Boru değil; Anayasa!
Heyy! Orada mısınız?! Duyun halkımı!
Bu değiştirmek istediğiniz Anayasa! Sistemin atardamarı... Bir yanlış ameliye ülkeyi teşrih masasında bırakır.
Halkın yarısını ikna ederek Anayasa değiştirilmez... Diğer yarısının da gönlü olması lâzım.
12 Eylül darbecileri bile kılı kırk yardılar, yüzde 92 oy aldılar. Halk isteseydi oy vermeyebilirdi. Meselâ ben ret oyu vermiştim.
İlim adamları, tecrübeli isimler böyle Anayasa değişikliği olamayacağını söylüyorlar. Ak Parti içinden bile ses geldi... Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek "tek adamlık"tan bahsetti.
Önceki yazılarımda adı geçen anayasacı Prof. Dr. Kemal Gözler'in tespiti sarsıcı:
"Elveda Kuvvetler Ayrılığı, Elveda Anayasa: Teklif edilen sistem, 'kuvvetlerin Cumhurbaşkanında birleşmesi esasına dayalı bir kuvvetler birliği hükûmet sistemi'nden başka bir şey değildir."
Saray'ın en büyük destekçisi anayasacı Prof. Dr. Burhan Kuzu bile, başkanlık sistemini anlattığı kitabında: "Kuzey Amerika'daki Başkanlık Sistemini ülkelerine taşımak isteyen Güney Amerika ülkeleri, temel ilkeleri değiştirdiklerinden başarılı olamamışlardır. Örneğin Başkana kanun hazırlama imkânı verilmiş ve gerektiğinde parlamentoyu dağıtma yetkisi tanınmıştır. Böyle bir sisteme Başkanlık Sistemi denilemez." diyor.
Burhan Kuzu Hocamız bu sözleri tevil eder mi, bilmiyorum. Çok önce, daha milletvekilliğinin ilk yıllarında, başkanlık sistemi üzerine kendisiyle uzun bir röportaj yapmıştım. İdeal başkanlıktan bahsediyordu. Şimdiki "Bize diktatör gerek." sistemidir. Burhan Hoca "Böyle bir sisteme Başkanlık Sistemi denilemez." demiş ve noktayı koymuştur.
Başkanlık sistemiyle ilgili son anketler, şu olağanüstü şartlarda bile Saray'ın aleyhinde. Hatta Ak Parti'nin eski oylarını toplayacağı bile şüpheli.
Sistemin tek kişiye bağlandığı zamanımızda cemiyette insanlar birbirlerine güvensizlik içindeler, "tek adam" mutlak hâkim olunca kim bilir ne hâle geleceğiz.
Dün sabah şahit olduğumuz bir gerilim örneği:
Aynı mahallenin iki ayrı lisesinin kız öğrencileri karşı karşıya geldiler. Bir grup yeni açılan imam hatibin, diğer grup normal lisesinin öğrencileri. Belki 15 öğrenci var. Aralarında Allah inancıyla ilgili tartışma çıkmış. Normal liseli kız: "Ben Allah'a inanmıyorum... Allah zenginlerin duasını kabul ediyor." diyor, imam hatipli bir kız çıkışıyor: "İnanmıyorsan, ulu orta söylemen şart mı?" Bir sürü laf çarpışması... Ardından normal liseli kızın biri karşısındakine: "Saçını başını yolarım!" diye bağırdı. Başörtülü imam hatipli, "Gel de yol!" diyerek ondan aşağı kalmadı. Gruplar öyle birbirlerine girdiler ki, ayırmak çok zor oldu.
İç muhalefettin gücü karşısında aklı şaşmış, gözü dönmüş, kendi partisinden intikam almak isteyen birinin uzattığı bir tutam otla eğer rejim değişir, "dikta"ya teslim olursak Neşatî gibi yanarız:
Hançer-i bî-dâd ile kıydun tarahhum itmedün
Neyledün ey çarh-ı zâlim neyledün kān eyledün
("Ey zâlim felek! Adaletsiz kılıç ile kıydın (bana) acımadın. Sen neyledin?! Her yeri kana buladın sen ne yaptın?)
Hanımlar, beyler! Değiştirilen boru değil; Anayasa!
Ülke bir kişinin eline teslim etmenin ötesinde, bir kör ideolojiye teslim ediliyor.