun istiklal ve istikbal sorunudur.
Eğitim değil yap/boz, koy/kaldır sistemi!
Eğitim en stratejik hayat alandır.
Konfüçyüs binlerce yıl önce "Bir yıl içinde sonuç almak istiyorsan tohum ek, on yıl içinde ürün almak istiyorsan ağaç dik, yüz yıl içinde sonuç almak istiyorsan insan eğit" demişti.
İnsan eğitmek uzun vadeli bir süreçtir.
Uygulanan bir sistemden sonuç almak için zorunlu olan sabrı göstermek gerekir.
Eğitim her şeyi kaldırır ama koy/kaldır, dene/yanıl, yap/boz, olmadı başa dön sistemini kaldırmaz.
Eğitimde sürekli devrim olmaz, aksine eğitimde süreklilik ve tutarlılık olur.
İnsan yetiştirme düzeni hasta olan bir toplumun hiçbir yanı sağlıklı değildir.
Bu yüzden demokratik ülkeler eğitim sistemine göz bebeği gibi bakarlar.
Reise, Bakana ve partiye göre eğitim!
Eğitim medeni ülkelerde üzerinde her türlü tasarrufun yapılabileceği kadavra olarak görülmez.
Orada herkes bilir ki eğitim sistemiyle oynamak ülkenin geleceğiyle oynamak anlamına gelir.
Türkiye'de Millî Eğitim, her Bakanın aklına geldiğini uygulamaya koyduğu ya da test edildiği yerler haline gelmiştir.
Demokratik ülkelerde partilere ait değil millete ait eğitim sistemi olur.
Her partiye, aynı parti içindeki her Bakana göre eğitimde değişiklik olmaz.
Hatta gelişmiş ülkelerde Reis'e, Başkana ya da baştakine uygun eğitim sistemi de olmaz!
SBS/TEOG vs. kalksın!
AKP iktidarının her Millî Eğitim Bakanı göreve başlar başlamaz sıfırdan başlıyormuş gibi kendine göre bir sistem dayatmasında bulunmaktadır.
Bir bakıyorsunuz kudret elitleri kesintisiz, bir bakıyorsunuz kesintili eğitim, bir bakıyorsunuz SBS bir bakıyorsunuz TEOG adlı nevzuhur bir sistem devreye sokuyor.
Bir de bakıyorsunuz ki bunların hepsini bir kalemde yok sayan bir başkası...
Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Eylül Cuma günü canlı yayında "TEOG kaldırılacak" diye talimat veriyor.
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz 19 Eylül Salı günü TEOG'un kaldırıldığını açıklıyor.
Dün SBS neden kaldırıldı? TEOG niye getirildiydi?
Bugün TEOG neden kaldırılıyor?
TEOG'un yerine neyin konulacağına yönelik bilim adamlarının bir çalışması ve düşünceleri mi var?
TEOG'la ilgili karar vermek için akademik çevreler tarafından düzenlenmiş çalıştaylar, sempozyumlar, paneller, konferanslar mı yapılmıştı?
Konuyla ilgili akademik çevrelerin bilimsel yayınları, Millî Eğitim Şurasının çalışmaları, sivil toplum örgütlerinin düşünceleri mi vardı?
Hayır yok!
Reis "TEOG kalksın!" diyor.
Millî Eğitim Bakanı, TEOG kalktı... Bir ay içinde TEOG'un yerine neyin konulacağına karar verileceğini söylüyor!
Başbakan Yıldırım, "Herkes istediği okula gidecek" diyor!
Gazeteler de doğal olarak "Herkes istediği okula gidecek" diye manşet atıyor.
Bunun nasıl olacağını bilen ya da açıklayan yok!
Bakan yalnızca, "Bize güvenin yeter" diyor!
Dün, anayasa değişecek, parlamenter sistem buzdolabına konulacak dedi Reis!
Tam da onun dediği gibi oldu.
Bugün TEOG kalkacak dedi.
TEOG alktı!
Böyle buyurdu Reis?